1923 senesinde yayınlanan Kırık Hayatlar romanı, Halit Ziya Uşaklıgil’in en önemli romanlarından birisi olarak ülkemizde son derece ses getirmiştir. Aşk ve sosyal konuların iç içe ve detaylı bir biçimde ele alındığı bu roman, okuyucusunu son derece etkileyebilmektedir. Halit Ziya Uşaklıgil yazmış olduğu bu romanında yaşadığı ülkenin toplumu içersindeki var olan yozlaşmış bireylerin yaşadıkları yasak aşklar ile yok olan ailelerin acı hayatları detaylı bir biçimde ele almıştır.
Romanın Konusu
Osmanlının son dönemlerinde Batıya özenme halleri ile beraber ortaya çıkan olayların anlatıldığı Kırık Hayatlar romanı, Türk aile yapısına uygun olmayan hikâyelerin konu edindiği bir kitaptır. Romanda birbirine sadık kalmayan eşler ile beraber, mahvolmuş ailelerin yitip giden sevgileri ve acı dolu hayatları anlatılır.
Romanın Karakterleri
Ömer Behiç: Kırık Hayatlar romanının başkahramanı olan bu şahıs, son derece iyi bir eğitim almış hekimdir. Düzgün bir ailede yetişmesi ile beraber son derece terbiyeli olan bu şahıs, çevresinde var olan kırık hayatları gözlemlemiştir. Modern bir Osmanlı insanı olan Ömer Behiç, iyi bir eş olabilmek adına elinden gelen tüm gayreti gösterir. Çevresinde olup bitenleri gözlemleyen Ömer Behiç, ne yazık ki yasak bir aşk ile darmadağın olur.
Vedide: Başkahraman Ömer Behiç ile evli olan Vedide, çocuklarına ve yuvasına oldukça bağlı bir kadındır. Eşine yakışmak için çaba gösteren Vedide Hanım, son derece dürüstte bir insandır. Yumuşak bir kalbe sahip olan Vedide Hanım, kızının ölmesi ve eşinin yasak bir aşk yaşıyor olması ile beraber mahvolur.
Bekir Servet: Başkahraman Ömer Behiç’in oldukça yakın bir dostu olan bu şahıs, ahlaksızlığı temsil eden bir kişi olmakla beraber kadınlara değer vermeyen, hayattan zevk almayı bir türlü başaramayan da biridir. Zevklerinin peşinden koşan Bekir Servet, çapkınlığı ile beraber Ömer Behiç’in hayatına soktuğu kadınla yakın arkadaşının hayatını da mahveder.
Neyyire: Herkesle ilişki yaşamaktan zevk alabilen bu şahıs, güzelliği ile erkeklerin dikkatini çekebilmeyi başarıyor. Başkahraman Ömer Behiç ile yasak aşk yaşayan bu kadın, Behiç’in aile saadetini alt üst ediyor.
Nebile: Biraz şişman bir yapıya sahip olan Nebile, kardeşi kazar etkileyici bir yapıya sahip değildir ve normal sıradan bir genç kızdır.
Romanın Özeti
Yıllardır hayalini kurduğu eve kavuşan başkahraman Ömer Behiç, hekim olması ile beraber düzgün bir aile çocuğuydu. Ailesi Behiç’in bir memur olmasını istiyordu fakat kendisi doktor olmanın hayalini kurarak bu hayalini gerçekleştirdi. Akademik hayatı oldukça başarılı geçen Ömer Behiç, sosyal bir insan olmadığı için biraz içine kapanıktı. Çekingen yapısından dolayı sosyal aktivitelere uzak kalan Ömer Behiç’i bu aktivitelere katılması için ikna eden birisi vardı, bu kişi yakın arkadaşı Bekir’di. Artık son sınıf öğrencisi olan Ömer Behiç, bu dönemde babasını kaybeder. Okulun bitmesi ile beraber master için Fransa’ya giden Behiç, bu esnada ne yazık ki annesini de kaybeder. Yetim kalan Ömer Behiç, oldukça yoksulluk çeker ve zar zor bir biçimde okumaya çalışır. Çektiği tüm zorluklar ile beraber okulunu bitiren Ömer Behiç İstanbul’a döner. Ömer’in artık evlilik yaşının geldiğini düşünen halası, Vedide’yi Ömer’e istemek için yola çıkarlar. Vedide’ye ilk görüşte aşk ile bağlanan Ömer, bu el değmemiş, dürüst, iyi kalpli kız ile biran önce evlenmek için sabırsızlanır. Ailesinin durumu son derece iyi olan Vedide, İstanbul’da yaşamasına rağmen gece hayatlarından uzak oldukça düzgün bir aile kızıydı. Nihayet Vedide ve Ömer evlenirler, 8.yıllık evlilikleri ile beraber mutlu bir hayat süren bu çift şimdilerde hayallerini kurdukları evlerine yerleşmiş huzur içinde yaşıyorlar. Evinin bir kısmını muayenehane olarak kullanan Ömer Behiç, pek çok zengin hastası ile beraber durumu olmayan hastalarını da ücretsiz bir biçimde tedavi ediyor ve hayır dualarını alıyordu. Eşi ile beraber mesut bir evlilik hayatı sürdüren Behiç, çevresinde yaşanan olumsuz olayları eşit ile tartışıp bu olayların kendi başlarına gelmemesi için her gün istisnasız dualar ediyorlardı. Ömer Behiç, bir yolculuğu esnasında hiç beklemediği bir halde yıllar önce en yakın dostu olan Bekir ile karşılaşır. Aslında bu karşılaşma, her şeyin de mahvolmasına davetiye gibiydi. Karşılaştıkları gün itibari ile hiç kopmadan bu ikili sık bir biçimde görüşmeye başlarlar. Yakın arkadaşı Bekir’in yaşadığı rezillik dolu hovardalık hikayeleri dinleyen Ömer son derece şaşkınlık ile beraber ona acıyordu. Yaşanan son günlerde Bekir, Nebile isminde bir kız ile ilişki yaşamaya başlar. Bekir bir gün yakın arkadaşı Ömer’i arayarak hasta bir arkadaşını tedavi etmesini rica eder. Ömer bu hastayı tedavi etmek için yola koyulur ve Bekir ile beraber hasta olan Nebile’nin evine giderler. Hasta kız Nebile, hal ve hareketleri ile Ömer’i epey şaşkın eder. Nebile ve Bekir, Ömer’in karşısında sırnaşık yılışık hareketler yaparak onu iyice şaşırtırlar. Tedavi süreci bitince Ömer ve Bekir tam evden çıkarken Nebile’nin kardeşi Neyyire içeri girer. Neyyire’yi gören Ömer’in içinde değişik hisler yaşanır ve tedavi bitince eve döndüğü vakitte de garip bir biçimde onu düşünmeye devam eder. Bu olayın üzerinden bir süre geçtikten sonra bir gün Neyyire hasta oldum bahanesi ile Ömer Behiç’i arar ve ondan yardım ister. Ömer Behiç tedavi için Neyyire’nin yanına gittiğinde kontrol esnasında aralarında bir yakınlaşma geçer ve Neyyire’nin çıplak tenine dokunan Behiç daha fazla etkilenmeye başlar. Ona tamamen vurulduğunu hissettiği anda Neyyire kendisine bir adres verir ve orada buluştukları an her şeyin daha güzel olacağını söyler. Bu durumla beraber başlayan yasak aşk, ilerde Behiç’in hayatını mahvedecektir. Tüm bu olaylar yaşanırken Bekir, Müzzan adında bir kadınla evlenerek tüm geçmişini rafa kaldırır ve Ömer’de en yakın arkadaşına bile anlatamaz yaşadığı bu durumları. İki kız babası olan Ömer Behiç, küçük kızının şiddetli bir hastalığa yakalanması sonucunda günden güne mahvolur. Hastalığı her geçen gün artan bu küçük kız, evdeki herkesi çok üzmektedir. Yasak aşk yaşayan Ömer Behiç, Neyyire’nin zengin bir adamla evleneceğini öğrenir. Tüm bu olaylara rağmen hala ilişkisini sürdürürken hasta kızı ve evini son derece ihmal eden Behiç, sonunda karısına yakalanır. Kocasının yasak bir aşk yaşadığını öğrenen hanımı, eşinden son derece uzaklaşmış ve aynı ev içerisinde adeta iki yabancı gibilerdir. Hastalık hastası olan küçük kızları ne yazık ki daha fazla direnemeyip hayata gözlerini yumar. Psikolojisi iyice bozulan Vedide, içine kapanık bir kadın haline gelmiştir. Kendini kuran okumaya ve namaz kılmaya veren Vedide, neredeyse tüm gün evinden dışarı çıkmıyordu. Zengin bir adam ile evlenen Neyyire, Ömer Behiç ile yasak aşklarını sürdürmeye devam etmek istemektedir. Bu teklifini reddeden Ömer, Neyyire’den son bir kez görüşmek için mektup alır. Bu mektupta yazan son kez görüşme teklifini kabul eden Ömer, bu buluşmada ona yenik düşerek tekrar bu yasak aşkın yaşanmasından korkuyordu. Anlaştıkları adreste buluşmak için yola çıkan Ömer, birden vazgeçer ve Neyyire’nin yanına değil, vefat eden kızının mezarına gitmeye karar verir. Yaşanan tüm olaylar için son derece pişman olan Ömer Behiç, kızının mezarı başında saatlerce pişmanlığını haykırıp ağlama başlar. Bir hız ile evine dönen Ömer, soluğu karısının odasında alır ve pişmanlığı gözlerinden okunan Ömer, karısının dizlerinde ağlamaya başlar. İlk başlarda tepki vermeyen Vedide, ağlayarak kocasına sarılır ve Ömer fark eder ki; karısının saçlarına aklar düşmüş…
Romanın Ana Fikri
Kendi öz benliğini ve kendine olan saygısını kaybetmiş kimselerin yaptığı hatalar tüm hayatına mal olabilir. Atacağımız her adımda ve alacağımız her kararda en ince detayına kadar düşünerek ve ailemizi de göz önüne getirerek tercihler yapmaya özen göstermeliyiz. Unutmamak gerekir ki, herkes kendi tercihlerinin sonucunu yaşar ve yine unutmamak gerekir ki son pişmanlık fayda etmez! Yozlaşmaya ve mutsuzluğa mahkum olmamak adına doğru seçimler yapmaya özen gösteriniz. Aksi taktirde bu romanda bahsi geçen kırık bir hayatın içine sıkışıp kalabilirsiniz ve geriye dönüp baktığınızda geri getiremeyeceğiniz, telafisi olmayan yıllara bakakalabilirsiniz.
Romanın Yazarı Hakkında Bilgi
Yazdığı pek çok eserle sesini duyurmayı başaran, başarılı yazar Halit Ziya Uşaklıgil 1866 senesinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Mahalle mektebini bitirdikten sonra Fatih Askeri Rüştiye’sine yazılan Uşaklıgil, İzmir’e taşınma durumu sebebiyle öğrenim hayatına orada devam etmeye başlar. Halit Ziya Uşaklıgil, çok küçük yaşlardan beri edebiyat merakı olan bir yazardı ve yazmaya da küçük yaşlardan itibaren başlar. Halit Ziya’nın yazmış olduğu ilk eser Deniz Danası, Hazine-i Evrak dergisinde yayımlanınca yazar son derece heyecanlanmış ve daha motiveli bir biçimde yeni yazılar yazmaya başlamıştır. Hayatının bir bölümünde öğretmenlik yapan Halit Ziya Uşaklıgil, öğretmenlik yaptığı bu dönemde Nevruz adında bir dergi çıkarması ile sesini pek çok kişiye duyurmayı başardı. Yine bu zamanda Hizmet isminde bir gazete çıkaran yazar, başarılarının devamını hızlı bir biçimde getiriyordu. Uşaklıgil, 1893 senesinde tekrar İstanbul’a dönerek burada Reji Genel Müdürlüğü’nde çalışmaya başlayarak kendini daha fazla geliştirmeyi başardı. Servet-i Fünun dergisinde çeşitli yazılar yazmaya başlayan Uşaklıgil, Edebiyat–ı Cedide topluluğu ile beraber ismini daha çok insana duyurmayı ve daha fazla önemli işler yapmayı başarabilmiştir. Edebiyatımızda önemli bir yeri olan “Mai ve Siyah” romanı, yazarın ilk romanı olarak kabul görülmüştür ve bu önemli eser 1897 senesinde Servet-i Fünun dergisinde yayımlanarak büyük bir ilgi odağı olabilmeyi yakalamıştır. Yazılarını yayımladığı Servet-i Fünun dergisi kapatılınca, yazar Halit Ziya Uşaklıgil bir süre dinlenmek üzere inzivaya çekilmiştir. Yazar II. Meşrutiyetle beraber tekrar edebi dünyaya geri dönmüş ve kalemini eline almıştır. Tüm bu başarı dolu hayatının ardından, onu sevenleri geride bırakarak 27 Mart 1945 senesinde hayata gözlerini yummuştur. Bu değerli yazarın eserleri başlıca şu şekilde sıralanabilir:
Romanları:
- Kırık Hayatlar
- Aşk-ı Memnu
- Ferdi ve Şurekası
- Sefile
- Nemide
- Mai ve Siyah
- Bir Ölünün Defteri
Hikâye:
- Kadın Pençesi
- Bir Yazın Tarihi
- Solgun Demet
- İzmir Hikâyeleri
- İhtiyar Dost
- Küçük Fıkralar
- Sepetteki Bulunmuş
- Bir Hikâye-i Sevda
- Onu Beklerken
- Hepsinden Acı
- Aşka Dair
- Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası
- Bir Muhtıranın Son Yaprakları
Anı:
- Kırk Yıl
- Bir Acı Hikâye
- Saray ve Ötesi
Oyun:
- Kâbus
- Füruzan
- Fare
İnceleme:
- Belagat Kitabı
- Hikâye