Hep O Şarkı (Yakup Kadri Karaosmanoğlu) Özeti, Konusu ve İncelemesi

Hep O Şarkı türü bakımından romandır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Hep O Şarkı isimli romanı 1956 tarihinde basılmış ve yazarın son romanı olma özelliğini taşır. Fakat romanlarının zincirleme zaman bütünlüğü bakımından ilki sayılabilir. Karaosmanoğlu, bu eseriyle diğer eserlerinde kullandığı ve konularını tükettiği saray takımı ve eski İstanbullu üst tabakanın hayatını kaleme alır ve zaman bakımından sonra gelen romanlarının yolunu yapar. Üzücüdür ki, bu eseri gözde eserlerinden biri değildir ama Karaosmanoğlu’nu ve eserlerini tümüyle ele alabilmek için Hep O Şarkı romanını okumak ve idrak edebilmek çok önemlidir.

Hep O Şarkı Özeti

Ana karakterimiz Münire zengin bir paşanın evladıdır. Konakta yetişen karakterimiz yine kendisi gibi komşu konakta büyüyen Cemil’e sevdalanır. Karakterimiz ve Cemil evlenmek ister ancak karakterimizin babası bunu engellemek ister. Karakterimizin babası buna sebep olarak Cemil Bey’in kadın düşkünü, alkolü seven ve hatta vurdumduymaz birisi olduğunu öne sürer. Karakterimizin babası kızını Nafi Molla Efendinin oğlu Rükneddin ile baş göz etmek istemektedir. Nitekim bu isteğinde bir hayli ısrarcı olan karakterimizin paşa olan babası, çok sevdiği kızını mutsuz ve huzursuz bir evliliğe itmiş olur.

Karakterimiz kocasının evdeki yardımcılar ile ilişkisi olduğunu öğrenip evi terk eder. Halası Şahende hanımın vesile olması üzerine Cemil ile yeniden buluşmaya başlayan karakterimiz Cemil Bey’in bir sultanla dünya evine girmeyi istememesi üzerine Anadolu sürgününden sonra buluşmalara mecburi ara verir. Cemil’in sürgününden 25 yıl sonra Cemil ile bir araya gelirler; fakat Cemil evlenmiştir ve perişan haldedir. Cemil’in bu halini gören başkarakterimiz Münire ise büyük bir düş kırıklığına uğrar. Yaklaşık 35 sene evvel başlayan bu sevda büyük bir düş kırıklığıyla biter. Münire’nin ele aldğı eser ise bu sevdanın öyküsüdür. Eserin konusu bu aşk öyküsüyle beraber oluşurken zamanının yaşayış stili sosyatik hali ve batı özentisi hayat biçimi birçok örnek ile ortaya konulur. Yani ele aldığımız bu eser yalnızca bir sevda öyküsü değil devrin sosyokültürel ve siyasal yapısına da yol gösterici olan bir eserdir. Bu çıkarımla birlikte Hep O Şarkı özeti bitiyor.

Hep O Şarkı Konusu

Eser Abdülhamit Abdülaziz ve 5. Murat dönemini ele alır. Bu yönüyle de kiralık konak eserinden öncesini anlattığı çıkarımında bulunulabilir.Eserin diğer bir özelliği ise Karaomanoğlu ilk defa eserini bir kadının ağzından birinci şahıs bakış açısıyla yazmış olmasıdır. Başkarakterimiz olan Münire asıl olarak kitabın içinde kitap yazmaktadır ve bu kitap “Hep O Şarkı” romanını oluşturmuştur.

Ana karakterimiz Münire yaşlanmış ve dul kalmış bir hanımdır. Karakterimiz sürekli yaşanamamış hayallerini düşünen bunlar ile kendini yiyip bitiren bir kadındır. Sevdalı olduğu Cemil Bey ile yaşanmamışlıklarını ele alır eserinde. Bu olgular acı dolu ve hüzünlü bir eser meydana getirmiştir. Eserde ele alınan karakter ve tiplemeler sıradan günlük hayattan alınmıştır. Yazarın diğer eserleri gibi karakterler büyük olaylar ve dramalar yaşamamaktadır.

Hep O Şarkı konusu yalı ve konak arasında ikiye ayrılır yalıda nispeten daha iyimser konakta ise daha kötümser bir hava ele alınır bu yolla yazar yalı ve konak kavramlarına nazire yapmaktadır. Bu tarafıyla roman kiralık konak romanına göz kırmaktadır fakat bu tek göz kırpması değildir. Karakterlerden biri olan cemil beyi üçüncü kez romana sokan yazar değişmiş istanbulu anlatırken redingot teriminden bahseder ki bu tabir kiralık konak romanının girizgahında istanbulun halini anlatmak için kullanılmaktadır.  Bu şekilde karakterimiz olan münirenin halasını kullanarak Nur Baba’daki Bektaşi hayatına gönderme yapar.

Hep O Şarkı İncelemesi

Üzerinde durduğumuz eser Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun eser serüvenini sıra dışı bir şekilde bitirdiği bir eserdir. Eserin sıra dışılığı içim veya içerik olarak milli politik konuları ele alan bir yazar olarak bilinen Karaosmanoğlu’nun bibliyografyasında yer almayan tarzı olmayan bir eserdir. Konusu bakımından Karaosmanoğlu’nun diğer eserlerine benzememesiyle beraber sıradan ve naif bir aşk öyküsü anlatmasıyla yazarın diğer eserlerinden ayrılır. Bununla beraber Atilla Özkırımlı’nın da bir yazısında da söylediği üzere “Hep O Şarkı” bir aşk öyküsü değildir.” Yalnız bir kadının ağzından anlatılan hayat öyküsü kurcalanmaya üzerinde tartışılmaya değer görülmeyerek büyük bir sükûnetle kucaklanmıştır. Yalnız başına sükûnet bile daha öncede söylediğimiz gibi bunun bir kadın eseri olduğunu destekler. Fakat halen daha doğru sayılan erkeklere özgü değer ölçüleridir.

Kabaca dile getirecek olursak değerli sayılan futbol ve diğer tüm sporlardır. Modaya ayak uydurmak giysiler satın almak veya bunlar hakkında konuşmak az önce saydığımız gibi spor türlerine kıyasla değersiz görülmektedir. Hep O Şarkı incelemesi ile ele aldığımız eser, kendi hayatını yazıya döken kadın anlatıcısından yola çıkarak Türk edebiyatında seneler içerisinde adı anılmasından adeta korkulan bir otobiyografik roman haline gelmiştir. Bütün bir edebiyat tarihi boyunca eril dilin ve erkek yazarların kadını ve kadın anlatılarını kurgulaması bu ve bunun gibi eserler ile yumuşatılmış ve hatta yıkılmıştır.

Eserde on dokuzuncu yüzyıl Osmanlı İstanbul’unda bir paşa kızı yaşamını ve yaşadıklarını kaleme almaya karar verir; fakat kaleme aldığı otobiyografisinin daha ilk paragrafından kadın ile yazı yazmak arasındaki gerilim kendini göstermeye başlamıştır. Roman şu cümleyle başlar “Meğer roman yazmak ne güç bir iştir.” İşte elimde defter önümde kalem saatlerdir evirip çeviriyorum ve iki cümleyi bir araya getiremiyorum. Ben ki bütün ömrü okumak ile geçmiş bir kadınım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir