Bu kitap, Muallim Naci’nin sekiz yaşına kadar olan çocukluk hatıralarını içeren kitaptır. Ömer’in Çocukluğu 100 temel eser arasında en beğenilen ve en sevilen eserlerinden birisi olarak yerini almayı başarmıştır. Eser ilk defa 1890 senesinde yazarın Sünbüle isimli eserinin bir bölümü olarak okuyucularının beğenisine sunulmuştur. Bu bölüm 1898 senesinde Almanca ’ya, 1914 senesinde ise Rusça ’ya çevrildi; M. Ertuğrul Düzdağ tarafından yeni harflerle de piyasaya sürüldü. Bağımsız bir eser olarak farklı yayın evleri tarafından basılan kitap, Türk edebiyatının en çok beğenilen anı kitaplarındandır.
Ömer’in Çocukluğu eseri, Tanzimat Edebiyatının en önde gelen isimlerinden birisi olmayı başaran Muallim Naci’nin (1850-1893), sekiz yaşına kadar yaşadığı günleri anlatan bir anı kitabıdır. Usta yazarımız Naci, çocukluk zamanlarını ele alırken, içinde yaşadığı toplumun inanışları, kültürleri, hassasiyetleri konusunda pek çok bilgiyi de okuru karşısına çıkarır.
Ömer’in Çocukluğu Özeti
İstanbul’un Saraçhane mahallesinde, Çelebi Sokak’ta yaşıyorlardı. Ömer’in babası Ali; yakışıklı, alımlı, dolgun vücutlu, gayet şık giyinen, ahlâk ve terbiyeye sahip, güzel yürekli birisi idi. Dükkânında saraçlık yaparak geçimini sağlardı. Özet ile çalışır, çabalar, emek verir, evine de çok iyi bakardı. Ali’nin en iyi arkadaşı Behçet Amca’dır. Sıklıkla bir araya gelir, sohbet ederlerdi.
Ömer’in abisinin adı Mehmet’tir ve Mehmet Ömer’e okuma yazma konusunda çok destek olmuştur. Bir de Ömer’in amcası Tahir vardır ve Tahir amca babasından oldukça farklı birisidir. Tahir Amca sürekli borçlanır ve borçlarını Ömer’in babası Ali Bey ödermiş. Ömer’in Çocukluğu özeti okuyan birisi Muallim Naci’nin çocukluk yıllarının nasıl geçtiğini anlamış olacaktır.
Günlerden bir gün okuldan çıkıp eve doğru ilerlerken Ömer köpek saldırısına uğramıştır. Bu durumu göre bir adam ise Ömer’e yardımcı olmak yerine sadece izlemiştir. Ömer ise köpeğin saldırısına uğramasından çok o adamın yardım etmeden sadece izlemesine üzülmüştür. Belli bir sürenin ardından Ömer’in babası Ali Bey hayata gözlerini yummuştur. Bu durum sonunda Ömer çok üzülmüştür. Babasını kaybetme acısının ardından dayılarını da kaybettikten sonra aile büyük bir yoksulluk ile hayata devam etmek zorunda kalmıştır.
Bu dönemde Ömer eğitim yıllarını başarı ile tamamlamıştır ve bir Rüştiye’de eğitmen olarak göreve başlamıştır. Sait Paşa, okulu denetlerken beni çok sevmiş ve yanına memur olarak almak istemişti. Sait Paşa ile birlikte pek çok farklı görevde bulunurken, aynı anda da şiirler yazıyordum ve yazdığım gazetelerdeki başarım gün geçtikçe yükseliyordu. Başarılı olsam da kendime sürekli bir şeyler katıyor ve başka hocalardan dersler alıyordum.
Bir gün birden bire Ömer’in ziyaretine ailesi ile birlikte Ahmet Mithat Efendi de gelmiştir ve rüyasında Ömer’i hasta olarak gördüğünü söylemiştir fakat Ömer’in bir hastalığı söz konusu değilmiş. Sohbet ederlerken bir ara Ömer odasına gitmiştir tam da o esnada fenalaşmıştır ve yatağına yatmıştır. Bu fenalık Ömer’in hayata veda etmesine neden olmuştur ve böylece Ahmet Mithat Efendi’nin rüyası doğru çıkmıştır. Ömer’in hayata gözlerini yummasının sebebi ise kalp durması olmuştur.
Ömer’in Çocukluğu Konusu
Eserin yazarı Muallim Naci’nin çocukluk zamanlarından bahseden bu eser, çok iyi bir hatıra kitabı olma özelliği taşımaktadır. Eserde Ömer adında küçük bir çocuğunun babasını kaybetmesinin ardından dayısını da kaybetmesi ve böylelikle yoksulluk içinde büyümesi anlatılır. Ömer’in küçüklüğüne dair unutamadığı olaylardan birisi ise köşe başında köpek saldırısına uğramasıdır. Köpek saldırısına uğrarken bir adam olanları izlemiş ve hiçbir şekilde yardım etmemiştir. Ömer’in bu olay oldukça zoruna gitmiştir.
Ömer mektebe gittiği dönemlerde bir tane öğretmeninden çok çekinirmiş, hatta 3 senede 2 kez sopa ile falakaya yatırmış. Eğitim zamanlarını tamamlamış ve bunun ardında da öğretmen olarak bir yerde göreve başlamıştır. Ömer’in zorluklarla geçen çocukluğunu anlatan bu anı kitabı okuyucuları tarafından çok sevilmiştir. Muallim Naci’yi anlamak ve onun çocukluğuna inmek isteyen meraklı okurlar Ömer’in Çocukluğu konusu hakkında da bu bilgilerden faydalanarak yazarın hayatı hakkında detayları öğrenebilirler.
Ömer’in Çocukluğu İnceleme
Ömer’in çocukluğu inceleme altına alalım ve ilk olarak karakterleri analiz edelim. Kitabın başkahramanı ve anlatıcısı bildiğimiz gibi Ömer’dir. Başarılı, sanatçı ve duygusal bir kişiliğe sahiptir olan acı dolu çocukluk dönemi geçiren birisidir. Mehmet ise Ömer’in abisi olarak hikâyede karşımıza çıkıyor. İyiliksever bir kişiliği vardır ve Ömer’i her daim koruyup kollar. Başka kitapta geçen isim Ali ise oldukça genç sayılacak bir yaşta hayata veda etmiştir. Çevresindekiler tarafından sevilen ve sayılan oldukça iyi bir karakterdir.
Kitapta bildiğimiz gibi yazarı Muallim Naci’nin anıları yer alıyor. Anılarını çok detaya boğmadan verdiği için okuyucu sıkılmadan, sürükleyici şekilde devam ediyor. Yazıldığı dönemin örf adetlerini, geleneklerini, kültürlerini ve inançlarını anlatarak o dönemi zihnimizde canlandırmamıza yardımcı olmuştur. ‘ Ömer’in Çocukluğu kaç sayfa? ‘ diye soracak olursanız da bu eserin sayfa sayısı 68’dir.
Muallim Naci’nin de asıl adı Ömer’dir ve bu eseri okurken Muallim Naci’nin günlüğünü okurmuş gibi hissedebilirsiniz. Okuyucuları tarafından çok sevilen bu eser aynı zamanda Muallim Naci’ye şöhretin kapılarını açmıştır diyebiliriz. Eserdeki gibi Muallim Naci’nin de babasının adı Ali’dir ve Ömer’in de babasının adı Ali’dir. Kahramanlara kadar aynı isimleri kullanmayı tercih etmiştir.