Beyaz Geceler, Dostoyevski tarafından 1848 yılında yazıldı. Rus ve dünya edebiyatında büyük bir öneme sahiptir. Yazar daha 27 yaşındayken kitabı yazmıştı. Aşk duygusuna çokça yer verilen kitap büyük bir ilgiyle karşılanmıştır.
Kitabın Konusu
Beyaz Geceler, Petersburg’da hayatında dost olarak sadece hizmetçisi kalan fakir ve hayalperest bir adamı anlatıyor. Konu tamamen bu adamın üzerinden şekilleniyor. Nehrin kenarında bir kadınla karşılaşır ve onunla tanışır. Hayatında ilk defa bir kadınla konuşma şansı yakalamıştır. Kız yolunu gözlediği bir adamdan bahseder. Adam 3 yıldır ortalıkta yoktur, aniden gelmesiyle konular şekillenir.
Kitabın Karakterleri
Yazar: Petersburg’da yaşayan fakir, ümitsiz, hayalperest bir adamdır. İlk defa bir kadınla konuşma şansı yakalamış. Fakat istediği gibi olaylar yaşanmadığı için yine tek kalmıştır.
Nastenka: 17 yaşında aşık olduğu adamın yolunu bekleyen, annesini ve babasını çok küçük yaşta kaybetmiş genç bir kızdır. Kör ve yaşlı bir büyükannesi vardır. Sevimli, sıcak kanlı ve esmer tenli güzel bir kızdır. Aşık olduğu adam ona evlenme sözü vermiş, fakat 3 yıldır ortalıkta yoktur.
Kiracı: Bir yerlerden gelip Petersburg’a yerleşmek istemiştir. Nastenka’nın oturduğu evin tavan arasını kiralamış ve oradan 1 yıl geçirmişti. Nastenka’ya aşık olup ona evlenme sözü verdi. Daha sonra ani bir kararla Moskova’ya döndü.
Nastenka’nın Anneannesi: Kör ve yaşlı bir kadın olup, Nastenka’ya bakar. Evi’nin tavan arasını kiralayarak ve emekli maaşı ile geçimini sağlayan bir kadındır. Eskiden çok varlıklı bir insandır.
Kitabın Özeti
Petersburg’da hayatına devam eden yazar hizmetçi dışında kimseyle muhabbet etmez. İçine kapanıp iletişim sorunları yaşayan bir insandır. Hayallerini gerçek dünyaya uydurarak bütün sokakların onun olduğuna ve insanların hissettikleri duyguya göre duygu besleyen bir adam olduğunu düşünür. Yani halk mutluysa oda mutlu, halk üzgün ise oda üzgündür.
Her gün düzenli olarak bir bankta oturup insanları ve binaları izlemekten keyif alırdı. Mevsimlerden yazdı, şehir tamamen boşalmış herkes tatil beldelerine doğru yola çıkmıştı. İzleyecek birilerini bulmak için Petersburg’da tüm gün dolaşmıştı. Daha sonra yorulup dinlenmeye karar verdi. Dinlenirken şehrin dışını gezmediğini fark etti ve şehrin dışını gezmek için yola koyuldu. Kırlarda koşup eğlenince bir nehrin kenarına oturmaya karar verdi. Nehrin kenarında ağlayan bir kıza rastladı. Kızın yanına gidip selam verdi ve tam derdini soracakken kız irkilip bir anda caddeye doğru koşmaya başladı. Kızın koştuğunu görünce daha fazla korkutmamak için hafif adımlarla caddeye doğru gitti, sarhoş birinin nehirdeki kızı rahatsız ederken gördü. Normalde Yazar cesaretli değildi, fakat bir zarar gelmeden kızı korumak için adama saldırdı. Adamdan kızı kurtarınca kız, yazarın iyi biri olduğunu düşündü. Nastenka, Yazar’ı tanımak istedi ve sohbet etmeye başladılar. Birlikte yürürken kızın adının Nastenka olduğunu ve 17 yaşında olduğunu öğrendi. Nastenka, Yazar’dan çok hoşlanmıştı. Yazar, daha ilk görüşte kıza karşı bir şeyler beslemeye başlamıştı. Nastenka’nın evine gelmişlerdi, ayrılmadan önce neden ağladığını merak ettiğini söyledi.
Nastenka, yazara daha çok birbirlerini tanıdıklarını düşündüğü an olanları anlatacağını söyledi. Yazar, aynı saatte nehirde bekleyeceğini söyleyerek onu evine uğurladı. Yazar, bu yaşına kadar ilk defa bir kadınla bu kadar yakından görüşmüştü ve çok mutluydu. Ertesi gün Yazar ve Nastenka sözleştikleri yerde buluşmuşlardı. Nastenka, Yazar’da bir söz vermesini istedi ona asla aşık olmayacaktı . Yazar, sözünü tutarsa Nastenka’yla sürekli buluşup sohbet edebilecekti. Eğer söz veremezse bir daha onunla konuşamayacaktı. Kız, neden ağladığını anlatmadan önce yazar, konuya girdi Petersburg’da 8 yıldır yaşadığını ve kimseyle konuşmadığı şuana kadar tek arkadaşının kendisi olduğunu anlatmaya başladı. Nastenka, Yazar’ın anlattıkları karşısında çok üzüldü ve kendi öyküsünü anlatmaya başladı. Nastenka, anneannesiyle yaşadığını babasını ve annesini küçük yaşta kaybettiğini söyledi. Nastenka’nın kör anneannesiyle yaşamak zorunda olduğu için çok sıkıcı bir hayatı vardı. Geçimlerini kiracılarından gelen gelirle sağladıklarını söyledi. Fakat her zamankinden farklı bir kiracı gelmişti. Bu kiracı Nastenka’ya kitap vermişti. Ninesini ve Nastenka’yı opera gösterisine kadar götürmüş, iyi bir adamdı. Nastenka, zamanla bu adam aşık olmuştu, ama adam ani bir kararla Moskova’ya gitmişti. Nastenka, bütün gün kiracıya yalvararak onunla gelmek istediğini söylemişti. Kiracı, parasının olmadığını söyleyerek tek başına gitmeye karar verdi. Gitmeden önce Nastenka’ya onu beklemesini ve tam 1 yıl sonra onunla evleneceğini söyledi. Kiracı, aradan geçen bunca süre sonra Moskova’dan dönmüştü. Fakat Nastenka’ya bir haber vermedi, hatta yanına bile gelmemişti. Nastenka ’da nehrin kenarında bu yüzden ağlıyordu. Yazar, birçok teselli vermesine rağmen Nastenka’yı mutlu edememişti. En son Nastenka’nın bir mektup yazmasını rica etti. Yazdığı mektubu kiracıya ulaştıracağına dair söz verdi. Nastenka, bir mektup yazdı ve Yazar’a teslim etti. Yazar, adresi defalarca kontrol edip mektubu sahibine ulaştırdı. Aradan 3 gün geçmişti, Yazar ve Nastenka tekrar buluşmuştu. Nastenka, umutsuz gözlerle kiracının yine gelmediğini söyledi.
Yazar, bu duruma daha fazla katlanamadı ve Nastenka’ya aşkını ilan etti. Nastenka’ya kiracının onu umursamadığını ve bırakıp gittiğini söyledi. Nastenka, Yazar’a bakıp onu sevdiğini söyledi. Bütün gün Petersburg sokaklarında el ele evleneceklerini hayal ederek gezmeye devam ettiler. Sokaklarda akşam olana kadar gezmişlerdi. Eve gitme zamanı gelmişti. Karşıdan onlara doğru yürüyen bir adamın geldiğini gördüler. Nastenka, bir anda duraksadı ve dudaklarında bu o sözü döküldü. Yazar’ın elini bir anda bıraktı ve arkasına bile bakmadan kiracıya koştu. Kiracıyla birkaç dakika sarıldıktan sonra Yazar’ı öptü ve karanlıkta kiracıyla kaybolup gitti. Yazar, üzüntüden kahrolmuştu. Hayatındaki tek kadını da kaybetmişti ve bu koca şehirde yine yalnız kalmıştı. Aradan zaman geçtikten sonra Yazar’a, Nastenka’dan bir mektup geldi. Mektupta çok mutlu olduğunu ve onu affetmesini istemişti. Kiracıyla evleneceklerini ve ömür boyu Yazar’la dost kalmak istediğini söyledi. Nastenka, düğününe yazarı davet etmek istediğini de mektuba yazdı. Yazar, hayatına yalnız, umutsuz ve hayalperest bir şekilde devam etti.
Kitabın Yazarı
Rus romancı 1821 yılında Moskova’da doğdu. Askeri Mühendislik Okulu’na girmeye hak kazandı ve okula 1837 yılında giriş yaptı. Eğitimini tamamlamaya çok az kala bütün ilgisini edebiyata cevirdi ve ordudan ayrılmak istediğini söyledi. İlk romanıyla istediği başarıyı yakaladı. Diğer yazarların arasına katılacakken yazarlarla tartıştı. Özgürlük düşüncelerini kullanarak kaos yaratma, yönetime karşı komplo, asilik gibi suçlarla suçlanarak hapishaneye düştü. Hakimler, toplumu galeyana getirmekten asılmasına karar verdi. İdam cezasının gerçekleşmesine az kala cezası sürgüne çevrildi. Sibirya’nın en ücra köşelerinden birine gönderildi. Sibirya’daki kötü muameleden dolayı kötü bir hastalık kaptı. Sürgün cezası bittikten sonra orduya tekrar girdi. Hızlıca rütbe alarak yerini garantiledi. Bir kadınla evlenme kararı aldı, fakat karısı 1 yıl içinde veremden öldü. Petersburg’a yerleşme kararı aldı. Burada kumar âlemine bulaştı ve birçok borca battı. Borçlarını kapatmak için çok çalışmak zorunda kaldı. Birçok dergi yayınladı fakat hiçbiri tutmadı, daha sonra düşüncelerinden dolayı tutuklanmadan yurtdışına çıktı. Suç ve Ceza kitabını Rusya’ya döndüğünde yayınlama kararı aldı. Yayınladıktan sonra büyük bir satış yakaladı. Sekreteri ile evlenme kararı alarak 2.kez dünya evine girdi. İlerleyen zamanlarda akciğer kanserine yakalandı ve bu hastalıktan dolayı vefat etti.
Yazmış olduğumuz bu yazımızda dünyaca ünlü romanları ile bilinen Dostoyevski’nin Beyaz Geceler eserini detaylı bir biçimde ele aldık, iyi okumalar!