Dünyaca ünlü yazar Stanislaw Lem’in kaleme almış olduğu Solaris romanı dünyaya ses getirmiştir. 1961 senesinde yayınlanan Solaris romanı bilimkurgu türünden olması ile okuyucuyu son derece etkilemektedir. 20.yüzyılın bilimkurgu edebiyatında önde gelen isimlerden birsi olan bu eser, insanlığın bilim ile beraber, başka gezegenlere olan ilişkisinin detaylı bir biçimde ele alınması üzerine döner. Yayınlandığı ilk günden beri büyük rağbet gören bu kitap, üç kez sinemaya uyarlanmış ve başarıyı orada da yakalayabilmiş. Dilerseniz kitabın detaylarını hep beraber inceleyelim.
Kitabın Konusu
Stanislaw Lem’in ele almış olduğu bu eserde, dünyaya çok yakın olan bir gezegen Solaris ile etkileşime girilmesinin ardından, meydana gelen olaylar üzerine çeşitli konular ile beraber göndermeler yapılır. Dünyada bir bilim olan Solaris, insanlar için konuşulacak malzeme olmuştur çünkü dünyaya bu denli yakın olan gezegen son derece garip görünmesi ile dikkat çekiyordu. Bu nedenle bu gezegeni daha fazla yakından tanımak isteyen insanlar, bu gezegenin sağladığı faydalardan bir an önce yararlanmak ve bu gezegen hakkında çok detaylı bilgilere sahip olmak istiyorlar. Romanın başkahramanı Kelvin, bu gizemli gezegenin yüzeyinde bulunan okyanus üzerinde çeşitli araştırmalar elde etmek ve evreni daha iyi anlamak için bu gezegene gider. Bu gezegen üzerindeki çalışmalarını başlattığı esnada, gezegen Kelvin’in bastırmış olduğu duygularını gün yüzüne çıkararak acılı bir deneyim yaşamasını sağlar. Bir zaman geçtikten sonra bu gezegende yalnız olmadığını anlar çünkü onun gibi pek çok bilim insanı da aynı şeyleri yaşar. Üzerinde bulundukları bu okyanusun, hiç kimsenin kaynadığını ve nedenini bilmediği bu anıları ortaya çıkaran canlı organizması fark edilince, çalışmalar yapan bilim insanlar ilgi odaklarını değiştirerek kendi iç hesaplaşmaları ile yüzleşmeye başlar. Daha fazla detay vermeden romanın özet kısmına geçelim:
Kitabın Özeti
İnsanların merak ettiği Solaris gezegeni, yine insanlar tarafından araştırılıp daha yakından tanınmak istemesi ile beraber roman başlar. Sırlarla dolu olan Solaris gezegenini daha yakından tanımak ve incelemek için bilim insanları Solaris’e gönderilmeye başlar. Gönderilen bu bilim insanlarının ne durumda olduklarının incelenmesi ve destek sağlanması amacı ile Psikilog Kevin de bu gezegene gönderilir. Bu gezegende beklediğinden çok farklı bir deneyim yaşayan Kevin, karşılaştığı manzaralar neticesinde bu gezegenin son derece karmaşık olduğunu fark eder. Araştırma yapmaları için bu gezegene gönderilen bilim insanlarından bir tanesini intihar etmiş, ötekisi bildiği bir şeyleri gizlemenin derdinde, bir diğeri ise yönelimsiz bir biçimde, değişik ve bir o kadar da belirsiz hareketler sergilemektedir. Bilinçsiz denilebilecek nitelikte sıvı bir organizma olan Solaris, belirlenen bu bilinçsizliğine rağmen, bütünlüğüne karşı oluşabilecek herhangi bir tehlikeye anında tepki verebiliyor. Bu gizemli gezegene insansal bir bilinçten ziyade, hayvansal bir bilinç ile yaklaşmak daha doğru olacaktır. Solaris, inanılmaz fazla moleküler gerçeklikler oluşturarak kendi üzerinde oluşabilecek yabancı faktörleri son derece dışlamaya çalışıyor ve onlarla güçlü bir savaş vererek organizmasını koruma altına almaya çalışıyordu. Solaris gezegeninin aslında yaptığı şey tam olarak; spesifik bir biçimde savaş verdiği insan ya da virüslerin karşısında bu insanların var olan hafıza ve bilinçaltlarında gizli olan problemleri bazı bastırılmış duyguları, bu duyguların sebebi olan bireyler vasıtasıyla yaşatmaya çalışmaktadır. Solaris gezegeni üzerinde bulunan insanlar ile psikolojik bir savaş içersine girere ve böylelikle bu savaştan da galip bir biçimde sıyrılır. Bilim insanlarının psikolojilerine destek vermek için gezegene gelen Kevin’de ta olarak bu durumu yaşar. Gizemli gezegen Solaris, ölmüş karısı Rheya’ı Kevin’in karşısına çıkararak üzerinde problem oluşturmaya çalışır. Oluşan bu problem ise karısının ölmüş olması ile beraber meydana çıkan şaşkınlıktan değil, karısının bedensel olarak oluşturduğu bütünlükten ziyade, herkesin görebileceği halüsinasyon olmasından doğan bir salttır. Yaşadığı bu durum karşısında Kevin’de diğer bilim insanları gibi mağlup gelecektir ve romanda burada sonlanacaktır.
Kitabın Yazarı Hakkında Bilgi
Solaris romanının başarılı yazarı Stanislaw Lem, 12 Eylül 1921 senesinde Polonya’da gözlerini açmıştır. Yazarın bilimkurgu üzerine yazmış olduğu başarılı eserler tüm dünyaya ses getirmiştir. 1941 senesinden sonra okuduğu tıp mesleğini devam ettirmek yerine II. Dünya savaşı nedeni ile otomobil tamirciliği ve kaynakçılık gibi işler ile uğraşmış. Savaş zamanlarında Nazi kamplarında kalan bu yazar, 1946 senesinde Krakow kentine yerleşerek yarıda bırakmış olduğu tıp eğitimini tamamlamaya karar verir. Eğitimini tamamladıktan sonra doktor olmayı başaran yazar, mesleğine atıldığı bu senelerde şiir ile takından ilgilenmeye başlar. Bu esnada bilimsel yöntemler ile kurumsal araştırmalara başlayan yazar eserlerine bunun etkilerini yansıtır. Bilimkurgu ile daha fazla içli dışlı olmaya başlayan yazar, 1950 senesinde bu konu üzerine ilk eseri “Kazılan Zaman” ile karşımıza çıkıyor. Bilimkurgu üzerine üretmiş olduğu eserlerde hümanistlik ile modern bilimi bir arada ele almıştır. 1957 senesinde “Yıldız Günceleri” isimli eseri ile parodik metinler yaratmaya başlar. En bilindik eseri olan Solaris romanı ile ismini tüm dünyaya duyurmayı başaran yazarın bu eseri film olarak çekildi. Yazar, Solaris eserinde iletişim kavramının ne olduğunu sorgular ve metinlerindeki ortak nokta ise tamamen “ironi” olmuştur. Bu ünlü yazar, dil bilim ve felsefe ile de son derece yakından ilgilenir, bu konular üzerine çeşitli eserler de üretir. Lehçe kitaplar üreten Stanislaw Lem, eserlerinin 40’tan fazla dile çevrilmesi ile beraber daha fazla popülerleşmiştir. 27 milyondan fazla satış yapan kitapları hem dünya genelinde hem de ülkemiz çapında büyük rağbet görmüştür. Yazdığı değerli eserler ile büyük başarı yakalayan Stanislaw Lem’in başlıca eserleri şu şekildedir:
- Solaris
- Hayali Büyüklük
- Yenilmez
- Fiyasko
- Yıldız Güncesi
- Aden
- Dönüşüm Hastanesi
- Kör Talih
- Mükemmel Boşluk
- Kuvette Bulunan Günce
- Sahibin Sesi
- Gelecekbilim Kongresi
- Sibirya
- İnsanın Bir Dakikası
- Yıldızlardan Dönüş
Yazmış olduğumuz bu yazıda, dünyaca ünlü yazar Stanislaw Lem’in değerli eseri ve hayatı detaylı bir biçimde ele alınmıştır.