Camdaki Kız Romanı Kitap Özeti

Psikiyatrist Gülseren Budayıcıoğlu insanları dikkatli bir şekilde incelemiştir. Yaşadığı olayı okuyucuya roman şeklinde getirmiştir. “Camdaki Kız” kitabında, çocukluğumuzun her birine daha kısa öyküler ve kader teması ve çocuklukta yaşanan her deneyim ekleyerek basit bir dilde okuyucuya sunulmuştur Romanına daha kısa öyküler ekleyerek sevginin insan hayatını nasıl değiştirdiğini hikayesi ile özdeşleştirmiştir. Bu hikaye insan davranışının nedenlerini anlamaya yardımcı olabilecek örnek bir çalışmadır.

Konusu

Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’ nun ele aldığı Camdaki Kız romanında, lüks içinde yaşamını sürdüren zengin bir kız ile varoş çocuğunun aşk hikayesini ele almıştır.

Kitabın Özeti

Nalan çok gençken lüks bir hayat sürmüştür ve sonra bir gün kalan zengin ve köklü bir aileye gelmiştir. Daha sonra psikiyatri kliniğine gönderilmiştir bunun nedeni onunla yedi yıl yaşayan sevgilisi Hayri yüzündendir. Hayri Nalan’a hayatında başka biri olduğunu söylediğinde, Nalan’ın dünyası başına yıkılmıştır ve bunun üzerine kendini öldüreceğini söylemeye başlamıştır. Aldatıldığını öğrenen Nalan psikologa giderek her seansta, yavaş yavaş doktoruna hayatının hikayesini anlatıyor.

Başlangıçta Hayri ve Hayri’nin Nalan’ ı terk etmesinden korkmasını  ve aralarındaki ilişkisinden bahsetti. İç mimar Nalan, çalıştığı işyerindeki varlıklı bir iş adamı oğlu Sedat ile evlendi. Kayınvalidesi ve kayınpederi her zaman onu desteklemesine rağmen kayınvalidesi ve kayınpederi ile aralarında hiçbir problemleri olmamasına rağmen ve kocası asla sevgisini ve merhametini Nalan’a göstermedi. Sedat’ın fikri sadece en moda kıyafetleri giymek, en güzel yerlerde seyahat etmek, lüks bir araba satın almak, arkadaşlarıyla takılmak ve babasının haberi olamadan gizli kumar oynamaktı. Nalan’ ın ona göstermiş olduğu yakınlığına tepki vermedi. Hamile kaldıktan ve bebeğini kaybettikten sonra, şiddetli bir şekilde depresyon durumunun içine düştü ve çalıştığı yerden bir süreliğine ayrıldı.

Nalan, bunları yaşarken kötü zamanları henüz atlatamamışken bu sırada ailesini kaybetti.  Bir süre sonra kayınbiraderinin desteğiyle işe geri döndü. Şirkette çalışan Hayri’ ye şoförü ve koruyucusu olması emredildi. Hayri, uzun zamandır Nalan’ı gözüne kestirmişti. Bu fırsatı değerlendiren Hayri, Nalan’ın  kötü zamanlar geçirmesinin ardından ruh halini faydalanarak onu tavlamak için elinden gelenin en iyisini yaptı. Nalan sevgiyi ve bakımı özlemiş ve çok geçmeden Hayri’ den etkilenmiştir. O sırada Nalan evliydi. Dürüstlüğe de önem veren Nalan bu durumun baş göstermesi ile kocası Sedat’ı boşadı çünkü böyle bir aşk ilişkisi yaşamak için çok dürüsttü ve boşandıktan sonra Hayri ile 7 yıl sürecek bir ilişki başlattı.

Aynı zamanda Hayri evli ve üç çocuk babasıdır. Karısı Türkan köydeki kuma hayatına alışkın olduğundan, Nalan’ ı kolayca kabul edilebilir. Nalan, Hayri’den boşanmasını istemez, çünkü Hayri’ nin çocuklarının babasız kalacaklarına gönlü rahat etmemektedir. Bir gün Hayri karısını ve çocuklarını Nalan’la tanıştırdı. Türkan Nalan’ı çok sevmiştir ve kızını sık sık görmeye götürmektedir. Hayri’ nin eşine göre , Nalan iyi birisi ve iyi bir hanımefendi, bu yüzden bu ilişkiden rahatsız olmayacaktı.

Nalan psikoloğa her gittiğinde katıldığı seanslarda, Nalan’ın doktoru Hayri’nin onu terk etmesi dışında çocukluğunda ciddi travmalar geçirdiğini fark edecektir. Uzun bir süre sonra Nalan, çocukluk acılarını ve korkularını doktoruna anlattı. Annesini ve babası olarak çağırdığı insanların, aslında onun büyükannesi ve büyükbabası olduğunu gözyaşlarıyla, küçük dayısı tarafından annesinin kendisine hamile olduğunu ve bir müddet sonra onu doğururken öldüğünü doktoruna söyler.

Büyükannesi ve büyükbabası onu en güzel okullarda okutmuştur ve Nalan lüks bir hayat sürdü, fakat bu lüksün yanında kendisinden utanan anneannesi ve dedesi tarafından hiç sevilmemiştir, başını bile hiç okşamamışlardır. Nalan tüm bunları, evlendikten sonra babasının ölümünden sonra öğrenmiştir.  Tüm bunları anlamasını sağladı ve bu da acı çektiği tüm acıyı arttırdı.

Hayri kendini sevgi dolu bir insan olarak görmektedir. Ona göre, kalbi o kadar geniştir ki birçok kadını sevebilir. Nalan’la ilişkisi gelişmeye devam ederken, gittiği bir meyhanede tanıştığı Laz kızına aşık oldu. Kız zengin bir iş adamının kapatması olarak bilinirdi. Bu Laz kızı gençken öz babası tarafından tecavüze uğradı ve daha sonra topluluk ve aile tarafından reddedilmişti. Hayri bu kıza öyle bir umut vermiştir ki Hayri ile evlenmeye ve tüm umutlarını bu hayata sokmak için hayaller kurmuştur. Hayri bu kıza da evlenme sözü vermiştir.

Ancak Hayri resmi olarak evli ve aslında karısı Türkan’dan boşanmak istemiyor. Laz kızı, Hayri ve karısını tehdit etmeye devam eder. Hayri bu işten kurtulamadı ve bir gün bahçesindeki Laz kızı tarafından bıçaklanarak öldürülmüştür. Hayri’nin ölümü hem kendi ailesini hem de Nalan’ ı çökertmiştir.

Nalan eski hayatına dönmemek için mücadele etti ve doktorun tavsiyesi üzerine yeni bir sayfa açtı. Sonunda, resim atölyesindeki öğretmenin onun hiç görmediği öz babası olduğunu öğrendi. Babası Nalan’ dan tüm yaptıkları için özür diler ve çok değerli eserlerini Nalan’a bırakarak ortadan kaybolmuştur. Nalan şimdi geçmişin kaderini ve acısını durdurmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar vermiştir. Yaşam tarzını değiştirdi ve bir iş kurdu. Şimdi, yolun önüne bir duvar inşa etti ve kader onu yeni bir aydınlık yola götürdü.

Kitabın Yazarı Hakkında

Gülseren Budayıcıoğlu tarafından ele alınmıştır. Dr. Gülseren Budayıcıoğlu Ankara’da doğmuştur. TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra çalışmalarına Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde devam etti. Öğrenci olarak TRT TV’de konuşmacı ve sunum yaptı. Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda on yıl öğretmenlik yaptı. Tıpta tıbbi muayeneden sonra 2005 yılında Türkiye’nin ilk psikiyatri merkeziydi ve halen İstanbul’da kurulan Ankara ve Madalyon Madalyon klinik psikiyatri merkezlerine hizmet veriyor. Budayıcıoğlu, “Madalya İçinde”, “Günahın Üç Rengi”, “Hayata Dönüş” ve “Kayıp Kral”ın yanı sıra “İstanbul Gelin” adlı TV dizisinin de yazarıdır. Madalyon Kliniği başkanı Gülseren Budayıcıoğlu, iki çocuk annesi, psikiyatri bilgilerini öyküler ve romanlarla insanlara aktarmaya devam ediyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir