Bu roman Nazan Bekiroğlu tarafından kaleme alınmış bir romandır. Bu romanın bir özelliği vardır ki o da Roman’ın gerçek bir olay olmasıdır. Okurken herkesin dikkat ile okuyacağı bir kitaptır. Romanda 1920’li 70’li yılların o zamanın şartlarında rahat bir şekilde görebilmeni sağlar.
Mücella Özeti
Romanda geçen olayları temel olarak belirtecek olursak Mücella ve Fahir, Tevhid Efendi ve Nehir’e Hanım’ın çocukları arasında geçer. Fahir ile Mücella arasında yaklaşık olarak 4 yaş bulunur. Nehir Hanım Mücella ya hamileyken Tevfik Efendi’nin ölmesi çocuğunu daha doğmadan görmesi görmemesine sebep olur.
Fahir de Keriman adında bir kız olur ve eğlenerek ailesiyle yaşamaya devam etmeye çalışır. Zamanın ilerlemesi ile beraber Kerime ve Hanımı anlaşmaya varamazlar. Bundan sonra ise çareyi İstanbul’a gitmekte görür.
Tek başına bir kız çocuğu büyütmek de zorlanan Nehir Hanım kızın üzerine çok titrer. Mücella’da annesinin sözünden çıkmaması annesinin her istediğini yapmaya çalışan bu kız okulunu bitirdikten sonra Nehir Hanım onu ortaokula göndermek fikrinden vazgeçer.
Mücella’nın Dayısının kızı Filiz ilk okulu bitirdikten hemen sonra Akşam Sanat okuluna devam eder. Her yıl biraz daha olgunlaşan Mücella ve Filiz gençlik yıllarında Filiz aşık olmaya mektuplaşma ya başlaması sırasında Mücella annesinin baskısından dolayı Mahalle bakkalına bile zor gider. Mücella evin içinde vakit geçirmeye çalışsa da Mücella’ya dikiş nakış öğretir.
Annesi 20 yaşına gelmeden tüm mahalleye yetecek kadar çeyizi yapmıştır bile. Filiz artık okumuş birisi olarak İş Bankası’nda işe başlar. Mücella’nın evde oturması aralarındaki sıkıntılı durumu gözler önüne serebilir. Annesine kahve hazırlama yemek yapma veya annesi ile vakit geçirme telaşıyla günlerini bitirir. Filiz mühendis talibi Refik Bey ile mutlu bir evlilik yapar. Filiz’e Mücella hazırlamış olduğu bir sürü olan çeyizden hediyeler vermiş Filizin mutluluğuna ortak olmuştur. Filiz’in evliliğinden 2 tane kızı olup ve bu kızlarını da Mücella bakmıştır. Filiz bankacı olduğu için kızlarını Mücella büyütür.
30 yaşına geldiğinde Mücella da evlilik babında hiçbir belirti olmamıştır. Abisi sahirin torunları bile olur ama Mücella artık evlenemeyeceğini düşünür. Nehir hanım ise kızı değil Nehir Hanım ve Mücella diye bahsedilir.
İlerleyen günlerde Mücella da annesinin sözlerini dinlememeye çalışır. Birazcık annesinin bakkala gitmesine dahil izni olmamasına rağmen artık tek başına evden çıkıp dolaşmaya başlıyor. Bir gün Mücella dışarı çıkacağız vakit Annesi kızına geç kalma der. Ama Mücella bu durumda annesine içten içe kızar ama eve döndüğü vakit ise evlerin önünde bir kalabalık görür ve telaşlanır.
Eve dönerken Nehir ölmüştür. Annesinin ölümünden 3 gün sonra Fahir de gelir birkaç gün kalarak tekrar eski eski geldiği yere geri döner. Komşuları Mücella’yı çok sever ve yalnız bırakamazlar. Mahallenin dert ortağı annesi gibi herkesin derdini dinler bir hal alır. Mücella kalan çeyizlerini genç kızlara hediye eder.
Mücella’nın ölümünden sonra Fahir ve Keriman Yurtdışından çıkıp gelirler. Evi kat karşılığı müteahhide verir. Evin bütün eşyalarının dağıtırlar bu şeyde Mücella’nın hayatı da annesinin baskıları ile beraber neredeyse boşa akıp bir geçmiş olabilir. Çünkü Mücella eğer okusaydı çalışsaydı geleceği ortamlar sayesinde Kendini yalnız hissetme yiyip kendisine bir Yuvası olabilirdi.
Yazarı Hakkında
Nazan Bekiroğlu Nar ağacından hemen ardından böyle bir roman yazmıştır. 1920 ile 1970 yılları arasında yaşanan olayları çıplak gözlerle görebileceğimiz bir kızın annesinin baskılarından dolayı evde kalıp okula gidemeyen veya çevre edilememesinden dolayı yalnız başına evde halının üzerinde Ölü olması şeklinde bir roman anlatmıştır. Aslında bakılacak olursak bu Roman nostaljik bir romandır. Mücella Cumhuriyetle yaşıt bir kızın unutulmuş eskimiş kumaşların veya eski nostaljik okul arasından çıkagelmiş bir hikâye olarak karşımıza çıkar. Mücella yarım kalmış Aşkların veya uzaktan izlemeye alışkın olan bir kızın yaşantısını anlatan bir romandır.
Sümbül kokulu bembeyaz yastık kılıfları arasından çıkagelmiş bu romanın bir sürü çeyiz arasından kendisine hiçbir şekilde yararı olmayan yapmış olduğu kumaşlardan veya yastıklardan faydalanamayan üstelik üzerinde baskı kurulduğu halde yaşamına arkadaş çevresine sahip olamamıştır. Bu da Mücella’nın aslında arka planda kalıp daha çok baskın olarak annesinin onu korumasını istemesi ile beraber onun hayatında etkin bir rol oynayamaması sebep olmuştur.