Bir Kadın Düşmanı Kitap Özeti

Reşat Nuri Gültekin

Reşat Nuri Gültekin’in ses getiren eserlerinden biri olan Bir Kadın Düşmanı adlı eseri 1927 yılında İnkılap Kitabevi tarafından yayımlanmıştır.Daha öncesinde tefrika usulü ile yayımlanan eserin ilk basımı tefrikaların bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur.Gerek dili gerek karakterlerin yansıması ile zamanın ötesinde olan bu eser hiç editör müdahalesine uğramadan yayımlanmıştır.

KİTABIN KONUSU

Cazibesiyle erkeklerle gönül eğlendirmekten zevk alan Sara’nı planlı bir şekilde Homongolos’u kendine aşık eder.Sara gönül eğlendirirken Homongolos’un yüreği Sara’ya olan aşkıyla yanar.Fakar bu aşk sadece Homongolos’u yakar.

ANA FİKİR

Duvarın arkasından bakmak çok kolay oldu her zaman.O duvarın içinde ne var baktın mı hiç ? Gördün mü ? Yüreğini göremediğiniz insanların duyguları ile oynamayın.Hayatta kimsenin adına planlar yapmamalı, dalga geçmemeliyiz.Aksi  halde parçaladığınız yürek sonsuza kadar yok olur.

ÖZET

Erzurum Paşa’sının kızı olan Sara İstanbul’da annesiyle yaşamaktadır Sara, inatçı, tuttuğunu koparan, akıllı ve güzel  ve girdiği ortamda dikkatleri üzerine çeken bir kızdır..Sara’nın babası ailesini de yanında götürmek ister ama Erzurum’un soğuğu onu bu  fikirden vazgeçirir.Uzaktaki babasına özlem duyan Sara babası ile mektuplaşır.Yaz geldiğinde ise  Sara ve annesi  Erzurum’a babasının  yanına gideceklerdir.Fakat yazın dayısının kızı Vesime’nin  düğünü vardır.Yazın Erzuruma gitmeyip dayısı Rıza beyin yanına gidebilmek için her şeyi yapar.Annesini hatta aile doktorunu bile iş birlikçisi yapar.

Sara allem edip kallem dayı kızı Vesime’nin yanına gider. Sara’nın dayısı Rıza bey yaşadıkları köy de bilinen biridir.Sevgili kızı Vesime’ye koca adayı olarak da Avrupa da eğitim almış Remzi Bey’i uygun görür.

Gemi ile yola çıkan Sara, kasabaya yaklaşırken denizde çırpınan birini görür.Adamın biri denizde resmen boğuluyordur.Ama kimsenin umrun da değildir.Sara  sinirle kaptanın yanına gider ve boğulan  adama yardım etmedikleri için kızar.Kaptan o adamın hep böyle boğulma şakaları yaparak eğlenen bir adam olduğunu söyler.

Vapur yavaş yavaş limana yaklaşır.O sırada Sara’nın dayısı ve yakınları rıhtımda beklemektedir.Bu küçük kasaba önceleri ona çok sıkıcı gelse de kısa sürede alışır ve kasabalının dikkatini çekmeye başlar.Evde Vesime ve Remzi Bey için düğün hazırlıkları sürerken, Sara içten içe Vesime’yi kıskanmaktadır.Ancak, Sara Remzi Bey’in kendisiyle ilgilenmeye başladığını fark etmiş ve bunu dayısına bildirmiştir.

Sara kasabada gezerken motosikletli bir genç fark eder.Vesime’ye kim olduğunu sorar.Adının Homongolos olduğunu ve kampçı olduğunu öğrenir.Duydukları arasında en dikkatini çeken ise kadın düşmanı oluşudur.

Bir gece Sara’nın dayısı onun adına davet verir.Kabadaki kampçılar da davetliler arasındadır.Sara’nın ilgisini çeken motorcu Homongolos da davet edilmiştir.Fakat katılmaya pek istekli değildir.Sara ise sonrasında, denizde boğulduğunu sandığı adamın Homongolos olduğunu öğrenir.Davette Homongolos Sara’nın ilgilisini çeker.Huysuz, aksi, kendini bilmez ve kadınları hiçe sayan tavırları Sara’yı çok sinirlendirir.Ve bunun üzerine Sara ona haddini bildirme kararı alır.Kasabadaki günleri git gide azalan Sara, yengesi ve kızlarının da yardımıyla Homongolos’la görüşmeye başlar ve onu etkilemek için planlar yapar.

Başlarda görüşmek istemeyen Homongolos’un inadı bir şekilde kırılır.Homongolos Sarayı motor gezintilerine çıkarır.Birlikte hoş vakit geçirirler.Ama gün geçtikçe Homongolos Sara’ya tutulur.Bu sevgi Homongolos’u bambaşka bir adam haline getirir, artık kadınlara düşman değil aksine saygı duyan ılımlı bir adam oluverir.Ancak her şey yolunda gitmez. Sara’nın planları Homongolos’un kulağına gider.Homongolos kahrolur, içi kan ağlar.Ama Sara’ya belli etmez.O sıra Sara’da Homongolos’u kendine aşık ettiği için gülüp eğlenir.

Homongolos bir motosiklet yarışına katılır ve yarış sırasında bir kaza yaşanır.Motoru ile yuvarlanan Homongolos hayatını kaybeder.Sara Homongolos’un mezarını ziyaret eder ama gözyaşı bile dökmez.Hala neler yaptığının nelere sebep olduğunun farkında değildir, ta ki Homongolos’un, Necdet’e yazdığı mektuplar eline geçene kadar.

Bu mektuplar öncesinde Sara’nın tanımaya cüret etmediği Homongolos’u anlatır.Sara’nın planlarla kendine aşık edip oyunlar oynadığı adam aslında yapayalnız bir çocukluk geçiren anne baba sevgisi görmeyen bir çocuktur.Anne ve babası tarafından terk edilmiş bu çocuğu hayat kocaman, aksi ve nefret dolu bir adam haline getirmiştir.Ama Sara’ya olan aşkı az da olsa içindeki buzları eritmesine yardımcı olmuştur.

Homongolos arkadaşına yazdığı mektuplarda tüm kalp kırıklığını anlatır.Aşık oluğu kızın onunla oyun oynamasını gururuna yediremeyen delikanlı kendini yarış sırasında bilerek uçurumdan atmış ve bu acıya son vermiştir.

YAZAR HAKKINDA BİLGİ

Reşat Nuri Gültekin 1889 yılında Üsküdar’da doğmuştur.Kız kardeşi daha küçücükken hayatını kaybetmiştir.Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde tamamlamıştır.Eserine özenle Anadolu insanını işlemiştir.Özellikle “Anadolu Notları” bunlardan biridir.Çeşitli illerde öğretmenlik yapmıştır ve sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı’nda Müfettiş olmuştur.Eserlerininin bazıları film ve dizi olarak yayımlanmıştır.Edebiyatt daha çok Halit Ziya’dan etkilenmiştir.En çok ses getiren eserlerinden birkaçı Yaprak Dökümü ve Çalıkuşu’dur.Realist bir yazardır ve günlük konuşma diliyle eserlerini kaleme alır.Daha akciğer kanserine yakalanır ve İngiltere’ye gider.7 Aralık 1956’da Londra’da hayata gözlerini yumar.

KİTAP HAKKINDA Kİ DÜŞÜNCELER

Yazıldığı dönem gereği çok fazla Osmanlıca kelime barındıran bu eser hüzünlü bir aşk hikayesidir.İki bölümden oluşur.İlk bölüm öykü ikinci bölüm Homongolos’un mektuplarından oluşur. ise Sara’nın Homongolos’u üzmesi onu gerçekten tanımadan hakkında planlar yapması ve sonunda bunun cana mahal olması okuyucuya büyük bir ders vermiştir.İnsanları yargılaman önce tanımak gerektiğini göstermiştir.Karakterlerin psikolojik durumları okuyucuyu çok etkilemiştir.Eserde zıt karakterler bulunmaktadır; güzel kız çirkin adam, köylü şehirli..

Genel olarak okuyucu Homongolos’a karşı sempati duyar ve bu yüzden kitabın sonu okuyucu için üzücü olmuştur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir