Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu 1922 yılında okuyucuya sunulmuş olan bir kitaptır. Stefan Zweig tarafından yazılmış olan bu kitap içerisinde bir kadının hislerini ve onları yıllar sonra açıklamasını anlatır. Kitabın bütünü sadece bir mektuptan oluşur. Kadının mektubundan ibaret olan kitap, kadının hislerini ve neler yaşadıklarını anlatır.
Özeti
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabının içerisinde yazar R. bulunuyor, yazar ülkesinde oldukça tanınmış ve çapkın bir adamdır. Bir gezi bitiminde evine gelir ve kendisi yokken gelen bir mektup dikkatini çeker. Gazetedeki tarihe bakar ve doğum günü olduğunu anlar. Çok uzun bir şekilde yazılmış olan bu mektubu açarak okumak ister. Mektubun göndereni belli değildir ve nereden geldiği de yazmaz. Mektubun ilk cümlesi yazarın kişiyi hiç tanımadığını ifade eder. R.’nin asla tanımamış olduğu ile başlayan mektup kadının hisleri ile devam eder.
Kadının çocuğu yeni ölmüştür hatta çocuğunun cesedi başında bu mektubu kaleme alır. Kadın oldukça zor bir şekilde yazmaya devam eder ve anlatmak zorunda olduğu şeyler olduğunu düşünür. Mektubu eğer R. okuyor ise kadın artık hayatta değildir ve gerçekten de öyle olacaktır. Oğlu ölen bu kadın oldukça üzülmüş ve kelimenin tam anlamı ile yıkılmıştır. Sadece yazar ile konuşmak ister ve her şeyini ona anlatmaya başlar. Yazarı ilk tanıdığı andan bahseder ve o zamanlar daha küçük bir kız çocuğudur. Henüz on üç yaşında iken ondan etkilenmiş ve hislerini ona açıklamaya asla cesaret edememiştir. Yazar onun asla farkına varmamıştır ve bu genç kızı oldukça üzmüştür. Eski komşusu olduğunu ifade eder ve onun eşyalarına bakarak yazar olduğunu anladığını söyler. Oldukça kültürlü ve zeki bir adamın komşusu olacağını anlamış, ondan etkilenmiştir.
Kızın annesi eşi öldükten sonra kendisini kurtarmak istemiş ve durumu iyi olan bir adamla evlenmiştir. Kendisinden 12 yaş büyük olan yazara aşık olmuş kız, yazara veda etme konusunda oldukça büyük zorluk yaşamıştır. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, kadının kendisini asla ifade olmayacak olmasından dolayı bu ismi almıştır. Duyguların tamamı hiçbir zaman karşılık bulmamıştır, ancak küçük kız kendisini daima yazar için saklamıştır. Değil bedenine, sözlerine bile kimsenin dokunmasına izin vermemiştir. 5 yıl boyunca yazardan uzak kalan kadın, 18 yaşına geldiğine şehre geri gelir ve evin etrafında dolanmaya başlar. Orada işe girer ve her anında oraya girmeye başlar.
Yazar ile bir gün karşılaşırlar ve çapkın yazar kız ile yemek yer. Ancak kızın 13 yaşındaki eski komşusu olduğundan habersizdir. O gecenin sonunu evde geçirirler ve kızın bütün hayalleri neredeyse gerçek olur. Birlikte toplam dört gece geçirirler ve her biri başka zamanlarda gerçekleşir. Kitabın sonunda gerçekler su yüzüne çıkmaya başlar ve ölen çocuk yazara aittir. Kadın dört geceden birisinde yazardan hamile kalmış, ancak hiçbir zaman bunu açıklamamıştır. Çocuğu olduğunu öğrenen yazarın bunu istemeyeceğini hatta inanmayacağını düşünmüştür ve ondan gizlemiştir. Çocuğuna iyi bir hayat sunabilmek için ise kendisini sattığını ifade etmiştir. Yazar, kadın ile her karşılaştığında onunla yeniden tanıştığını düşünür ve onu hiçbir zaman hatırlamaz. Hatta kitabın sonunda yazar, mektubu bir kenara koyar ve hala kadını hatırlamadığını fark eder.
Ana Fikri
Tutkuları ve aşkı uğruna yaşayan bir kadının yaşantısı oldukça keskin virajlarla doludur.
Yazar Hakkında bilgi
Stefan Zweig 1881 yılında Viyana’da dünyaya gelmiştir. Kısa hikaye kitapları ile ünlü olan yazarın en bilinen eseri Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu olmuştur. Bütün eserleri 1933 yılında Nazilerce yakılmış ve bu olay yazarı çok etkilemiştir. Ülkesinden ayrılmış ve bu işgalden dolayı psikolojisini düzeltememiştir. Eşi ile birlikte intihar ederek yaşamına son vermiştir.