Rakım Çalapala, 1906 senesinde İstanbul şehrinde hayata gözlerini açmıştır. 87 Oğuz’un yazarı olan Çalapala; takvimler 28 Kasım 1995’i gösterdiğinde, Ankara şehrinde hayata veda etmiştir. Çalapala çok sevilen Türk gazeteci ve yazardır. Rakım Çalapala’nın tam adı ise Mehmet Rakım Çalapala olarak kayıtlara geçmiştir. Eğitim hayatını gözden geçirdiğimizde ise İstanbul Lisesi’ni ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni başarı ile tamamlamıştır.
1932 senesinde bir yıl boyunca Osmanlı Bankası’nda görev aldı. 1932 senesinde muallim Nimet Hanım ile hayatlarını birleştirdi. 1936 senesinde Türkiye Yayınevi’ne katılarak, burada Yavrutürk ve Çocuk Haftası dergilerini idare etti. Resimli Hayat, Yedigün ve Karikatür gibi önemli dergilerde de başarılı şekilde görev aldı. Musevi Lisesi’nde ve Alman Lisesi’nde öğretmen olarak görev yaptı. 1951 senesinde Hürriyet gazetesi ile yollarını ayırarak Atlas Yayınevi’ni kurdu.
87 Oğuz Özeti
87 Oğuz’un türü öyküdür ve çocuklar tarafından çok sevilen bir kitaptır. Sabah saatlerinde alarm çalmaktadır ve Hanife Hanım alarmın sesini duyunca gerilir çünkü şirin uyanmak istememektedir. Hanife Hanım biraz daha uyumak isterken Oğuz’un saati de çalmaya başlar ve uyumasına asla izin vermeyecek şekilde çalıyordur. Yaşlı Hanife Hanım ne kadar istemese de yatağından kalkarak Oğuz’u uyandırmaya gider.
Oğuz ise 4 aylık tatil sürecinin ardından ilk defa okula gideceği için çok heyecanlıdır. Oğuz’un annesi her zaman olduğundan farklı bir şekilde bu sabah onun için kahvaltı hazırlar ve babası da ona bir sürü öğütlerde bulunur. Oğuz diğer senelerde olduğu gibi bu sene de defter kitap alamayacağını bilir ama kafasına koymuştur, bu sene çok çalışacaktır. Okula geldiğinde arkadaşlarını görüp onları ne kadar özlediğini fark eden Oğuz’un okul numarası ise 87’dir.
Aynı zamanda Oğuz sınıfın en yaramaz ama en sevilen kişisidir. Kimi arkadaşlarının yaz tatiline çok değiştiğini, büyüdüğünü fark eden Oğuz; bazı arkadaşlarında daha farklı değişimler olduğunu gözlemler. İlk derslerinde öğretmenleri Nezihe Hanım gelir ve tatillerinin nasıl geçtiğini sorar, bu sene çok fazla çalışmalarını istediğini dile getirir. Öğretmenleri Nezihe Hanım öğrencilerine sevgi dolu gözler ile bakıyor ve ilk dersleri böyle bu şekilde sohbet etmek ile geçer.
Oğuz eve döndüğünde ise annesinin onun için yemek hazırlamadığını ve odasının da bıraktığı gibi olduğunu görür. Azcık kalmış olan yemeği bol ekmek ile beraber yer ve bol su içerek karnını doyurur. Nezihe Hanım birkaç kitap ve defter alınması gerektiğini söyler ve Oğuz ailesinin bu ihtiyaçları alması için ağlar.
Fakat bu sene de ailesi onun okul ihtiyaçlarını karşılamaz. Bu olayın üstünden on beş gün geçtikten sonra okula zengin bir kadın çocuğunu getirir. Eşinin iş durumu nedeni ile belli bir süre bu mahallede kalacaklarını söyler ve çocuğunu bu okula kayıt eder. Öğretmenlere çocuğuna dikkat etmelerini, çocuğunun yaramaz çocuklardan uzak durmasını istediğini söyler ve gider.
Bunun sonrasında Nezihe Hanım çocuğu Oğuz’un sınıfına getirir ve onun yanına oturtur. Adı Selim olan bu çocuk diğer çocuklara pek benzememektedir ve kırılmaya hazır biblo gibidir. Birkaç ders dikkatler çocuğun üzerine toplanır ama sonra çocuğun derslerinin kötü olduğu anlaşılınca herkes tekrar eski haline döner.
Oğuz Selim’den pek hoşlanmamaktadır çünkü kendisine hiç benzememektedir. Hasta olmasın, düşmesin korkusu ile çocuk oyun oynamamaktadır ve dadısı sürekli çocuğa yemek yedirmektedir. Havalar iyice kötüleşir, Oğuz yırtık ayakkabıları ile okula gelmektedir ama Selim hasta olur düşüncesi ile annesi tarafından okula bile gönderilmemektedir. Tam da bu noktada 87 Oğuz özeti incelendiğinde çok güzel bir çocuk kitabı olduğunu söyleyebiliriz çünkü verdiği mesaj çok güzeldir.
Dersleri kötü olan Selim’in dersleri iyice kötü olur. Babası Oğuz’a zengin bir adama olmadığı için ucuza satılan bir palto almış ve getirmiştir. Oğuz çok beğenmiştir ve okulda yapılacak olan gösteride bunu giyinmeye karar vermiştir. Çok güzel bir gösteri olur, Oğuz’un anne ve babası en ön sıradan bu gösteriyi izler. Oğuz gösterinin en güzel rolünü almıştır ve rolünü çok güzel yerine getirmiştir. Sonraki gün arkadaşları Oğuz’u ağlarken görür ve çok şaşırırlar çünkü Oğuz kolay ağlayan birisi değildir.
Meğerse Selim’in babası iflas etmiş ve intihar etmiştir. 87 Oğuz artık Selim’in en büyük destekçisidir ve Selim’in sınıfı geçmesi için elinden geleni yapar. Selim Oğuz’a titiz olmayı, Oğuz ise Selim’e dersleri öğretir. Oğuzdaki değişimi fark eden annesi kendini değiştirir. Selim sene sonunda sınıfı geçerken Oğuz da sınıf birincisi olur.
87 Oğuz Konusu
87 Oğuz konusu incelendiğinde 4. sınıf öğrencisidir ve zeki, yaramaz, sevimli, şiir okumaya ve tarihe meraklı sosyal faaliyetleri olan bir çocuktur. Bu çocuk kitabı Oğuz’un aile hayatında ve okul hayatındaki yaşamımı ele alır. Oğuz arkadaşlık ilişkileri iyi olan ama ailesinin durumu pek parlak olmayan çalışmaya meraklı bir çocuktur. Okuluna Selim’in gelmesi ile Oğuz’un hayatında bazı şeyler değişecektir.
87 Oğuz İnceleme
Bu öykü kitabı çocukların oldukça hoşuna gitmektedir çünkü Oğuz’un zorluklara karşı direnmesi ve sonu mutlu bir şekilde bitmesi çocuklara umut veriyor. Bunun yanı sıra Selim’in yaşadıkları, insanlar arasındaki yaşam şartları farklılığı çocuklara küçük yaşta gösteriliyor. Yani 87 Oğuz inceleme altına alınırsa kitabın ne kadar güzel mesajlar içerdiğini, ön yargılı olmamız gerektiğini, zor şartlarımız olsa da pes etmemiz gerektiğini bize gösterir.