Bir Bilim Adamının Romanı (Oğuz Atay)

Bir Bilim Adamının Romanı, Oğuz Atay tarafından yazılmış olup ilk olarak 1975’te yayınlanmıştır. Biyografinin roman tarzına uyarlaması olan eser, bir bilim adamının yaşam öyküsünü anlatmaktadır. Oğuz Atay’ın hocası Mustafa İnan vasıtasıyla bahsedilen dönemin siyasal ve sosyal hayat düzeni yansıtılmıştır. Mustafa İnan’ın fotoğrafları da romana eklenerek, şahıslar okurun kafasında somutlaştırılmaya çalışılmıştır. Bir Bilim Adamının Romanı’nda ana kahraman, kırsal bir bölgeden şehre göç etmiş, zekası ve başarılarıyla dünyaca bilinen bir dâhi olarak karşımıza çıkmaktadır. Romanda yazar, eğitim sistemine eleştirilerde bulunmaktadır. Oğuz Atay’ın bu eseri MEB Yüz Temel Eser listesine girmeyi başarmıştır.

Romanın Konusu

Bir Bilim Adamının Romanı’nın konusu, akademisyen olan Mustafa İnan’ın yaşamı üzerinden anlatılan Türkiye’nin 1910 ve 1967 yılları arasındaki siyasal ve toplumsal düzenidir. Kırsal kesimden şehre gelerek bilim adamı olmayı hedefleyen Mustafa İnan’ın tüm çabası, güzel ahlakı ve hırsı ele alınmıştır.

Romanın Ana Fikri

Hayatta her zaman bir hedefe sahip olunmalı ve bu hedefe ulaşmak için mücadele edilmelidir. Toplum her zaman bireyden önce gelmeli ve toplumun menfaati için gereken hizmet verilmelidir. Yaşam boyunca değerlerimizden kopmamak ve güzel ahlaktan ayrılmamak gerekir. Doğru bilinen yoldan sapılmamalıdır.

Romanın Özeti

Bir Bilim Adamının Romanı’nın özeti de roman gibi iki bölümden oluşmaktadır. Mustafa İnan’ın doğduğu ilk günden eğitim hayatının sonuna kadar olan zaman dilimi ilk kısımda, akademisyenliğinden ölümüne kadar uzanan zaman dilimi ise ikinci kısımda işlenmektedir.

29 Ağustos 1911’de dünyaya gözlerini açan Mustafa İnan Adana’da doğmuştur. Seyyar bir posta memuru olan babasının ismi Hüseyin Avni’dir. Mustafa İnan, tıbbın o dönemlerde yeterince gelişmiş olmaması sebebiyle altı kardeşini kaybetmiştir. Bu sebeple Mustafa’nın doğumu ailesinin gözünde mucizevidir ve hayata tutunabilmesi için çok emek verilmiştir. 1. Dünya Savaşı zamanlarına denk gelen bebekliği, Adana’nın Fransa işgali altında olmasından dolayı başka yerlere göç etmekle geçmiştir. Küçük yaşta bu sorunlarla başa çıkmaya çalıştığı için ağırbaşlı ve olgun bir karaktere sahip olmuştur. Babası, işi nedeniyle başka şehirlere gitmek durumda kalmış, annesi ise işgal altındaki bu şehirde çocuklarıyla tek başına kalmıştır. Artık dayanamaz ve bu şehirden kaçmaya karar verir. Bu sebeple bir süre de Konya’da kalan Mustafa, Divan Edebiyatına Mevlana ile ilgi duymaya başlar ve şiir en sevdiği tür olur. Maddi sıkıntılar nedeniyle annesi Mustafa’yı kuyumcuda işe sokar. Mustafa o dönemlerde hem çalışır hem de okumaya devam eder.

Savaşın sona ermesiyle doğduğu yere geri döner. Bir akşam, kavurucu sıcaklarında etkisiyle damda yatmak isteyen Mustafa, bir talihsizlik yaşayarak damdan düşer. Oysaki bu düşüşün etkisini ölene dek göreceğini ve yaşamını kökünden değiştiren bir mucizeye sebebiyet vereceğini bilmemektedir.

Mustafa, okul yılları boyunca yatılı okulda kalmıştır. Hatırlama ve öğretme yetisi birçok insandan üstündür. Konuları yazma gereği duymadan aklında tutar ve hocalarından daha kolay bir biçimde akranlarına anlatabilmektedir. Bu durumun hocalarının da dikkatinde kaçmaz. Bu yetenekleri vesilesiyle hep öğretmen olmayı düşlemiştir. Makam ve mevki hiçbir zaman umurunda olmamış, öğretmeyi ve ileri nesillere örnek olmayı kendine hedef edinmiştir. Yurt dışından kendisine gelen talepler olsa da Türkiye’de kalıp buradaki insanlara yardımcı olabilmeyi tercih etmiştir. Yurt dışına yapılan beyin göçü onu her daim üzmüştür. Kendisi, doktorası yurt dışında kabul gören ilk Türk bilim insanı unvanını elinde tutmaktadır. Sahip olduğu derin bilgisi ve üstün zekasıyla kendini birçok çalışma için kabul ettirmiş ve çok küçük bir yaşta dekan ve rektör olabilmiştir. Her zaman Türk halkına hizmeti hedef edinmiş ve başardığı ilklerle Türk bilim tarihine adını kazımıştır. Lösemi hastalığı sebebiyle Almanya’da tedavi görmek zorunda kalan Mustafa İnan, kendi ülkesinde can verebilmek için çok çabalamıştır. Yası bütün ülkede tutulmuştur.

Romanın Kahramanları (Kişileri)

  • Mustafa İnan: İdealist, eğitimin ve bilimin izinden ayrılmayan biridir. Türkiye’ye ve Türk halkına olan saygısı, sevgisi ve inancı çok büyüktür. Daima hizmet etme arzusuyla doludur. Diğer tüm işleri görmezden gelerek kendini sadece öğretmenliğe adamıştır. Maddi sıkıntılar çekmesine rağmen kişiliğinden ödün vermemiştir.
  • Jale Hanım: Mustafa’nın öğrencisidir. Mustafa daha henüz öğrenciyken kendisine hocalık yapmıştır. Çok zengin bir aileden gelmesine rağmen öğretmeninden çok etkilenmiştir. Sabırlı ve kendini feda edebilen bir karaktere sahiptir. Mustafa ile evlenmeyi kabul etmiştir.

Romanın İncelemesi

Bir Bilim Adamının Romanı’nın incelemesi yapıldığında, geleneksel bir anlatıcının hakim olduğu görülmektedir. Eser aynı zamanda üçüncü tekil şahıs kullanılarak yazılmıştır. Romanın bazı bölümlerinde Mustafa İnan vasıtasıyla, Oğuz Atay’ın düşünce ve inanç yapısı aktarılmıştır. Olay örgüsü akıcı bir biçimde ilerlemektedir. Yazarın kendine has üslubu ve kurgusu dikkat çekmektedir.

Romanın Yazarı Hakkında Kısa Bilgi

12 Ekim 1934’te Kastamonu’da dünyaya gelen Oğuz Atay liseyi Ankara Maarif Koleji, üniversiteyi ise İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okudu. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde de görev yapmasının yanında birçok dergi ve gazetede söyleşi ve makaleleri yayınlandı. Akademisyenliği anlattığı Topografya adlı bir eseri de bulunmaktadır. TRT Roman Ödülü’nü Tutunamayanlar ile 1970’te kazandı. Beynindeki tümör sebebiyle 1977 yılında hayatını kaybetti. O zamanlar Türkiye’nin Ruhu isimli eserini yazmaktaydı. Vefatından sonra Günlük ve Eylembilim adlı eserleri de yayınlanmıştır.

Yazarın diğer eserleri;

  • Tutunamayanlar
  • Tehlikeli oyunlar
  • Korkuyu Beklerken
  • Oyunlarla Yaşayanlar
  • Günlük
  • Eylembilim
  • Türkiye’nin Ruhu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir