Karartma Geceleri (Rıfat Ilgaz) Özeti Konusu ve İncelemesi

Karartma Geceleri

Rıfat Ilgaz, günümüzde çok tanınan ‘’Hababam Sınıfı’’ yazarı olarak bilinir ve yazmış olduğu ‘’Karartma Geceleri’’ eseri İkinci Dünya Savaşı yıllarında konu almaktadır. Muhteşem bir sadelikle yazdığı bu eser edebiyat öğretmeni ve şair olan Mustafa Ural’ın etrafında konu gelişmektedir. Karartma Geceleri konusu aslında sürekli kaçak hayatı yaşayan Mustafa’nın hayatına değil İkinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul’daki hayatı ve dönemin yazarlarının zor durumlarda kaldığını ve çevrenin siyasi fikir ayrılığını, politik görüşleri, sanatın amacına ve doğasına ne kadar zarar verdiği anlatılmaktadır.

Rıfat Ilgaz’ın yazdığı karartma geceleri özeti içerisinde şiirleri nedeniyle hapise giren bir öğretmeni konu almakta. Mustafa Ural yani kitabın baş karakteri hapisteki yeni hayatına alışmaya çalışacaktır ve bu süreçte neden hapishaneye girdiğini hatırlamaya başlayacaktır. Mustafa Ural bir gün dolaşırken eski öğrencisinin kendi kitabını okuduğunu görmektedir fakat kitabı devlet tarafından toplatılmış ve hemen sonrasında ise polisler kapısına dayanarak öğretmeni hapise atmışlardır. Hapise girmesinin nedeni kendisi de ‘’solcu’’ adı altında şiirler yazmasıdır.

Karartma geceleri olay örgüsü aslında öğretmenin durumu fark etmesi ve Tarih öğretmeni olan arkadaşı Hüsnü ile buluşmasıyla devam eder. Arkadaşı Hüsnü, Mustafa’nın siyasete girmemesi ve siyasetten uzaklaşması gerektiğini düşünür ve kendisi ile buluşarak ailesini tehlikeye attığını düşünmektedir. Mustafa tatsız bir şekilde, evine giderken kızı sayesinde polislerin geldiğini anlar ve oradan uzaklaşır. Artık bir evi olmayan Mustafa, yardım için arkadaşı Asteğmen İlhan’ın yanına gider fakat İlhan bir asker olduğu için yardım edemeyeceğini söyler ve bir karşılık göremez. Sonra, bir tanıdığı yani Agop efendinin kahvehanesine gider. Agop efendi polislerin Mustafa’yı takip ettiğini görünce kendisini ele vermez fakat Mustafa’yı reddeder.

Sonrasında zamanında çok yardım ettiği arkadaşı Cengiz’in yanına gider ve burada bir süre yaşamayı başarmıştır. Bir süre sonra Cengiz’in sevgilisi Çiğdem polislere söyleyeceğini belirtir ve yüzünden evi terk etmek zorunda kalır. Mustafa bir sonraki adresi bir öğrencisi Nihat olur fakat orada da Nihat’ın büyükannesi yüzünden barınamaz ve ayrılmak zorunda kalır. Ara sıra kimliksiz bir şekilde polislere takılır fakat özgürlüğünü devam ettirmektedir. Hala maaşı yatmaktadır ve bu paraya ulaşmanın yolunu arayarak karısı Şükran’a ulaşmaya çalışır.

Bir gün polisler tarafından tutulur ve kimliği sorgulanır. Mustafa’yı tutan Memur Basri’dir ve Mustafa, memur ile çok cana yakın konuşarak oğlunun derslerine yardım edeceğini söyler ve kimliğini açığa çıkartmayı başararak tutuklanmaz. Yine bir süre Cengiz’in yanında kalan Mustafa bir gün dışarı çıkar ve Ayten ile karşılaşarak yazdığı bir hikâyeyi okur ve tekrar buluşma planı yaparlar. Buluşma yerine giderken daha önce karşılaştığı Basri memur tarafından tutuklanır. Karartma geceleri romanı konusu yine Mustafa’nın hapishane günlerine götürerek bir mahkemede devam eder. Mahkemede karısı Şükran ve en yakın arkadaşı İlhan’da vardır. Fakat İlhan’ın yargılanmasının sebebi sivillere benzin satmalarıdır.

Karartma Geceler Konu İncelemesi

Karartma geceleri konusu bakımından incelendiği zaman ana karakteri Mustafa’dır ve kaçak bir hayat sürmesini konu almaktadır. Mesleği öğretmenlik olan Mustafa toplumcu şiirler nedeni ile tutuklanmak istenir. Mustafa Ural, roman boyunca idealist bir tavır sergiler ve aslında düşüncelerinin arkasında durmaktadır ve şair olduğunu gururla söylemektedir. Baş karakterin bazı açılardan Rıfat Ilgaz ile benzerlikleri görünmektedir. Karartma geceleri incelemesi genel olarak belli bir dönemi ifade ettiğini düşünürsek 1940’lı yıllar diyebiliriz. Türkiye’deki koşulları, kendisi gibi siyasi düşünceleri paylaşan yazarların çektiği sıkıntıları anlatmış diyebiliriz. Karartma geceleri savunulan düşünce aslında yazarların düşüncelerini, siyasi görüşlerini rahat bir şekilde dile getirememeleri ve bunun yüzünden sürekli kaçak veya göçebe bir hayat yaşadıklarını diyebiliriz.

Roman içerisinde geçen yerler açık sözlülükle dile getirilmiştir ve net bir şekilde okuyanlara sunulmaktadır. Mustafa’nın geçtiği yerler, hapise girme nedeni, düşünceleri aslında net bir şekilde anlatılmaktadır. Aslında romanda asıl meselenin bir siyasi kavga olmadığı gerçeğini anlatmaya çalışır. Mustafa, hep ezilen halkın tarafında olduğunu ve kendi çekmiş olduğu sıkıntılar ile beraber halkın çektiği sıkıntılarla aynı olduğunu, bunalımlarını ve toplumu yansıttığını söyler.  Rıfat Ilgaz bu romanın içinde de toplumcu gerçekçi bir yazar olduğunu söyler ve genellikle toplumu ilgilendiren konuları yazar. Karartma Geceleri romanı genel olarak,

  • Romandaki yaklaşımlar zamanın toplumsal tespit olarak eleştirilebilir.
  • İkinci Dünya Savaşı yılları sırasında İstanbul
  • Sol-sağ çatışmaları.
  • Yazarların ve sanatçıların genel sorunu.
  • Sanatçının sorumlulukları.
  • Sanatın işleyiş şekli.
  • Tepkisiz kalanlar olarak değerlendirilebilir.

Karartma geceleri türü romandır ve roman işleyişi basit bir kurgudur. Tam anlamıyla hikâye doğrusal bir şekilde ilerlemez. Mustafa Ural’ın hapishane günleri ile başlar ve bu zamana nasıl geldiğini anlatmaya devam eder. Ağırlıklı olarak sürekli bir yerde barınamaması ve kaçak olarak yaşadığını ele alır ve yine sonunda hapishane ile sona ermektedir. Polisten sık sık kaçan ve yalnız kalan Mustafa Ural, siyasi görüşlerini, yaşadığı ve yaptığı şeyleri sık sık düşünür ve kendine sorular sorar. Romanın genelinde kullanılmış olan akıcı ve sade dil, yazarın vermek istediği mesajı anlaşılır olması için tercih ettiği söylenebilir. Yeri geldiğinde mesajı sık sık iletme ihtiyacı duyan Rıfat Ilgaz sürekli mesajı tekrarlar ve sonuç olarak herkes tarafından anlaşılabilen ve gerçekleri ortaya koyan romanı başarıyla oluşturmuştur.

Kaplumbağalar

Kaplumbağalar

Fakir Baykurt’un kaleme aldığı Kaplumbağalar’ın türü romandır. Fakir Baykurt tarafından kaleme alınan, köy sorunlarını ve bunların nedenlerini ele alan, sosyal yaraları tam anlamıyla irdeleyen, halk tarafından çok sevilen bir romandır. Takvimlerimiz Eylül 2006’yı gösterdiğinde yayınlanan bu eseri Literatür yayıncılık yayımlamış bulunmaktadır.

Yazarın da dedikleri ele alınacak olursa bu eser; bütün türdeki teknik ve teknolojik gereçlerin önemli ilerlemeler gösterdiği ve üretmeyi alabildiğin arttığı bu evrende, yemeği yıllık zahireyi, yanıp kül olmuş topraklardan elleriyle toplamaya gayret eden ve varlığını devam ettirmek için azimle üreten Türk köylüsünün yaşamından bir kesit olarak nitelendirilebilir.

Burada yazar fakirlik, köylü halkının dilinden anlamak, bürokrasi ile yarış, Alevi-Bektaşi kültür ve gelenekleri, alevi ailelerin sorunları başlıklarını irdeleyen gerçekçi, halden anlayan bir şekilde kaleme alınmış, duygudaşlık kitabıdır. Kitabı okurken köylü halkının yerine kendinizi koyuyor, verdikleri emeklerinin sonucunu almalarını istiyor ve haksızlığa karşı büyük bir üzüntüye kapılan okura bazı gerçekleri sorgulatıyor.

Kaplumbağalar’ın Baş Kahramanları

Kaplumbağalar’ın başkahramanları hakkında oldukça incelenecek nokta vardır. Öncelikli olarak eğitmen Rıza Bey’den bahsedecek olursak kendisi Tozak köyünde bir kendi halinde öğretmendir. Eğitimci olan Rıza Bey; atılımcı, aklı başında, bilge bir beyefendidir ve kendisi köy halkına sürekli yardım eden, merhametli, olay çözücü, köylü halkının güvendiği bir kapıdır. Onun gerçek bir çabası vardır o da köy halkına elinden geldiğinde yardım etmektir. Diğer kahramanlarımızdan birisi olan Kır Abbas; Tozak Köyünün önde gelenlerinden birisidir. Aynı zamanda çok çalışkan, yufka yürekli ve merhametli olan köylünün bir tanesi Abbas, eğitmen Rıza Bey’e de en büyük destek veren kişidir. Abbas, köy halkına, köye yürek vermiş, kendini bildi bileli burada olan bir köy adamıdır. Evlatlarını, torunlarını ve ailesini çok sevmektedir.

Usta yazarın bu klasikleşmiş kitabında yer edinen ve bilmemiz gereken diğer önemli kahramanlar ise köy muhtarı, Battal Bey; kasabalı memur, Hamdi Bey; Kır Abbas’ın hanımı, Cennet Hanım; Kır Abbas’ın oğlu, Yusuf ve Kır Abbas’ın biricik gelini Senem Hanımdır.

Kaplumbağalar Özet

Kaplumbağalar özet hakkında konuşacak olursak hadiseler, Ankara şehrine 100 km, Kızılırmak’a 15 km mesafede olan Tozak köyünün içinde yaşanmaktadır. Alevi geleneği ve kültürü bu yoksul ve bilgisiz köyde durmaksızın sürmektedir. Ama köy, her türlü imkândan yoksun, su bile olmayan, karasal bir köydür. Bu köyde üzüm dahi yetişmemektedir. Köyün bu kuraklığı için öğretmen Rıza Bey bir teklifte bulunur. Köyün kuzey tarafındaki kurak yer tarla haline getirilebilir. Tüm köy halkı ve yufka yürekli eğitimci Rıza Bey canla başla çalışarak kısa bir zamanda o düzlük yeri bağ haline getirirler ve de arazinin o eski susuz, verimsiz, çorak halinden bir iz kalmaz.

Bu köylünün ve Rıza Beyin yaptıkları arazi o kadar faydalı bir hale gelmiştir ki ne şaraplar ne üzüm bağları daha bir sürü ürün elde edilmektedir. Köylüleri tekrardan bir mutluluk sarar ve köylerinde kaplumbağa akını meydana gelir. Hayvanların buraya gelmesinin sebebi yeşilliklerin gölgesine sığınarak güneşin amansız sıcağından kurtulabilmektir. Kır Abbas’ı, yaşlı olmasına aldırış etmeden ve de hiçbir ücret beklentisi olmadan bağın gelişmesi ve güzelleşmesi işlerinde görev almaktadır. Akşamüstü köye yabancı bir cisim düşer ve köylü yaklaşamaz pek bir korkar, çekinir. Düşen cisim bir meteoroloji gözlem aracıdır ve bu cismi okulun bir odasına kapatırlar.

Bu yaşanan ilginç hadisenin ardındaki gün köye, halkın mülkünü yazacak, hesaplayacak ve gidecek olan bir kadastro komisyonu gelir. Köylü komisyon üyeler, ne karşı oldukça temkinli ve tedbirli tutum sergiler. Herkesi şoka sokan bir hadise gelişir ve komisyon bağın devletin mülkü olduğu kararına varır. Köylü halkı ve eğitmen Rıza Bey o tarladaki emeklerini, kendilerine ait olduğunu ispatlamak için çok uğraşırlar fakat komisyonu kendilerine inandıramazlar, komisyon yazıkları raporu devlete gönderir. Bu yüzden devlet ve köylü arasında bir anlaşmazlık, husumet ve çekişme baş gösterir.

Bunun dışında bazı olaylar sonucunda da köylü ile devlet arasında bazı çekişmeler yaşanır. Köylü cahil ve zayıf olduğundan devlet ile yarışacak güçte yarışamaz. Devlet evlere yüklü kiralar yükler. Köylüler hangi avukata, yargıca gitseler de kiralara yetişemezler ve sonunda bin bir güçlükle yetiştirdikleri tarlalarını bozarlar. Köydeki tüm sığırlarını tarlaya süren Köylü halkı, yeşil tarlalarını eski haline döndürebilirler. Kaplumbağalar da eskisi gibi güneşin altında kalınca köyü terk ederler ve Rıza köy okulunda yaşamaya devam eder. Kır Abbas ise umudunu kaybetmemiş ve canından çok sevdiği yeni doğan torununa Yeşer ismini vermeyi tercih etmişse de devlete olan kırgınlık, kızgınlık ve öfkesi bir türlü dinmemiştir.

Roman Hakkında Bilinenler

Kaplumbağalar isimli eser, usta yazarımız Fakir Baykurt’un ilk baskısı tarihler 1967’yi gösterdiğinde yapılmış olan ve okuyucusu ile buluşan köylü bürokrasi çatışması,  Alevi köylülerin hayat mücadelesini konu edinen bir roman olmuştur.

Usta yazarımız, 1965 senesinde Türkiye Öğretmenler Sendikası TÖS’ün ve Türkiye Öğretmenler Derneği TÖBDER’in kurulmasında bizzat bulunmuş ve TÖS’ün genel başkanı olmaya layık görülmüştür. Ama 1966 senesinde İlköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılıp Milli Folklor Enstitüsü’ne uzman olarak atanmıştır. Yazarın en sevilen, en beğenilen ve ona şöhretin kapılarını sonuna kadar açan eseri bu eseri Kaplumbağalar’dır.

İnci (John Steinbeck) Özeti, Konusu ve İncelemesi

İnci

İnci roman türünde yazılmış bir eserdir. Kitapta yer alan öykü zenginliğin ve paranın aslında insanın başına ne tür kötülükler açabileceği üzerine yazılmıştır. Eserin yazarı John Steinbeck akıcı bir üslup kullanarak öyküyü kaleme almıştır. Eser içerisinde uygar olan toplumlarla az gelişmiş özellik gösteren toplumları karşılaştırmıştır. Yazar bu karşılaştırmayı yaparken her iki toplumun da olumsuz yönlerine eleştiri yapmaktadır. Bu eser çocuk romanı olarak gözükse de aslında her yaş grubuna hitap etmektedir. Eser birçok dile çevrilmiştir. Sayılamayacak kadar filmin de eser konusunu oluşturmaktadır.

İnci Özeti

Balıkçılık yaparak geçimini sağlayan Kino karısı Juana ile birlikte bir kulübe içerisinde yaşamaktadır. Kino’nun bir de küçük bir bebeği vardır. Bebeğinin adı Coyotito’dur. Bebeğini sıradan bir gün de akrep sokmuştur. Juana zehri emse de sonrasında tükürmüştür. Bebeği çift doktora götürmüştür. Doktorun Kino ve onun soyundaki insanlara karşı davranışları çok kötüdür. Kino’nun parası olmadığından dolayı doktor kendilerini kabul etmemiştir. Kino kendisine ait olan kanosuna gitmiştir. Denizden bir yosun parçasını alarak bebeği akrebin soktuğu yere sürerler.

Kino ve ailesi hep birlikte inci aramak için işe koyulmuşturlar. Dünyada bulunan en büyük inciye Kino ulaşmıştır. Kino bu bulmuş olduğu inciyi satarak Juana ile kilise de evlenecektir. Çocukları olan Coyotitoyu da okutmak için gerekli olan parayı sağlayacaktır. Bunu duyan herkes kıskanmıştır. Doktor ise hemen bebeği görmek istemiştir. Bebeğe doktor ilaç içirmiştir. Bebek kusarak vücudunda bulunan zehri atmaya başlamıştır. Bebeğin göz kapaklarının içleri morarmıştır. Doktor 1 saat geçtikten sonra tekrar bebeğin durumunu öğrenmek için gelmiştir.

Kino inciyi satarak viziteye olan borcunu ödemek istiyordu. İnciyi kulübenin içinde bulunan toprağa gömmüştür. Gece olduğunda birisi inciyi almak için kulübelerine girmiştir. Kino hemen çakısını çıkarmıştır. Kulübeye giren kişi kaçsa da Kino’yu yaralamıştır. Sabah olduğunda Kino inciyi satmak için karar almıştır. Kasaba da bulunan tüm herkes onları izliyordu. Kardeşi olan Juan Tomas da Kino’nun yanında bulunuyordu. Gittikleri ilk tüccar sahte altın diyerek onları kandırmaya çalışmıştır.

Kino inciyi başkentte sata kararı aldı. Geceleyin birisi kulübenin önüne gelerek Kino’yu öldürmek istedi. Karısı Juana artık korkmaya başlamıştır. Karısı sabah Kino uyanmadan evvel inciyi denize atmak istemiştir. Kino bu duruma son anda yetişerek engel olmuştur. Kino karısına büyük bir tekme atmıştır. İnciyi bulduklarından beli kötülük yaklarını bir türlü bırakmamıştı. Birisi yine Kino’ya saldırmıştı ve saldırdıkları kişi savunma yaparken ölmüştü. Cesedi sazlıkların arasına sakladılar. Gece olunca kanosuyla denize açılarak kaçmayı planlıyorlardı. İnci artık Kino’nun tüm hayatını oluşturuyordu.

Kino inciden vaz geçmek istemiyordu. Gece olunca hemen yola çıktılar. Rüzgâr onlara izlerini kaybettirmek için yardımcı oluyordu. Kuzeye doğru Kino yönlerini ayarladı. Tüm gece yürüdükten sonra bir kutunun korunaklı olduğuna karar kıldılar. Burada bir müddet dinlendiler. Dağ avcıları Kino ve ailesinin peşine düşmüştürler. Kino bu durumu anlayınca hemen yönünü batıya doğru çevirdi. Batı dağlık olduğundan dolayı izlerini kaybettirebilirdi.

Kino en sonunda yola tek başına devam etme kararı aldı. Çünkü avcıları peşine alarak ailesini güvende tutmak istiyordu. Karısı Juana ise bu duruma karşı çıkmıştır. Hep birlikte en sonunda sarp kayalıklara doğru tırmanmaya başladılar. Gölge bulunan bir yarık buldular. Suya ihtiyaçları vardı. En sonunda suyu bularak doyasıya içtiler. Avcılar hala peşlerindeydi. Tırmanmaya kaldıkları yerden devam ettiler. Gece olunca iki avcı uykuya kaldı sadece birisi nöbet başındaydı. Kino onları izliyordu. Kino tek tek hepsini öldürmek istiyordu.

Beyaz kıyafetlerini dikkat çekmemek adına çıkardılar. Ardından kayalıklardan sakince indi. Bulundukları mağaranın içerisinden bir ağlama sesi yükseldi. Ağlama sesinin ardından tüfek sesi duyuldu. Kino avcıları öldürse de artık çok geç kalmıştır. Kino mağaranın içinde kötü bir şeylerin olduğunu hissetmişti. Juana’nın şalına sarılmış olan Coyotito vardı. Şalın üstünde bulunan kan lekeleri kurumuştu. Hemen denizin kıyısına gittiler. İnciyi artık istemiyorlardı ve onu denizin derinliklerine fırlattılar. Bu inci onlara kötülükten başka bir şey getirmemişti. İnci özeti biraz acıklı biraz da ders verici bir öyküden oluşmaktadır.

İnci Konusu

İnci konusu Meksika’nın kıyısında yaşayan yoksul olan inci avcısının hayatını anlatmaktadır.

İnci İncelemesi

İnci kitabının ana fikri açgözlülük ve insanın doymaz olan nefsi onu felaketlere sürüklemektedir. Kitapta olan karakterlere bakacak olursak Kino fakir bir balıkçıdır. Denizde bulmuş olduğu inci onun hayatını alt üst etmiştir. Doktor ise aç gözlü birisidir. Paraya oldukça düşkün olan doktorda insanlara karşı bir sevgi yoktur. Doktorun da Kino’nun da sonu felaket olmuştur. John Steinbeck tarafından kaleme alınan bu roman uzun bir hikâyeyi anlatmaktadır.

Kino’nun eşi olan Juana ise çok fedakâr bir kadındır. Kino ona bir keresinde şiddet uygulamıştır. İncinin sürekli olarak onlara uğursuzluk getirdiğini düşünmektedir. İnciden sürekli kurtulmanın yollarını aramaktadır. Eserde yazar hayatta karşılaştığımız sıradan ve fakir insanları ele almıştır. Hayattaki acıklı gerçekleri yazar ortaya koymaktan çekinmemiştir. Kitap okuyucuya bakış açısı kazandırmak adına çok şey katmaktadır. İnci İncelemesi genel olarak bu şekilde aktarılmıştır.

John Steinbeck Nobel Edebiyat Ödülünü almış bir yazardır. Dünya edebiyatında ölümsüz olarak adlandıracağımız birçok eseri bulunmaktadır.

MEB 100 Temel Eser Listesi (İLKÖĞRETİM)

MEB 100 Temel Eser Listesi

MEB 100 Temel Eser Listesi (İlköğretim) bu liste ilköğretim öğrencilerinin boş vakitlerini değerlendirmek ve katkı sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Kitap okuma alışkanlığının küçük yaşlarda daha iyi oturduğu bir gerçektir. Kitap okuma alışkanlığı her yaş grubunda oturması gereken bir süreçtir. Bilinmesi gerekir ki çocuk yaş grubuna göre kitapların dağılımı önem göstermektedir.

MEB tarafından hazırlanan bu listede daha çok çocuk kitapları yer almaktadır. Çocuk kitaplarının hikaye ve masal ağırlıklı olarak listede yer almaktadır. Okuma alışkanlığında kitapların da çok büyük etkisi bulunmaktadır. Okullarda Türkçe derslerinin belli bir kısmında okuma saati yapılmaktadır. Çocukların küçük yaşta okuma alışkanlığı kazanması onların yararına olacaktır.

MEB 100 Temel Eser Listesi (ilköğretim) okullarda hem öğretmenlere hem de öğrencilere yol göstermek amacıyla oluşturulmuştur. Öğretmenlere de bu nokta da önemli bir görev düşmektedir. Kütüphanelerde bu kitapların ücretsiz olarak öğrencilere ulaştırılması gerekmektedir. Kitap okuma oranlarının düşük olmasında ailelerin kitap okuma oranlarının düşük olmasının da etkisi bulunmaktadır.

Çocukların ve yetişkinlerin zihinsel gelişimi açısından kitap okumak çok büyük bir öneme sahiptir. Oluşturulan bu listenin okuma oranlarının artmasına etki edileceği düşünülmektedir. Ülkemizdeki okullaşma oranı ile kütüphane sayısı doğru orantılı değildir. Okuma oranlarının düşük olmasında bu durumun da etkisi bulunmaktadır. Okullarda bulunan kütüphaneler öğrencilerin düzeylerine göre ayrılmaktadır. Çocuk kitaplarının düzeyleri öğrencilere uygun olmaktadır.

Türk Edebiyatı;

  • Dede Korkut Kitabı
  • Mevlana’nın Mesnevisinden Seçme Hikayeler
  • Evvel Zaman İçinde (Eflatun Cem Güney)
  • Karagöz ile Hacivat
  • Domaniç Dağlarının Yolcusu (Şükufe Nihal)
  • Vatan yahut Silistre (Namık Kemal)
  • Bağrıyanık Ömer (Mahmut Yesari)
  • Ömer’in Çocukluğu (Muallim Naci)
  • Damla Damla (Ruşen Eşref Ünaydın)
  • Gulyabani (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  • Uluç Reis (Halikarnas Balıkçısı)
  • Şermin (Tevfik Fikret)
  • Peri Kızı ile Çoban Hikayesi (Orhan Seyfi Orhon)
  • Altın Işık (Ziya Gökalp)
  • Hep O Şarkı (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  • Yalnız Efe (Ömer Seyfettin)
  • Çocuk Şiirleri (İbrahim Alaattin Gövsa)
  • Vatan Toprağı (Mükerrem Kamil Su)
  • Cumhuriyet Öncesi Yazarlardan Çocuklara Hikayeler (Mehmet Seyda)
  • Gümüş Kanat (Cahit Uçak)
  • Gururlu Peri (Mehmet Seyda)
  • Halime Kaptan (Rıfat Ilgaz)
  • Akın (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  • Bitmeyen Gece (Mithat Enç)
  • Havaya Uçan At (Peyami Safa)
  • Yonca Kız (Kemal Bilbaşar)
  • Benim Küçük Dostlarım (Halide Nusret Zorlutuna)
  • 87 Oğuz (Rakım Çalapala)
  • Sevdalı Bulut (Nazım Hikmet)
  • Çocuklara Şiirler (Vehbi Cem Aşkun)
  • Kuklacı (Kemalettin Tuğcu)
  • Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi (Cemal Süreyye)
  • Yer Altında Bir Şehir (Kemalettin Tuğcu)
  • Az Gittik Uz Gittik (Pertev Naiili Boratav)
  • Arif Nihat Asya’dan Seçme Şiirler (Arif Nihat Asya)
  • Koçyiğit Köroğlu (Ahmet Kutsi Tecer)
  • Sait Faik Abasıyanık’tan Seçme Hikayeler
  • Barbaros Hayrettin Geliyor (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  • Yankılı Kayalar (Yılmaz Boyunağa)
  • Eşref Saati (Şevket Rado)
  • Arılar Ordusu (Bekir Yıldız)
  • Nasrettin Hoca Hikayeleri (Orhan Veli)
  • Ötleğen Kuşu (Halil Karagöz)
  • İnci’nin Maceraları (Orhan Kemal)
  • Tanrı Misafiri (Reşat Nuri Güntekin)
  • Allı ile Fırfırı (Oğuz Tansel)
  • Miskinler Tekkesi (Reşat Nuri Güntekin)
  • Tiryaki Sözleri (Cenap Şahabettin)
  • Göl Çocukları (İbrahim Örs)
  • Keloğlan Masalları (Tahir Alangu)
  • Aldı Sözü Anadolu (Mehmet Önder)
  • Billur Köşk Masalları (Tahir Alangu)
  • Anılarda Öyküler (İbrahim Zeki Burdurlu)
  • Osmancık (Tarık Buğra)
  • Ülkemin Efsaneleri (İbrahim Zeki Burdurlu)
  • Balım Kız Dalım Oğlum (Ceyhun Atuf Kansu)
  • Memleket Şiirleri Antolojisi (Osman Atilla)
  • Falaka (Ahmet Rasim)
  • Üç Minik Serçem (Necati Cumalı)
  • Bir Gemi Yelken Açtı (Ali Mümtaz Arolat)
  • Bir Küçük Osmancık Vardı (Hasan Nail Canat)
  • Yürekdede ile Padişah (Cahit Zarifoğlu)
  • Serçe Kuş (Cahit Zarifoğlu)

Dünya Edebiyatı;

  • Küçük Prens (Antoine de Saint Exupery)
  • Şeker Portakalı (Jose Mauro de Vasconcelos)
  • Mutlu Prens (Oscar Wilde)
  • Oliver Twist (Charles Dickens)
  • Yaşlı Adam ve Deniz (Ernest Hemingway)
  • Alice Harikalar Ülkesinde (Lewis Carroll)
  • Ölümsüz Aile (Natalie Babbitt)
  • Gülliver’in Gezileri (Jonathan Swift)
  • Yağmur Yağdıran Kedi (Marcel Ayme)
  • Define Adası (Robert Louis Stevenson)
  • Uçan Sınıf (Erich Kastner)
  • Robin Hood (Howard Pyle)
  • Peter Pan (James Matthew Barrie)
  • Tom Sawyer (Mark Twain)
  • Beyaz Yele (Rene Guillot)
  • Ezop Masalları
  • İnci (John Steinbeck)
  • Andersen Masalları I-II
  • Seksen Günde Devri Alem (Jules Verne)
  • Üç Silahşörler (Alexandre Dumas, pere)
  • Pinokyo (Carlo Collodi)
  • La Fontaine’den Seçmeler
  • Şamatalı Köy (Astrid Lindgren)
  • Pollayanna (Eleanor Porter)
  • Heide (Johanna Spyri)
  • Değirmenimden Mektuplar (Alphonse Daudet)
  • İnsan Ne ile Yaşar (Leo Tolstoy)
  • Momo (Michael Ende)
  • Sol Ayağım (Christy Brown)
  • Hikayeler (Anton Çehov)

Hazırlatılacak Eserler;

  • Tekerlemeler
  • Türkçede Deyimler
  • Türk Atasözlerinden Seçmeler
  • Türk Manilerinden Seçmeler
  • Türk Bilmecelerinden Seçmeler
  • Türkülerden Seçmeler
  • Türk Ninnilerinden Seçmeler