Suç ve Ceza inceleme altına alındığında, Rus yazar Fyodor Dostoyevski tarafından kaleme alınan romandır. İlk zamanlarda 1866 senesi boyunca edebiyat dergisi Rus Habercisinde on iki ayda okuyucusu ile buluşturuldu. Bunun ardından tek cilt olarak piyasaya sürülmesi uygun görüldü. Dostoyevski’nin beş yıl devam eden Sibirya sürgününün dönüşü kaleme aldığı tam uzunluktaki ikinci romanıdır. Suç ve Ceza, yazarın “olgunluk” zamanının ilk büyük eseri olarak okuyucuları tarafından değerlendirilir.
Suç ve Ceza; parası için bir tefeci bayanı katletmeyi tasarlayan, Saint Petersburg’da hayatına devam eden yoksul bir öğrenci olan Rodion Romanoviç Raskolnikov’un, manevi yorgunluğu ve ahlaki değerlerine odaklanır. Katletmeden hemen önce, Raskolnikov para ile kendini fakirlikten kurtarabileceğine ve büyük işler yapmayı sürdürebileceğine inanır fakat karmaşa, tereddüt ve şans, ahlaki olarak haklı bir öldürme planını net olmaktan uzaklaştırır.
Suç ve Ceza eserinin sahibi Fyodor Mihayloviç Dostoyevski 1821 senesinde totalde altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak Moskova’da hayata gözlerini açmıştır. Bu makalenin de konusu olan Suç ve Ceza adlı romanını 1866 yılında kaleme aldı. Yazar, babasının doktor olmasından ötürü küçüklük zamanlarını Marya Hastanesi’nin lojmanında geçirmek zorunda kalmıştır. Usta yazarın Babası Mihail öfkeli ve alkolik annesi Mariya ise türberküloz hastalığı ile uğraşmaktaydı. Çocuk yaşta Puşkin, Goethe, Cervantes gibi usta edebi isimleri okuyarak edebiyata merak duymaya ve ilgi göstermeye başladı denilebilir. Takvimler 1837 senesini gösterdiğinde ise annesi hayata gözlerini kapattı. Hemen bir sonraki sene St. Petersburg’daki Askeri Mühendislik Okulu’na gönderildi ve eğitim hayatına burada devam etti.
Suç ve Ceza Özet
Suç ve ceza özet altında bir yazı yazacak olursak; Petesburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim görmekte olan Raskolnikov kendi çapında düşünceleri olan, alımlı, genç, zeki, çekici, yetenekli ve akıllı biridir. Yaşadığı maddi sorunlardan, geçim sıkıntısından ötürü öğrenim hayatını tamamlayamadan bırakmak mecburiyetinde kalır. Hayatını tefeci bir bayana verdiği eşyalar sayesinde sürdürmeye çaba göstermektedir. Dört aydır kirasını bile verememektedir. Tefeci bayana sürekli borçlu hissedip elini kolunu kaptırıyorken bu bayanın herkesin hayatından çıkması gerektiğini, yaşamının devam etmesinin herkes için faydasız olduğunu da düşünür.
Raskolnikov’a annesi tarafından bir mektup gönderilmiştir; geçim derdi yüzünden kız kardeşi Dunya ihtiyar bir adamla hayatını birleştirecektir. Raskolnikov bir rüya da görür, kalkar ve bunun arından eline bir balta alıp tefeci bayanın yaşadığı yere, evine saklanarak girer. Henüz hiç kimse onu görmemiştir. İhtiyar bayanın yanına gider ve elindeki balta ile orada onun yaşamına son verir. Evden ayrılacakken ihtiyar kadının kız kardeşi ile denk gelir o kadın masum olmasına rağmen olaya tanık olduğu için onu da katletmek mecburiyetinde kalır. Dolaptan rehin verilmiş, birkaç parça altını alıp evden ayrılır.
Paralara hiçbir yerini sürmez bir taşın altında gizler. İçi rahat olmamaya başlar. Aslında o tefeci bayanı değil kendini öldürdüğü düşüncesine kapılmıştır. Bu düşünceye kapılıp polise gider ve işlediği suçu açıkça anlatır. Sibirya’ya sürgüne gönderildikten ve cezasını çektikten sonra zihinsel, ruhsal dinginliğine kavuşur.
Suç ve Ceza Konusu
Suç ve Ceza konusu incelendiğinde, konusu yoksulluğun insana yaptırabilecekleri, doğrunun sorgulanabileceği şeklindedir. Geçim sıkıntısı derdi yüzünden okulunu yarım bırakan başkahramanımız, bunun ardından tefeci kadına bulaşıyor ve paçasını bir türlü kurtaramıyor. Ama ana karakter, sadece kendisinin değil başka insanların da yaşamlarını düşünüyor ve bu yaşlı kadının herkesin hayatına zarar verdiği düşüncesine kapılıp kadını katlediyor. Olay yerinden uzaklaşırken öldürdüğü kadının kızı ile denk geliyor ve onu da suçsuz olmasına rağmen öldürmek zorunda kalıyor.
Bunun suçluluk duygunu çeken, öğrencilik hayatını yaşayamayan, geçim dertleriyle cebelleşen ve şuanda da bir katil olan ana karakter, suçluluk duygusunu doruk noktalarına kadar hissediyor ve asıl öldürdüğünün kendi olduğu düşüncesinde emin oluyor Bunun üzerine karakola gidip işlediği olayları anlatıyor ve teslim oluyor. Sürgüne gönderiliyor, hapishanede hayatını devam ettiriyor ve yaşadığı ceza ile suçluluk psikolojisinden biraz da olsa çıkarak ruhsal huzura erişebiliyor.
Suç ve Ceza İnceleme
Bu eseri incelediğimizde, aslında adamın öldürdüğü kadın çok kötü birisi olmasına ve kadının ölmesi ile çoğu insanın yükten kurtulmasına rağmen bir insanı öldürmenin suçluluğunu yaşayan adamı anlatıyor. Aslında bakacak olursak ilk başta kadını öldürmekte kendini haklı buluyor, kendisinin ve onun gibi olan bir sürü insanın o tefeci kadının ölümü ile rahatlayacağını düşünüyor. Ama aslında orada kendi benliğini öldürüyor.
Özellikle de kadının olay tanıdığı olduğundan dolayı öldürdüğü, masum kızını katletmesini bir türlü aşamıyor. Onun masum olduğuna ve bunun cezasını bir şekilde çekmesi gerektiğine kanaat getiriyor. Bu kararı vermek onun için çok zor olsa bile bu karar veriyor ve karakola giderek işlediği bütün suçu tüm samimiyeti ile anlatıyor. Sürgün cezası ve hapis yatarak içten bir ruhsal huzura kavuşması aslında hatasının farkında olup bunun cezasını bu şekilde çektiğini düşünmesindendir.
Olayları üst üste yaşaması, bu cinayeti işlediği dönemde geçim sıkıntıları yüzünden kardeşinin de istemediği, yaşlı bir adamla hayatlarını birleştirmesi ana kahramanı bu talihsiz olarak nitelendirebileceğimiz olaya sürüklüyor. Kahraman aslında özünde ne kadar iyi birisi olursa olsun; yaşam şartlarının kötülüğü, kendisinin de bu kötü yaşamın bir parçası olması, ailesinin yaşadıkları ve kötü insanların varlığı ana rolü çileden çıkartıyor.