Alemdağda Var Bir Yılan Kitap Özeti

Alemdağda Var Bir Yılan romanı, 1957 yılında Sait Faik Abasıyanık tarafından yayınlanan bir romandır. Kitapta karakterin hayatındaki olaylara ve insanlara hangi açıdan bakıp nasıl davrandığı ele alınıyor. Lakin bu kitap insanı sürekli derin düşüncelere ve yalnızlığa itiyor.

Kitabın Konusu

Bazen kendimizi kimsesiz hissediyoruz. İşte böyle zamanlarda yaşama farklı açılardan bakıyoruz. Bütün olaylara hep bardağın boş tarafından bakıp öyle davranıyoruz. Bu kitaptaki karakter de kendini aynı bu şekilde hissediyor. Hele bir de bu karakterin İstanbul gibi kalabalık bir yerde hayatını sürdürdüğünü bilirsek bakın bu karakterin düşmüş olduğu hale. Lakin bu karakterin de huzura ermesi gerekiyor. İstanbul gibi bir şehirde mutlu olamıyorsa da elbette onunda bir hayal gücü vardır. Kendisi için rahat nefes alıp hayatını sürdüreceği bir alan oluşturuyor. Bu alana Alemdağ ismini veriyor.

Kitabın Ana Fikri

Her ne kadar çekilmez ve zor bir hayatımız olsa da kendimize mutlu olabileceğimiz bir dünya yaratabiliriz. Bir de bakarsınız ki bu hayaller bir gün gerçek olur.

Kitabın Karakterleri

–        Panco

–        Arap

–        Hidayet

–        Pakize

–        Fatih parkında yatan adam

–        Luka

Kitabın Özeti

Kitapta bir yazar karakter gittiği tiyatro oyununu izleyip oradan çıktıktan sonra oyun ile ilgili düşüncelerini kafasında tartmaya başlar. Kafasında adeta oyunu yeniden sanki kendisi oynuyordur. Yolda yürüdüğü sırada iki gençle karşılaşır ve onları durdurarak birisine “çek elini ağzından” der. Gençler bu duruma çok şaşırır. O gün hava bir hayli soğuktur ve kar yağıyordur. Yazar her günün akşamında aşçının köpeğini getirmesini bekliyordur. Daha sonra köpeği gelir. Yazar yine derin hayallere dalmaya, kafasında oyunları yaşamaya başlar. Kafasından geçenleri sanki konuşuyormuş gibi kendisine sessiz bir şekilde anlatır. Bugün günlerden Pazartesi ve yine vapurun altındaki odadayım. O gün tıpkı bir önceki gün gibi hava soğuk. Ve yine bu şehir çok kirli görünüyor. Ah İstanbul! Bu şehrin her yeri çok pistir. Hiçbir eve güneş uğramaz. Sokaklar kötü insanlarla doludur. Cıvıltılı çocuk sesleri yerine kavga eden insan sesleri doludur. Sizce onlara insan demek ne kadar doğrudur. Sevgi dediğimiz şey önce karşımızdaki kişiyi sevmekle başlar, daha sonra da çoğalıyor. Bu şehirde sevgi yaşatmıyor, sevgi adeta öldürüyor. İnsanların sevgisi bile çirkin bir hal aldı. Elimizdeki en saf şeyi de kaybetmişiz demektir. Etraf yalnız insanlarla dolmuş. Kalpleri o kadar kararmış ki doğru sevmeyi bile bilmiyorlar.

Sait Faik Abasıyanık Hayatı

Sait Faik Abasıyanık, 23 Kasım 1906 tarihinde Adapazarı’nda doğdu. İlkokulu Adapazarı’nda okudu. Kurtuluş Savaşı sona erdikten sonra ailesiyle birlikte İstanbul’a geldi ve burada İstanbul Sultanisi’ne başladı. Üniversitede edebiyat bölümünü okumayı tercih etti. 11 Mayıs 1954 tarihinde siroza yenik düşerek hayata gözlerini yumdu.

Eserleri Nelerdir?

Öykü

–        Semaver (1936)

–        Sarnıç (1939)

–        Şahmerdan (1940)

–        Lüzumsuz Adam (1948)

–        Mahalle Kahvesi (1950)

–        Kumpanya (1951)

–        Havuz Başı (1952)

–        Son Kuşlar (1952)

–        Alemdağ’da Var Bir Yılan (1954)

–        Az Şekerli (ölümünden sonra, 1954)

–        Tüneldeki Çocuk (1955)

Roman

–        Medar-ı Maişet Motoru (1944- 1952)

–        Havada Bulut (1951)

–        Kayıp Aranıyor (1953)

Şiir

–        Şimdi Sevişme Vakti (1953)

Çeviri

–        Yaşamak Hırsı, Georges Simenon (1954)

Röportaj

–        Mahkeme Kapısı  (1956)

Diğer

–        Balıkçının Ölümü-Yaşasın Edebiyat (1977)

–        Açık Hava Oteli (1980)

–        Müthiş Bir Tren (1981)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir