KİTABIN KONUSU
Güneş ülkesinde anlatılan konu toplumsal bir yapı fikridir. Bu kitap işte bu toplumsal düzeni anlatmakta ve onu dile getiren cümleler ile sunmaktadır. Yazar bu kitapta temel olarak birlikte yaşayan ve toplu şekilde bir arada bulunan insanların gayesinin genel bir fayda olduğu, özel bir malın ve mülkün söz konusu olmadığı, çalışmanın ve emek vermenin bir keyif haline dönüştüğü bir sistem ve düzenden bahseder. Bu kitapta yazar ayrıcalığı ile beraber sosyalizmin temeli oluşmuştur ve yapı taşı ortaya çıkmıştır.
KİTABIN ÖZETİ
Güneş ülkesi Campanella’nın bir gün mutlaka meydana geleceğini düşündüğü bir kamu, devlet tasarlanışıdır. Genel özellikleri ve genel yapısı ile beraber campanella bu kitapta tüm kötülüklerin ve çirkinliklerin, haksızlıkların ana kaynağını ve yapı taşını inansın kendisinden başka kimseyi umursamaması ve düşünmemesinde, dünyada yer alan malı ve dünyada kalacak malı birbiri arasında senin benim gibi paylaştırmalar ile bölüştürmesinde buluyor. Campanella’ya göre insanoğlu gelen fayda endişesinden uzakta yer aldığı sürece ve ona mesafeli durduğu sürece kendisinden başkasını umursamaz.
Oysaki toplum halinde yaşayıp birbirine bağlı olan insanların gayesi genel fayda olmalıdır ve bunu ilke edinmelidir ve bunu rehber belleyerek onun amacından sapmamalıdır. Campanella ise bu kitapta özel yararları ve çıkarları ortadan yok ettiğimizde ortada toplum faydasından başka geriye bir şeyin kalmayacağını ve bununla beraber bencillik içeren davranış ve hareketlerin er ya da geç toplum güçlerinin ve ileri gelenlerinin çatışmasına ve karşı karşıya gelmesine sebep olacağına inanmaktadır. Ona göre Güneş ülkesinde bulunan her şey genel yarara, devletin kendisine faydalı olmalı ve onun için çalışmalıdır. Bu da sosyalizmin yapısını meydana getiren ana unsurlardan biridir. Güneş ülkesinde hoşgörü ve dayanışma, kaynaşma bilinci ve topluma faydalı olma arzusu öne çarpar. Özel mal ve mülkün edinilmemesi de bunun diğer bir sonucudur.
Campanella Romalı milletlerin ve Hristiyan olmuş ilk toplumların zamanındaki rahiplerin ülkeleri ve toplulukları için seve seve harp gerçekleştirdikleri ve mal mülk edinme fikrine mesafeli olduklarını belirterek bir gün Güneş ülkesinin ortaya çıkıp meydana geleceğine inanır. Ayrıca Güneş ülkesinde çalışma bir ızdırap ve görev olmaktan ziyade keyif veren bir iş halini almıştır. Aylak davranmak, tembellik yapmak ve boş boş gezmek utanılacak bir şey haline gelmiştir. Güneş ülkesinde kadın ortaklığı mal mülk paylaşımın ve ortaklaşmasının yanındaki yerini almaktadır. Bu ülkedeki kadın ortaklığı Platon’da yer aldığı gibi tüm toplum için söz konusudur. Sadece yönetici sınıfı için değildir. Bu ortaklığın gayesi ise kan bağı ile insanları birbirine bağlamak ve bu doğrultuda yaşanan krizlerin önüne geçmek, fesatlık ve kıskançlıkları engelleyerek duyulan kinin önünü kesmektedir. Ayrıca bu durumun temelinde ve yapı taşında Campanella’nın çocukların eğitim ve öğretimine, soyların ilerlemesine ve üremesine verdiği özen dikkat çekmektedir.
Ama Güneş ülkesinde kadın ortaklığının elbet bir gün sona ereceği inancı hakimdir. Güneş ülkesinde bulunan Hoh isimli baş rahip onların en büyük yöneticisidir. Ahiret işleri ile de dünyevi işler ile de en üst tabaka kendisidir. Mutlak bir yetkiye sahiptir verdiği kararlar kesindir ve değişmez. Kimse verdiği kararlara itiraz edemez ve onu sorgulayamaz. Onun üç adet yardımcısı da vardır. Bunlar Akıl, Sevgi, Güç isimlerinde olan ve eşit yetki bulunduran yardımcılarıdır. Güç savaş ve barış ile alakalı unsurları ve durumları yönetir yani askerlik alanındaki en üst mercii kendisidir. Bu konudaki en mutlak yetki kendisindedir. Akıl yardımcısının görevi ise bilim insanlarının, serbest mesleklerin okulların yönetimi ve eğitim işleri ile alakalı yapıları ve unsurları düzenlemek ve onları yoluna koymaktır. Sevgi de üreme işleri ile alakalı görevler üstlenmektedir. Bunun yanında Güneş ülkesinde her dilin eğitimi ve öğrenimi mevuttur. Dünyanın her yerine elçiler gönderilir ve çeşitli ve farklı milletlerin gelenekleri, töreleri, kuralları, ilkeleri, yolları, geçmişi ve tarihi hakkında bilgi edinilir kısacası onlar hakkındaki her şey öğrenilir. Güneş ülkesinde yaşayanlara göre insanın bir eşi ve bir evi bunun yanında da kendisine ait çocuklar dünyaya gelmiş ise kendileri mal edinme derdine bürünürler ve mal mülk konuları ile alakalı düşünceler üretirler.
Bencilliğin doğması da buradan başlar ve sonuçta Güneş ülkeli insanlar bencilliğin gayesini yok etmekle onu ortadan kaldırmışlar ve onun yarattığı boşluğa da ortak ve toplu yaşama sevgisini aşılamışlardır. Onlara göre memleket sevgisi kişisel yarar ve çıkardan ödün verilerek mümkün olur ve artar. Güneş kentliler birbirlerine kardeş diye hitap ederler. 22 yaşını bitiren ve aşanlara baba denir ve bu yaşın aşağısındakilere de oğul diye seslenilir. Kusurların en korkutucu olanı onlara göre gururdur. Gururlu davranan ve gurur yapan kişiler ağır ve sert cezalar ile cezalandırılır. Güneş ülkesinde yaşayanlara göre fakirlik insanları aşağı çeker ve serseriliğe iter, onlarda yurda duydukları sevginin azalmasına yol açar. Zenginlik, varlıklı olma ise insanları cahilliğe ve küstah davranmaya, gurura ve palavracılığa, bunun yanında bencilliğe iter. Oysaki Güneş ülkesinde her şeyde ortaklık söz konusudur. Her insan aynı anda hem fakir hem de varlıklıdır. Kentteki herkes onun gereksinimlerini karşıladığı için zengindir, kimseye ait özel mülk olmadığından ise fakirdir. Mala mülke tapmak ve onlara köle olmak yoktur güneş ülkesinde, maldan faydalanmak vardır.
Güneş ülkeli olan insanlara göre dinlilerin dine mesafe koymaları ve ondan uzak durmaları gerçekleşiyor ise bu din kurallarının çokluğundan değildir dinsiz kişilerle vakit geçirmeleri ile alakalıdır. Eğlencenin, ünün, mal sevdasının ve ten arzularının peşine düşmeleri bu sonucu ortaya çıkarmaktadır. Güneş ülkesinde cinsel yöndeki arzuları çok aşırı ve sınırı yukarıda olan bazı erkekler belli bir yaşa ermeden onların kadınlar ile ilişki yaşamasına izin çıkarılır. Tabiata aykırı çarelere yönelmeleri bu yöntemle engellenmek istenmiştir. Cinsel yönde sapıklık yapanlar ve yakalananlar sert cezalara çarptırılır ve onlara ağır cezalar uygulanır. İdam bile olabilir bu ceza. Bu ülkede savaşmanın amacı düşmanı öldürmekten ziyade daha iyi duruma dönüştürmektir. Devlete, insanlığa, dine karşı düşmanca davrananlara karşı hiç acımadan onlarla savaşırlar. Campanella bir altın çağın ortaya çıkacağını bunun da Güneş ülkesinde yer alan bir devlet sistemi ile meydana gelebileceğine inanır ve bunu açıklar.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ
TOMMASA CAMPANELLA
Fikirleri yüzünden 27 senelik bir hapis yaşamında kalmıştır. Kendisi adeta bir fikir kahramanıdır. Yaşadığı çağ Avrupa Katolik dünyasının yok olmaya ve çalkantılar yaşamaya başladığı, modern dünyanın oluşumunun hazırlığına girildiği siyasi, ekonomik bunun yanında kültürel hadiselerin meydana geldiği dönemdir. Camapenella kküçük yaştan itibaren zekası ile okuma hayranlığı ile dikkatleri çekmeye başlıyor. Kendisini dinsel konulardan kısa bir sürede bıkıp felsefeye yönelmiş biçimde buluyor. 22 yaşına vardığında ilk eserini ortaya çıkarıyor. Bu Aristonun felsefesini çürütmek ile Telesio’yu düşmanlarına karşı savunmak gayesi ile yazdığı Philosophia sensibus Demostratat isimli kitaptır. Bazı suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. Bir gün bir kulübede bulunuyor ve oradan Napoli’ye gönderiliyor. Hapishaneye atılıyor.