Girit’te 1749 senesinde doğmasıyla Giritli Ali Aziz Efendi Hayatı ve Eserleri miladı oldu. Tahmisçi Mehmet efendi babası olarak, defterdar göreviyle Girit’te tanınmış bir simaydı. Tahmisçi Mehmet efendinin tarihçi kimliği de bulunmaktadır. Giritli Ali Aziz efendi Tahsil döneminin bütününü Girit’ te kendini geliştirmekle geçirdi.
Girit’te bulunduğu mevki ve makamı gereği varlıklı biri olarak bilinen, babası Tahmisçi Mehmet efendi vefat edince, İstanbul’a gelmek durumunda kaldı. Çünkü vilayete geldiğinde, babasının tüm servetini harcamıştı.
İstanbul’a geldiğinde, Hassa silahşörleri arasına dahil oldu. Ve dönemin en yüksek mevkisinde memur olarak Hacegan-ı Divan-ı Hümayın’da göreve başladı. Bu arada saray erkanından, Valide Sultan’ın kethüdası Yusuf ağaya bağlandı. Yusuf ağa aynı zamanda Girit’ten hemşerisi idi. Yusuf ağanın, Valide Sultan’la kurmuş olduğu bağlantılar sayesinde, Sakız Adası’na vergi tahsildarı olarak göreve gönderildi.
Görevini layıkıyla tamamladıktan sonrasında, Giritli Ali Aziz efendi Belgrad’a memur olarak gönderildi. Burada devletin himayesindeki Emlakların elden çıkarılmasında, başarılı hizmetleri oldu. İki yıl bu şekilde çalıştı. Mir-i miranlık seviyesine ulaştı. Akabinde 1796 yılında Berlin’e elçi olarak ataması yapıldı. Bir süre elçilik vazifesi ile Berlin’de hizmet vermeye başladı. Prusya devleti prosedürlerine uygun olarak, Osmanlı’nın ilk daimi ve sabit sefiri ünvanına layık görüldü.
04.06.1797’de Padişah 3. Selim devrinde büyükelçi olarak göreve gelmesiyle birlikte, 04.10.1798’den vefat edinceye kadar görevini sürdürmüştür. Böylece Giritli Ali Aziz Efendi Hayatı ve Eserleri dönemi sona ermiştir. Öldüğü yerde defni gerçekleşmiş olup 1866 yılında, Berlin Türk Şehitliğine nakli yapılmıştır.
Giritli Ali Aziz Efendi hayatı boyunca devlete ve devlet erkanında olan herkese büyük bir sadakatla bağlı olduğu bilindi.
Edebi Karakteri
Memuriyet yılları da dahil olmak üzere, Giritli Ali Aziz Efendi Hayatı ve Eserleri tamamı incelendiğinde, kendisini bürokrat, yazar ve şair kimliği ile tanıyoruz. Şiir yazma kimliğinin dışında, beyitleri ezberleyip, aklında tutma gibi bir özelliği vardı. Farsçayı dil bilgisi olan sanatçının, 40 bin Farsça beyiti olduğu bilinir. Alevi Bektaşi’si olarak tanınır. Ayrıca sırlı ilimler konusunda çok araştırmacı bir kişiliği olduğu bilinir. Bilinen diğer Giritli Ali Aziz Efendi edebi kişiliği şöyledir.
- Şair şiirlerini aziz mahlasında yazmış olup, Farsça diline çok vakıf olduğu için, özellikle bu dilde eserler vermiştir.
- 1874 senesinde ‘’Sandık’’ adlı dergide Farsça ve Türkçe yazdığı şiirlerin tamamı yayınlandı.
- 1796 yılında Muhayyel adlı eseriyle Edebiyat Tarihinde yerini aldı.
- Giritli Ali Aziz Efendi Muhayyelat hakkında bilgi olarak incelendiğinde tesiri çağları aşmıştır. Öyleki Ahmet Mithat efendinin kaleme aldığı ‘’Çengi’’ adlı eserinde Muhayyelat’ tan etkilenilerek yazılmıştır.
Giritli Ali Aziz Efendi Eserleri
Kaynaklardan elde edilen verilerde, Aziz efendi eserleri hakkında çok az bilgi günümüze ulaştığından bunların ışığında, kendisi hakkında diyebiliriz ki, Türkçe ve Farisi diliyle kaleme aldığı şiirlerinde sade ve duru bir kullanmıştır. ‘’Hayallemeler’’ diye tabir edilen ‘’Muhayyelat’’ çağında ve sonrasında ismine ün katmıştır. 1700 yılından başlayarak kaleme alınan eserin 1797 yılında son bulduğu tahmin edilmektedir. Yazımı neredeyse bir ömür süren, eserden anlıyoruz ki, sanatçı bu kitabı yazarken, ticari kaygıdan daha çok, kalıcılığa ve kendinden sonrakilere miras bırakacak şekilde bir eser yazma niyetindeydi. Akılcılığı ve zekasıyla kendisinde hayranlık uyandıran sanatçı için kendinden çok, devleti ve devlete bağlı halkı önemli idi. Yüksek sadakati, memuriyet hayatında ortaya çıkarmış olduğu izlerde de görülmüştür.
Eserlerinde mistik, ve gizemli bir hava olduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda fantastik dokuda işlenmiştir. Dili oldukça sade, ve anlaşılırdır. Günümüze ulaşmış eserleri tam olarak şöyledir,
- Muhayyelat – Hayallemeler
- Varidat
- Divan
Muhayyelat:
Sanatçının en çok okunan ve tanınan eseridir. 1852 ile 1873 seneleri içinde beş kez yayınlanması eser hakkında gerekli ipucunu verir. Bu anlamda büyükelçilik ünvanından çok Muhayyelat Aziz efendi olarak yazar çevresinde bilinir.
Eser, Hayal ismini verdiği üç uzun ve geniş öyküyü barındırır. 1. Kısım Hayal bölümünde, sihirli güçleri olan yaratıklara karşı Asıl ve Nesil’in mücadelesini konu almıştır. Bu arada Asıl ve Nesil iki çelebidir.
2.Kısım Hayal bölümünde, bezirgan Lebib’ten dünyaya gelen Cevad’ın öyküsü, izlenimleri, yaşadıkları anlatılmıştır. 3.Kısım Hayal bölümünde ise, devrin önemli mutasavvıflarından olan Şeyh İzettin’in hayatında yaşanan olaylar konu alınmıştır. Öykülerin her biri farklı zamanlar için ele alınmıştır. Tahmin edinilen bilgiye göre 18.asır İstanbul’da ki yaşam tarzından izler barındırmakta, haremden bahsetmektedir.
Varidat:
Varidat-ı İlahhiye olarak da bilinen tasavvufla ilgili kaleme alınmış bir eserdir. Sanatçı anlaşılmakta güçlük çekilen tasavvufi sözcükleri ‘’Varide’’ diye adlandırılan kısımlara ayırarak, açıklamalarını yapmıştır. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin Kütüphane’sinde esere ait bir bölüm yer almaktadır. Kitabın Almanca’ ya çevirisi 1990 yılında H.Achmed Schmiede tarafından gerçekleşmiştir. Eserin Almanca çevirisinde ismi, Ali Aziz efendi aus Kreta Intuitionen des Herzens şeklindedir.
Divan:
Divan adlı eserde, şiirleri Tasavvuf ağırlıklı yazılmış nadide bir eserdir. Eser Süleymaniye Kütüphanesi raflarında yer almaktadır. İçeriğinin, bir bölümü na’t ve tevhit, bir bölümü de gazel türünde yazılmış şiirlerden oluşur. ‘’Varidat’’ adlı eserinden de şair alıntılar yapmıştır.
Aynı zaman da, Sanatçının Gülşen-i Sıhhat diye bir manzume çıkardığı da bilinir. Burada yaşanan bir karışıklıkla