Kan Davası Kitap Özeti

Kitabın Konusu

Bu romanın konusu iki köy arasında yaşanan kan davası ve o davayı sonlandırmaya çalışan Ömer’in hikayesi konu alınmıştır.

Kitabın Özeti

Ömer beş yıl önce askerlerin olduğu bir trenle seyahat ederken bir yerde dururlar. O gün de bayram günüdür. Etraftaki insanları seyrederken çocuğun biri yanına yaklaşıp ona su uzatır. Ömer bu durumdan çok mutlu olur ve suyu alır. Daha sonra çocuk Ömer’e ceviz uzatır. Ömer çocuğu çok sevmiştir ve onu alıp gezmeye başlarlar. Fakat bir süre sonra trenin düdüğü çalar ve Ömer çocuğu orada bırakıp ayrılmak zorunda kalır. Fakat Ömer bu çocuğu hiçbir şekilde unutamaz. Sonra savaş alanına varmışlardır. Fakat o esnada çatışmada yara alır ve göğsünden vurulmuştur. Gözlerini bir hastanede açar ve hemşire de ona baygın olduğu zamanda kızım diye sayıklamış olduğunu söyler.

Ömer trene biner ve geri dönmeye karar verir. O esnada aklından anıları geçer. Ömer çocukken öğretmenlik okuluna giderken tüm çocuklar askerlik okuluna gönderilmiştir. Bu okulda kara kalemle bir şeyler çizmek en büyük tutkusu olmuştur. Tren dönüş yolunda ine Bozova’dan geçiyordur ve çocuğu bulmak için trenden iner. Etrafına olan herkese çocuğu sormaya başlar. Şans eseri askerden bir arkadaşı ile karşılaşır. Ondan yardım ister. Beraber çocuğu aramaya başlarlar. Sonra yolu bir şekilde mahkemeye düşer. Yargılama esnasında Ömer yargılanan kişilerin resmini çizmeye başlar. Köyün öğretmeni olan bir adam da Ömer’in çizdiklerini görür ve sohbet ederler. Arkadaş olduktan sonra öğretmen, Yukarı Sazan Köyü’nün asıl hikayesini anlatmaya başlar.
Yukarı Sazan ve Aşağı Sazan Köyü arasında uzun süredir olan bir kan davası vardır. Bu iki köy birbirine düşmandır. Ömer bu hikâyeyi oldukça normal bulur ve çocuğu aramaya devam eder. Fakat yolu Yukarı Sazan Köyü’ne düşer bir şekilde.
Burada bir haber alır ve otobüsün biri soyulmuştur. Hem de soyguncular çocuktur. Ömer ise çocuklarının affedilmesini rica eder ne yapar ne eder ikna eder oradakileri. Hatta çocuklar serbest kalırsa bir okul kuracağını belirtir.  Bu yüzden de kabul ederler ve çocuklar serbest kalır. Ömer bu davranışından ötürü çok dikkat çeker. Köylüler ise Ömer’i çok yakından ve dikkatli bir şekilde izlemeye başlarlar. Ne yapıp ne ettiğine kadar Ömer’in her adımını izlerler.

Artık kış gelince Ömer’in kurduğu okulda sorunlar olmaya başlar. Erzak konusunda oldukça kıtlık çekerler. Bu yüzden Ömer bir çözüm bulur ve çocuklarla avlanmaya başlarlar. Fakat aralarında olan bazı çocuklar köylünün erzaklarını da çalarlar. Ömer hırsızın kim olduğunu bulur ama köylülerin dikkatini çekmesine neden olur.

Ömer ve Murat köye ve okula yardım sağlamak adına değişik çözümler bulurlar. İki köy arasında olan husumet devam ediyordur, herhangi bir azalma söz konusu bile değildir. Bir gün çok fazla yağmur yağar ve Ömer köylülerin toplandığını fark eder. Yanlarına gidip durumu sorduğunda ise Aşağı Sazan Köyü’nü su bastığını ve intikamlarının alındığını söyler. Fakat Ömer’in yardımsever hali burada da ön plana çıkar ve dayanamaz. Çocuklarla beraber köye yardıma gider. Muhtarın yeğeni olan Fettah da peşlerine düşer. Köyü su baskınından kurtarmak adına nehrin akış yönünü değiştirmek gerekiyordu. Bunun için de kayalıkların patlatılması lazımdı. Fettah’tan yardım ister ve o da bunu kabul eder. Fettah yanına birkaç çocuk alıp kayalıkları patlatmaya gider ama hepsi patlamada ölür.

Çocuklarla birlikte iki köyden de ölen olması durumunda iki köy arasında olan kan davası azalır. Kahramanlığın etkisiyle beraber bir araya gelirler.

Kitapta Yer Alan Karakterler

Ömer: Ömer annesini ve babasını oldukça küçük yaşta yitirmiştir. Büyümüş ve öğretmen olmuştur. İki köy arasında uzun süredir olan kan davasının bitmesine yardımcı olmuştur.

Murat: Ömer’in askerde tanıdığı bir kişidir. Mühendis olarak çalışmaktadır ve Ömer Bozova’ya gelince ona yardımcı olmaya başlar.

Kitabın Yazarı Hakkında

Reşat Nuri Güntekin Kimdir?

Türk Edebiyatı’nda çok önemli bir yere sahip olan yazarlarımızdan bir tanesidir. 25 Kasım 1889 tarihinde dünyaya gözlerini açtı. Babası askeri doktordu ve bu yüzden hayatı boyunca sık sık birçok il gezmiştir. Çocukluk yıllarında okuduğu bir roman, hayatında önemli bir iz bırakmıştır. Bu sayede sanata olan sevdası daha da büyümüştür. Evlerinde bulunan oldukça zengin bir kütüphane sayesinde de yazmaya olan ilgisi artmıştır. Çeşitli okullarda hem Fransızca hem de Türkçe öğretmenliği yapmıştır. Birçok eser yazmaya başlamıştır fakat o yıllarda yazmış olduğu Çalıkuşu eserinin Vakit Gazetesi’nde yayımlanmasıyla bir anda şöhret olmuştur. Reşat Nuri Güntekin’e akciğer kanseri teşhisi koyulmuştur. Tedavi için Londra’ya gittikten sonra, 7 Aralık 1956 yılında kansere yenik düşmüştür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir