Yitik Cennet kitabı 1976 yılında okuyucunun beğenisine sunulmuştur. Bu kitap edebi bir kitap olmanın yanı sıra felsefi olma özelliğini de taşır. Bu yüzden oldukça ilginç bir eser olarak sayılır.
Özeti
Yitik Cennet kitabı içerisinde betimlemeler oldukça fazladır. Her şey benzetmeler ile anlatılmış ve oldukça akıcı bir dil kullanılmıştır. Zaman zaman ağır bir kitap olduğunu düşündürse bile, okuyucu tarafından oldukça anlaşılır bir kitaptır. Cennetin kapılarından ve kapıları simgeleyen peygamberlerden söz eder. Her peygamberin hikayesi ayrı bir şekilde ele alınır ve anlatılır. Medeniyetlerin nasıl ortaya çıktığı ve gelişme süreci burada ele alınır. Gelişme esnasında karşılaşmış olduğu sorunlar ve sorunlarla nasıl baş ettikleri de kitapta yer alır. Peygamberlerin sorumlulukları ve kendi huzurlarını bulma süreci tamamen anlatılmıştır. Peygamberler Yitik Cennet içerisinde kendilerini bulur ve huzura erişirler. Bu eser içerisinde iç dünyadan dışa doğru bir değerlendirme yapılır. Önce kişi iç dünyasını keşfederken zamanla dışa doğru incelemeye başlar. Toplum, kişinin iç dünyasından sonra gelir.
İnsan kendisini dünya üzerinde bir savaş içerisinde bulur. Hz. Adem bu mücadelenin başladığı ilk adımdır. İnsan topraktan gelmiştir ve kendi asıl varlığını bulacaktır. Bu varlığını bulma süresi içerisinde insan düşer. Hz. Adem demek cennete eş değerdir ve sınırsız bir güçtür. İkisi de birbirine bağlıdır ve birbirleri ile var olurlar. Hz. Adem yeryüzüne gelmek için bir yanlış yapmalıdır ve bu yanlışı yapacaktır. Elmayı yiyecek ve elmanın midesine değmesi ile birlikte orada artık bulunamayacaktır. Havva ve şeytan onun kendi aslını bulması konusundaki bazı sınavlardır. Ardından kaybettiklerini fark edecek ve tekrar onlara ulaşmak için çabalayacaktır. Ancak bu uğraşları esnasında sadece cenneti arayacaktır ve cenneti bulmak isteyecektir. Hz. Adem’in cenneti araması ve bulmaya çalışması için kaybetmesi gerekiyordu. Bu nedenle cenneti kaybetmek onun arayışının bir parçasıydı.
Hz. Adem, şeytan ile karşılaştı ve yaşamında değişiklik meydana geldi. Tövbe etmeyi öğrendi ve kendisinde kalıcı huy değişikliklerine neden oldu. Bazı uygarlıkların da şeytanı farklı biçim ve görüntülerde görmesi gerekiyordu. Bu sayede uygarlıklarda büyük değişimler meydana gelebilecekti. Uygarlıklar kendilerini yaratanı unuttuktan sonra büyük bir tehlike içerisine gireceklerdi. Uygarlıklar sönme noktasına geldiği zaman onu yaratan mutlaka uygarlığa sahip çıkmaya gelecekti. İnsanlar oldukça sınavlarla boğuşurlar. Bu sınavların içerisinde en belirgin olanı Nuh’un Gemisi’dir. Bu gemi sadece inananların kurtulabileceği bir sınavdır ve inanmayan kişiler geminin dışında boğulmaya mahkum kalacaktır. Hz. İbrahim’in kendisini asıl yaratanı unutmaması ve ona bağlılığını belli etmesi de bir inançtır. Bu inançlar insanı daima iyi bir yere taşıyacaktır.
Yazar Hakkında Bilgi
Sezai Karakoç olarak bilinen yazarın tam adı Sezai Ahmet Karakoç’tur. Şiirleri ile daha çok bilinir ve siyaset ile de uğraşmıştır. Yazar kendi fikir ve düşüncelerini birçok yazısında ele almaktan çekinmemiştir.