Dadaloğlu nerede yaşamıştır ve diğer biyografik özellikler hakkında çeşitli sorular 19 yüzyıl da gelişmeye başlamıştır. Dadaloğlu’nun asıl adı Veli’dir. Veli olarak kullanılan isim genel tanım olarak Türkmen aşıklarının önde geldiği bir kişiliklerini o dönem itibari ile verilmekteydi. Kul mahlasındaki ismini kullanan Aşık Musa’nın oğlu olarak Dadaloğlu tanınmaktadır. Eğitim hayatını da kısa da olsa tamamlayan Dadaloğlu, imamlık ve katiplik gibi birçok farklı alanda kendini yetiştirmiştir.
Göçerlik koşulları ve o dönem itibari ile Anadolu’da hakimiyeti bulunan aşiretlerin kavgaları ile edebi fikirleri gelişmiştir. Bu sayede Dadaloğlu hayatı ve eserleri oldukça geniş bir kategorize de kendini göstermektedir. Dadaloğlu, oğuz boylarından Avşar boyuna mensup ailelerinden ileri gelmektedir. Doğum tarihi net bir şekilde bilinmemektedir. Ancak tarihçilerin araştırma verilerine göre 1785’te doğmuştur. Avşar mensubu olan Dadaloğlu kendini yetiştirmesi ve farklı birçok düşünce yapısı ile bu kolda sözcü olarak gösterilen bir aşık olmuştur.
Dadaloğlu Biyografisi
Dadaloğlu’nun net olarak doğum tarihi bilinmemektedir. Güney Anadolu’nun dağlık alanlarında doğdu bilinmekle birlikte mahlas olarak kullandığı isim ise Veli olarak belirtilmektedir. Boylardan Oğuzların Avşar koluna mensuptur. Osmanlı Devleti’nde hakim olan konar göçer bir yaşam tarzı ile Avşar, Karsıntı, Sırkıntı, Berber gibi birçok farklı şehirde yerleşik bir hayat tarzını benimsemeye çalışmıştır. Ancak hiçbir bölge de uzun süre yaşama imkanına sahip olamamıştır. Bu neden ile Dadaloğlu nerede yaşamıştır sorusu net olarak bilinmemektedir.
Dadaloğlu’nun sözleri ve şiirleri yerleşik yaşama geçme sürecinde oluşmaya başlamıştır. Bu dönemde aşiret kavgaları ve bunlara başkaldıran kişilerin davranışları ile edebi akımlar şekillenmeye başladığı için, bu dönem oldukça önemli sayılmaktadır. Dadaloğlu ise bu süreçte yaşamış olduğu birçok farklı mücadele ile şiirlerini oluşturmuştur. Son olarak mücadelelerin bitimi ile İç Anadolu Bölgesinde yerleşme karara almıştır.
Dadaloğlu Eserleri
Dadaloğlu 18. Yüzyılın son çeyreğinde doğup, 19. Yüzyılın sonlarında yaşamını yitirmiştir. Bu dönemler içerisinde Türkmen topluluklarının bir alt grubunu oluşturan Avşar boyunun siyası ve edebi fikirleri eserlerinin oluşmasına öncülük etmiştir. Yalnızca kendi çevresinin değil birçok farklı duygu ve düşüncelere sahip topluluklarında yanında yer alarak eserlerini oluşturmuştur. Özellikle Dadaloğlu türküleri Türkmen boylarının göçebe yaşam tarzında düşüncelerini yansıtılmasında bir araç olarak kullanılmıştır. Dadaloğlu’nun şiirleri ise oldukça fazla olup önemlilerinden birkaçı ise şu şekilde sıralanmaktadır:
- Aladağ
- Aslımı Sorarsan
- Aşağıdan Yusuf Paşam Geliyor
- Bilmezliğe Sevdim Seni
- Binboğa
- Bir Yiğit De Anasından Doğunca
- Bizim Yayla
- Burcu Burcu Koktu Mola
- Can Evimden Vurdu Felek N’eyleyim
- Çıkarım Bozok Dağına
- Çiçekdağı
- Dadaloğlu’nun At Türküsü
- Dinleyin Ağalar
- Dostun Bahçesinden Yâd El Geçmesin
- Dumanlıdır Aladağ’ın Alanı
- Gel Ha Güzel Gel Ha Methin Söyleyim
- Gönülden Gonüle Yol Gider Derler
- Görünür (Koşma)
- Her Sabah, Her Sabah Seyran Gezerken
- Ilgınca Sılgınca Görünen Dağlar
- Ilgıt Ilgıt Seher Yeli Esiyor
- Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri
- Kalmadı Adalet Arttı Zulümler
- Kaman’ı Yurt Edelim
Dadaloğlu Edebi Kişiliği
Ölüm ve doğum tarihleri net olmayan Dadaloğlu’nun birçok farklı konularda ve fikirlerde hakkında edebi eser oluşturduğu bilinmektedir. İçinde bulunduğu dönemde yaşanan çarpışma, mücadele ve diğer isyanlar eşliğinde yazdığı şiirlerin yanı sıra koşma, türkü, semai, varsağı ve desten gibi diğer edebiyatı zenginleştiren çeşitte eserleri de mevcuttur. Dadaloğlu şiirlerinin özellikleri, öncelikle sert ve pervasızca bir nazım biçimine sahip olmasıdır.
Dönemin farklı görüş ve fikirlerine göre şekillenen bir yazım tarzı olması nedeni ile halk diline uygun bir şekilde eser veren bir sanatçıdır. Destanlar ve diğer edebi yazım biçimlerinde yayımlanan eserleri yazış bakımı ve stili açısından Karacaoğlan ve Köroğlu gibi sanatçıları hatırlatmaktadır. Bu nedenle edebi eserleri kişiliğinin katkısız ve en doğal halini yansıtmaktadır. Saf bir halk dilini kullanması nedeni ile de halkın anlayabileceği yalın bir dil ile eserleri ünlenmiştir.
Dadaloğlu’nun Halk Edebiyatı’ndaki Yeri
Güney Anadolu’da yaşamını sürdüren ve bu kapsamda edebi eserlerini oluşturan Dadaloğlu şiirleri özellikleri manzum ve mensur olmasıdır. Halk hikayesin de bu eserler manzum ve mensur olarak iki farklı alanda incelenmektedir. Birçok araştırmacı tarafından Dadaloğlu şiirleri incelenerek halk hikayelerine konu edinmiştir. İlk aşamada konu edinilen ve birçok edebi görüşü aynı anda yansıtan eseri, Cenupta Türkmen Oymakları, II, 53-75’tur. Daha sonra yapılan farklı araştırmalar kapsamında Hurşîd ile Mâh Mihrî” hikâyesi başta olmak üzere tekrardan incelemeye alınmıştır. Ancak bu hikayenin Dadaloğlu tarafından düzenlenmediği tespit edilmiştir. Bu nedenle de konu kapsamı içerisinde değerlendirmeye alınmamıştır.
Dadaloğlu hayatı ve eserleri birçok farklı heyecanı okuyucuya hissettirecek tarzda yazmasına sebep olmuştur. Bu onu diğer edebi şahsiyetlerden ayran en önemli özelliğidir. Şairin yaşamış olduğu bölgeye bakıldığında Toros’ta yaşamış olması onu gelenek dışında yazmaya sevk ettiği kanısını oluşturmaktadır. Bu bölge de henüz o dönemler hikaye anlatma tekniği gelişmemiştir. Bu nedenle de şair tarafından bu bölge de yazılan eserler oradaki anlatma tekniği ve geleneğine uygun olarak düzenlenmiştir. Düzenleyen kişilerin ise net olarak bilinmemesi Dadaloğlu’nun halk hikayesi başta olmak üzere burada düzenlemediği eserlerinin olduğu kanısını da netleştirmektedir.