Yazar İstanbul’da 1892 yılında hayata gözlerini açtığında Ruşen Eşref Ünaydın hayatı ve Eserleri başlamış oldu. Aile aslen Selanik göçmeni olup, baba Eşref Ruşen bey, doktorluk mesleğini yaparken, annesi Fıtnat ev hanımdır. Annesini çok küçükken hastalıktan vefat edince, pederi de Berlin’e eğitime gitmiştir. Bu yüzden amcası Tevfik paşanın gölgesinde, eğitim hayatına Galatasaray Sultani’ sinde başlayıp, okumuştur.
1914 senesinde üniversite hayatının Darülfünun Edebiyat Fakültesini okuyarak mezun olmuştur. Kariyer hayatına Fransızca öğretmenliği yaparak başladı. 1913 yılında yaptığı çevirilerle Ruşen Eşref Ünaydın hayatı ve Eserleri ile, edebi hayata başlamıştır.
Yazıları Servet-i Fünun dergisinde, Tevfik Fikret’in teşvikiyle 1916’da basıldı. 1918’de Edebi Ziyaretler ve Mülakatlar adlı eseri ‘’Vakit’’ ve ‘’Türk Yurdu’’ gazetelerinde tanıtılmıştır.
1923 yılında yayınlanan Ruşen Eşref Ünaydın Ayrılıklar kitabı ile seyyah lakabını almıştır. Hayatının bütününde geziler yaparak geçti diyebiliriz. İlk iş seyahati Batum’a oldu. Gazeteci olarak gezilerine Vakit gazetesi ile başlangıç yapsa da, daha sonra Hakimiyet-i Milliye ve Tasvir-i Efkar’da bulunmuştur.
Meclisin isteğiyle 1920’de kurtuluş savaşında bulundu. Burada kanayan yaraları, insanların yaşadıkları zor süreçleri eserler yazdı. Mustafa Kemal’le yaptığı söyleşiyle onu Türk ulusuna tanıttı.Buhara’da elçilik başkatipliği 1922 senesinde yaptı. Lozan’da danışman olarak atandı. Meclise Afyon bölgesinden 1923 de Vekillik göreviyle üç dönem vazifelendirildi.
Gazeteci yazar ilerleyen zamanlarda, Anadolu Ajansı ve Harf İnkılabı Komisyonluğu işleri ile meşgul oldu. Başarı çıtası hızla yükselen, Ruşen Eşref Ünaydın Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği görevine 1933 de başladı. Elçi olarak 1945 de Budapeşte ve Tiran’da görev aldı. 1952 yılına kadar Büyükelçi olarak da Londra ve Roma’da vazifesini layıkıyla gerçekleştirdi.
Yoğun ve yorucu geçen bir iş hayatının akabinde 1952 de emekliliğini İstanbul’da geçirmeye başlar. Atatürk’le geçirdiği anıları bu sırada yazar. 1959 yılında bu dünyadan göç ettiğinde Ruşen Eşref Ünaydın hayatı ve Eserleri sona ermiştir.
Edebi Karakteri
Yazar gazeteci ve bürokrat olan Ruşen Eşref Ünaydın Atatürk röportajı eserleri ile de tanıyoruz. Şiir, sohbet, hatıra gezi, deneme, öykü, mülakat konularda başarılı çalışmaları olmuştur. Sade bir Türkçe kullanarak, kaleme aldığı eserlerini milli duygularla yazmıştır. Özellikle Kurtuluş savaşında yazılarında verdiği coşkuyla halkı yüreklendirmiştir.
Ruşen Eşref Ünaydın Anafartalar Kumandanı ile yaptığı söyleşiyi yayınladığında Türk milleti Kurtuluş savaşı sırasında büyük önderi tanımış oldu. Özellikle harf inkılabında verdiği emekler, Türk harflerinin yerleşmesi anlamında attığı adımlarda diyebilir ki, o Türkçeyi çok iyi kullanan biridir.
Gezilerinde yazdığı yazılarında bulunduğu mekânın tarihi ve kültürüyle birlikte çevresindeki tüm izlenimlerini yazıya aktarmıştır. Diğer yönlerini şöyle maddelersek,
- Türk Edebiyatçıları ile yaptığı röportajlarda onlara Tanzimat, Divan edebiyatı ve Servet-i Fünun edebiyatını sorar. Aldığı yanıtları da okuyucuya sunar. Yazı çıktığı dönemde büyük ses getirip edebi mülakat anlamında ilklerdendir.
- Eserlerinde, savaş döneminin izlerini Türk tarihine, verdiği değeri de görmekteyiz.
- İstanbul’a yazılarında çok fazla dokunduğu için, lakabı ‘’İstanbul Seyyahı’’ olmuştur. Zaman, zamanda ‘’Çeşmeler Kâşifi’’ olarak anılmıştır.
Ruşen Eşref Eserleri
Gazeteci yazarın Ruşen Eşref eserleri gündemde yaşanan meselelerde dahil hikâye şiir deneme gibi pek çok alanda yazmıştır. Ama en çok gezi anlamında yazdığı yayınlar ve röportajlarını kaleme aldığı eserler çok dikkat çekicidir. Türk Dil Kurumunun oluşumunda fazlaca emeği geçmiştir. Bu anlamda dilin sadeliği onun için çok önemliydi.
Eserlerinde yüreklendirici ve coşku verici bir dille yazdığı da gözlemlenir. Bu yanı cephede gördüğü izlenimlerin eserlerine bir şekilde geçmesidir. Yazarın ürettiklerini maddelersek,
- Diyorlar ki
- Tevfik Fikret
- Geçmiş Günler
- İstiklal Yolunda
- Damla Damla
- Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat
- Boğaziçi-Yakından
- Atatürk
- Atatürk ile Milli Tesanüt
- Atatürk’ü Özleyiş
Diyorlar ki:
Sami paşazade, Halit Ziya Uşaklıgil, Rıza Tevfik, Cenap Şahabettin, Halide Edip Adıvar, Ömer Seyfettin, Ahmet Haşim, Ziya Gökalp, Refik Halit, Abdülhak Hamit gibi dönemin ünlü simalarıyla yaptığı söyleşileri yazarak hayata katmış. Türk Edebiyatının duayenlerini Türk milletine, sorduğu sorularla söyleşilerinde tanıtmıştır.
Damla Damla:
1928 yılında yayınlanmıştır. Mensur şiir olarak yazdığı dizeleri, Ruşen Eşref Latin alfabesiyle cümlelere yansıttığı bu eser yazın dilinden dolayı ilk defa ele alınmıştı.
Türk Dili Tetkik Cemiyetinin Kuruluşundan İlk Kurultaya Kadar:
Hatıralar olarak da bilinen eser 1933 de kaleme alındı. 12 Temmuz, 5 Ekim 1932 dilimleri arasında geçen sürede tüm detaylarıyla Tetkik cemiyeti ile ilgili tüm yaşanmışlıklar, durumlar anılar yazılmıştır.
Atatürk’ü Özleyiş:
1957 yılında basılmış olan eser, Özleyiş ve Hatıralar olarak iki kap şeklinde ele alınmış olan eser, vefat ettikten sonra Anıtkabir’e nakli gerçekleştirilmesi de dahil Atatürk ve ordunun verdiği mücadeleler, yoksulluk içinde, fakat sağlam iradeyle çarpışan, kahraman Türk askerinin haklı çabası, aynı zamanda onurlu Türk milletinin askerine verdiği destek, Türk ulusunu dikkate bile, almayıp önemsemeyen düşmanın, Türk milletine karşı yaptığı zulümler ilk kapta yazılıp, basılmış olup. Savaşın başarıyla sonuçlandırılıp Türk milletinin galip geldiği ikinci kap yazılamamıştır.
Ayrılıklar:
Savaş yıllarında, uzunca bir süre sıla hasreti çektiği, savaş muhabirliği dönemine ait notlardan oluşur. Gazeteci yazar bu yıllarda sevdiklerinden ve yuvasından ayrı düştüğü yılları 1923 de kaleme aldığında, daha önce çeşitli gazetelerde yaptığı röportaj yazılarını da esere ekleyerek çıkarmıştır.