İstanbul Heybeliada’da 1915 yılında dünyaya gelmesiyle Aziz Nesin Hayatı ve Eserleri miladı olur. Mehmet Nusret Nesin ismine sahip olmasına karşın, dönemin şartları gereği şiirleri yazmaya başlarken Aziz Nesin lakabını kullanmıştır.
Giresun ili Ocaktaşı köyünden olan babası Abdülaziz bey, İstanbul’a sonradan gelerek ailesinin geçimini sağlamak üzere bahçıvanlık yapmıştır.
Sanatçı 1925 senesinde, Kanuni Sultan Süleyman İptidai Okulunda eğitim hayatına başlamıştır. Darüşşafaka Lisesi’nde iki yıl eğitim gördü. Kuleli Askeri Lisesi’nden 1935 senesinde mezun olmuştur. Teğmen olduğunda Ankara Harp Okulunu 1937’de bitirmişti. Askeriyeye bağlı olarak 1937 yılın Askeri Fen Lisesi’nden mezun olmuştur.
Böylece kariyer hayatına Asteğmen olarak cepheye çıkarak başlangıç yapar. İzleyen zamanlarda Üsteğmen rütbesiyle Anadolu’nun topraklarını cephelerde karış karış gezecek, Trakya’ya kadar gidecekti. Dönemin siyasi şartları gereği 2. Dünya Savaşı başlamış, Aziz Nesin 1941 senesinde Trakya cephesinde savaşmıştı. 1944 de Zonguldak’ta Üsteğmen rütbesindeyken top mevzilerini kendi başına kurdurduğu için, bu durum suç kabul görülerek, askerlikten atıldı.
Sanatçı geçimini sağlamak zorunda kaldığı için bir dönem küçük bir ticarethanede çalışmış. Muhasiplik mesleğini icra etmiştir. Nihayet 1945 de gazeteci olarak ‘’Yedigün’’ dergisinde işe başladı. Bu dergide ilk şiirlerini yayınlama fırsatı da yakaladı. 1945 de köşe yazarlığı yaptığı Tan yayınlarının kapatılması ile, yeniden esnaflık yapmaya başladı.
Rıfat Ilgaz ve Sabahattin Ali beraber Aziz Nesin Hayatı ve Eserleri yayınlanacağı Markopaşa diye bir dergi açtılar. Aziz Nesin 1947 senesinde yazdığı bir makale yüzünden hapis cezası ile birlikte Bursa’ya gönderilerek görevinden uzaklaştırıldı.
1950 yılında Politzer’in eserini çevirip yayınladığı için bir buçuk sene mahpus damına düştü. Tahliye olduktan sonra, yeniden yazmaya devam etti. Bu kez komedi öykülerini yazdı. 1993 yılında gazeteci kimliğiyle en son kendi yerini açtı. ‘’Aydınlı gazetesi’’ olarak. Bir süre mesleğe bu şekilde devam etti.
Nesin vakfını 1972’de inşa etti. Yurtiçi ve dışında yayınlanan kitapları ve oyunlarının bedellerini kurmuş olduğu bu oluşuma hibe etti. Yüz yirmiden fazla eseri olduğu kabul görülen sanatçı, bir imza gününde 1995 senesinde Çeşme’de vefat ettiğinde Aziz Nesin Hayatı ve Eserleri sona ermiştir.
Edebi Karakteri
Eserlerinde mizahi bir anlayışa sahip olan sanatçının Türk ve dünya edebiyatında yayınları vardır. Türk Edebiyatına şiir yazarak giriş yapan sanatçı daha sonra mizahi ve mizahsız öyküler kaleme almıştır. Yazımlarında, sosyal eşitsizlik, haksızlığa uğrayan insanları ve hayatın içinde yaşanan lüzumsuzlukları mizahi bir şekilde ele alıp irdelemiştir.
Yalın bir dille yazılan Aziz Nesin kitapları mübalağa sanatı fazlaca uygulanmıştır. Hayatının bir bölümünde hapis yatmış olsa da üretmeye, özellikle toplumsal adaletsizlikleri mizahi bir şekilde işlemeye devam etmiştir. Sanatçının bilinen edebi kişilikleri şöyle devam eder,
- Ülkemizde kaleme aldığı komik yazılarını Dünya’ya tanıtmıştır.
- Toplumsal olayları izleyip, eserler üreten sanatçı yaşanan tezatlıkları ve siyasi olayları pek çok kez eserlerinde dillendirmiştir.
- Sohbet havası ile yazılan eserler oldukça sade ve natüreldir.
- Sanatçı komedi ve hüznü bir arada işlemekten kendini alamaz.
Aziz Nesin Eserleri
Yazar yaşamı boyunca zorluklar içinde yaşamış, birçok kez haksızlığa uğramıştır. Dolayısıyla mizahi yeteneği de bu şekilde ortaya çıkmıştır. Hayata ve olaylara tepkisini usta sanatçı komediye dökerek yazmıştır. Güldürdüğü noktada düşündürmüştür. Modern edebiyatın ‘’Nasrettin Hocası’’ olarak kabul görülür. Sade ve modern bir dille yazılan eserleri yankı uyandırmış. Bazıları beyaz perdede yayınlanmıştır. Ankara’da düzenlenen bir festivalde ‘’Aziz Nesin Emek Ödülü’’ almıştır. Aziz Nesin önemli eserleri şöyledir,
- Kadın Olan Erkek
- Gol Kralı Sait Hopsait
- Saçkıran
- Surname
- Tatlı Betüş
- Şimdiki Çocuklar Harika
Roman:
Güldürürken düşündüren bir yanında komedi, varken bir yanında hüzün işlenmiş romanları oldukça sürükleyicidir. Romanların içeriği şöyledir,
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz:
Yaşar, babası ile birlikte Nüfus dairesine giderek, olmayan kimliğini çıkartmak ister. Fakat Nüfus idaresinde yaşanan bir karışıklıkla kimliği çıkarılmasına izin verilmez. Yaşar yıllarca kimliksiz yaşar. Hayatında yenilikler yapmak ister. Evliliğe kalkışır. İlgisi olmadığı halde askere alınır. Kaçak kabul edilerek. Uzun yıllar askerlik yapmak zorunda kalır. Artık ailesinden babasını da kaybetmiştir. Bu kez babasından kalan mülkler için uğraşırken, prosedürlerden dolayı hiçbir şey elde edemez. Kafayı artık sıyırmıştır. Bu yüzden hastanede bir yıl tedavi görür. Tedaviden sonra, türlü kötülükleri öğrenmiş hayatına uygulamaya başlamıştır.
Zübük: Zübükzade İbrahim beyin iyi niyetinden faydalanarak, çevresindeki insanlar onu önce, belediye başkanı sonra da Milletvekilliğine seçerler. Zübükzade İbrahim beyin iyi niyeti zamanla başına iş açacaktır. Beyaz perdede yayınlanan eser oldukça sürükleyicidir.
Şiir:
Sade ve modern bir dil kullanılarak şiirlerini yazmıştır. Sanatçının şiirlerine bakıldığında, kafiye ve hece vezni dikkate alınmadan, serbest kalıpta yazdığı görülmüştür. Şiir örnekleri aşağıdaki gibidir.
- Hoşçakalın
- Sondan Başa
- Kendini Yakalamak
- Bağışla
- Özlem
Hepsi Aynı : Sanatçının birden fazla kadına gönül verip, sevebildiğini tatlı bir dille şiirde anlatılmış. Fakat bütün kadınların aslında birbirlerine benzediğini mısralara dökülmüştür. İhanet yaşayarak sonlandırılmış ilişkilerinde aldığı darbeleri yalnızca kendisinin bildiğini yazmıştır.
Aziz Nesin gazeteci, yazar ve şair kimliklerini tam anlamıyla omuzlamış bir karakterdir. Sadece kurmuş olduğu vakıf bile onun kişiliğini anlatmaya yeterlidir.