Leo Tolstoy’un yazmış olduğu bu değerli eser dünyanın her yerinde büyük bir ses getirmiş ve ülkemizde de yüksek oranda rağbet gören bir kitaptır. 1885 senesinde yayınlanmış olan İnsan Ne İle Yaşar eseri, yazarın en popüler eseri ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala büyük oranda kişi tarafından okunur. Zengin bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya gelen yazar Tolstoy, hayatın gerçeklerini araştırmak, bunun üzerine incelemeler yapmakla uzun yıllar uğraştı. Bu uğraşları o kadar kuvvetliydi ki, yoksul halk arasına karışıp pek çok durumun bilincine vardı ve yazmış olduğu bu eser de tam bu bahsettiklerimizin üzerine temel atmıştır. Tolstoy sadece bir yazar değil, gerçeği arayan, gerçeğin peşine düşen ve bunu eserlerine yansıtan bir kişiydi. İnsan Ne İle Yaşar eseri, tamamen gerçekten esinlenip yazılmış değerli bir eserdir.
Kitabın Konusu
Allah’ın bir meleğe emir vermesi üzerine dünyaya inerek üç soruya yanıt bulması beklenir. Bu üç sorunun cevabını yaşayarak öğrenen Melek, pek çok şeye de şahit olur. Kitap dünyaca rağbet gören ve herkes tarafından okunması gereken bir eserdir.
Kitabın Özeti
Yoksul bir kunduracı olan Simon, geçimini zar zor sağlamaktadır. Durumu olmadığı için istediği koyun postu montu bir türlü alamaz ve soğuk kış günlerinde karısı ve çocuklarının paltolarını üst üste giyinerek dışarıya insan içine çıkar. Kıyıya köşeye atmış olduğu para ne yazık ki istediği paltoyu almaya yetmez ve tek ümidi alacaklı olduğu köydeki şahıslardan parasının gelmesiydi. Çünkü alacaklı olduğu para ile istediği koyun postu paltoyu alabilecekti. Bunun üzerine Simon alacaklı olduğu şahısların bulunduğu köye doğru yola çıkar. Çok da ümitli bir şekilde yola çıktığı söylenemeyen Simon’un tahminleri boşa çıkmaz ve müşterileri ne yazık ki ödeme yapmaz. Geri dönüş yolunda karısına ne söyleyeceğini kara kara düşünür bir vaziyette ilerlerken, karşısına çıkan türbenin yanı başında yarı çıplak birinin oturduğunu görür. Yarı çıplak gördüğü adama acıyarak, üzerinde bulunan karısının paltosunu tuhaf görünümlü adama giydirir ve aç olduğunu düşünerek onu evine götürmeye karar verir. İkili hiç konuşmadan evin yolunu tutar ve Simon’un karısı karşılaşacağı tabloya karşı son derece sinirlenir. Kocasının alacaklardan parasını alamadığını ve bunun üzerine eve paltosuz bir biçimde döndüğünü görünce karısı ortalığı birbirine katar. Kocasının yanında getirmiş olduğu tuhaf kılıklı adamın da sarhoş bir içkici olduğunu düşünür lakin sakinleşmeye başladığı esnada kocası olup biten her şeyi detayına kadar anlatır ve iyi kalpli karısı hemen yumuşamaya başlar. Tuhaf görünümlü adama epey üzülen Matryona, hemen koşup evdeki son yemeği de bu gariban adama getirir ve verir. Bir sonraki gün tuhaf adam biraz kendine gelmeye başlayınca Simon ona çok üzüldüğü için bir teklifte bulunur. Yanında çalışır ve işi öğrenirse onlarla beraber yaşayabileceğini söyleyen Simon’a karşı büyük minnet duyan adam, hemen bu teklifini kabul eder ve yanında işe başlayarak ayakkabıcılık sanatını öğrenir. Gel zaman, git zaman derken aradan 1 sene geçmiş ve tuhaf görünümlü Mihael son derece iyi bir kunduracı olmuştur. Piyasada neredeyse onun gibi kundura yapan yoktur ve tüm halk Simon’un çırağı olan Mihael’e kundura yaptırmaya gelir ve dükkanda kuyruk oluşur. Bu durumlar sonrası, Simon’un maddi durumu son derece düzelir. Çırak Mihael yalnızca çalışır, hiç denilebilecek kadar az konuşur ve asla dışarı çıkmaz. Simon bir zaman sonra Mihael’in ermiş biri olduğunu düşünmeye başlar ve bunu karısına da söyler. Simon’un dükkanına bir gün şişko ve çok zengin olan bir adam gelir, yanında getirmiş olduğu deri ile bir çizme dikilmesini ister ve bu çizmenin en az bir yıl dayanıklı olması da dileği arasındadır. Çizmeyi beğenirse Simon ve çırağın fazla miktarda para vereceğini söyler ve eğer çizme tarif ettiği gibi olmazsa da onları öldürmek ile tehdit eder. Simon’un kafası karışmış ve çırağı Mihael onu ısrara boğarak ikna etmiştir. Şişko ve zengin adam deriyi bırakır belli bir süre tanır ve gider, Mihael hemen çizmeyi dikme başlar ve ustası Simon onun işine karışmaz. Simon, çırağının bitirmesi üzerine yaptığı çizmeyi görmeye yanına gider ve gördüğü manzara karşısında şok olur. Çırağı Mihael değerli deriyi heba ederek, çizme değil bir çift terlik yapmıştır. Simon’u bir telaş sarar çünkü artık hayatları tehlikededir ve ne yapacaklarını düşündüğü esnada içeri şişko ve zengin adamın uşağı girer ve beyinin biraz önce vefat ettiğini söyleyerek bir çizmeye değil terliğe ihtiyaçları olduğunu söyler. Mihael’in bu durumu bilmeden çizme yerine terlik dikmiş olması Simon’u son derece hayret içinde bırakır. Yaşanan bu olay üzerine yaklaşık beş altı yıl geçmiş ve Mihael hala Simon’un yanında çalışmaktadır, birbirlerini tanıdıkları günden bu yana Mihael yok denilebilecek kadar az konuşmuş ve yalnızca iki defa gülmüştür. Bunlardan ilki karısı Matryona’nın Mihael’e yemek verdiği zaman, diğer ise şişko zengin adamın çizme diktirmek için dükkana girdiği zamandır. Simon Mihael’e o kadar çok alışmıştır ki, onları bir gün ansızın terk etmesinden oldukça korkuyordu. Dükkana bir gün bir kadın gelir ve topal kızı için bir ayakkabı ister. Kadın hayat hikayesini bir anda anlatmaya başlar aslında topal olan kızın kendi kızı olmadığını, annesi ölünce sahiplendiğini falan söyler ve bir anda Mihael’in odasından ışıklar geldiğini görürler ve bunun üzerine çırak ustasından gitmek için izin ister. Simon tüm bu olanlar üzerine Mihael’e kim olduğunu sorar ve çırak başlar anlatmaya; aslında kendisi Allah tarafından üç hakikati öğrenmek için melek olarak dünyaya gönderilmiştir. Allah, onu bir kadını öldürmesi için dünyaya göndermiş ve ili çocuk annesi olan bu kadının yalvarmalarına dayanamaz öldürmeden geri döner. Bunun üzerine Allah onu cezalandırır ve Mihael kadını öldürür. Ölen bu kadın topal kızın annesidir, anneleri ölünce onu biraz önce dükkana giren kadın bakmış büyütmüştür. İnsan ne ile yaşar sorusuna Mihael sevgi ile yaşar cevabını verir. Tüm bunların üzerine Mihael aldığı cezayı affettirmiş ve semaya yükselmiştir.
Kitabın Kahramanları
Simon: Yoksul bir kunduracı olan Simon, geçimi zor bir şekilde sağlamaktadır. Son derece iyi kalpli biri olan Simon, çalışkan kişiliği ile pek çok insan tarafından sevilen bir karakterdir.
Mihael: Simon bir gün, bir türbe yanında oldukça gizemli bir adam ile tanışır ve işte o adam Mihael’dir.
Matryona: Son derece iyi kalpli olan bu kadın, Simon’un eşidir.
Kitabın Ana Fikri
Hayatın anlamı, yaşama gayemiz, insan ırkının neden yaratıldığı ve var olduğu üzerine pek çok ilişki kurularak, insanların neden doyumsuz olduğu gibi pek çok insanı ilgilendiren konuların ele alınması üzerine yazılmış son derece önemli bir eserdir. Anlayamadığımız pek çok konuyu da açıklığa kavuşturan bir eserdir.
Kitabın Yazarı Hakkında Bilgi
Dünyaca ünlü olan İnsan Ne İle Yaşar eserinin yazarı olan Leo Tolstoy 1828 senesinde Moskova’da dünyaya gelmiştir. Ailenin yalnızca bir çocuğu olarak dünyaya gelen Tolstoy’un babası emekli bir albay ve annesi ev hanımıdır. Tolstoy, hayatı boyunca son derece uzun yolculuklar yapmış, insan tabiatını çok yakından incelemiş ve pek çok konu ile ilgili detaylı çalışmalar yapmış. Kendi yaşadığı çağı da son derece inceleyen yazar, ömrü boyunca hep bir sorgulama, arayış içerindeydi. Tolstoy 1910 senesinde, Rusya’da bir tren istasyonunda hayata gözlerini yummuştur. Dünyaca ünlü bir yazar olan Tolstoy, eserleri ile ses getirmeyi ve büyük bir beğeni toplamayı elde etmiştir. Tolstoy’un bazı eserleri şunlardır:
- İnsan Ne ile Yaşar
- Anna Karenina
- Sanat Nedir
- Savaş ve Barış
- Çocukluk
- İlk Gençlik
- Kazaklar
- İvan İlyiç’in Ölümü
- Kruetzer Sonat
- Diriliş
- Oyundan Sonra
- Yanlış Kupon
- Köyde Dört Gün
- Üç Ölüm
- Albert
- Lucerne
- Usta ve Çırak
- Baskın
- Ormanın Kesimi
- Bir Karşılaşma
- Toprak Ağasının Sabahı
- İki Süvari Subayı
- Aile Saadeti
- Polikuska