Herman Melville’nin kaleme almış olduğu bu değerli eser 1853 senesinin Kasım ayında yayınlanmıştır. Pek çok dile çevrilen bu eser, yazarın ölümünden sonra epey ilgi görmüştür. Ülkemizde de büyük rağbet gören kâtip Bartleby eserinin detaylarını gelin beraber inceleyelim:
Kitabın Konusu
75 sayfalık bir roman olan bu eser, içinde barındığı kocaman dünya ile okuyucuyu derin bir etki altına almayı başarır. Kâtiplik için bir büroya giren Bartleby’in tuhaf hareketleri mühürdarı sinirlendirir ve bürosunu başka yere taşıması üzerine olaylar gelişir.
Kitabın Özeti
Mühürdarlık bürosu sahibi adam kitabın anlatıcısı da olmakla beraber, işlerin artması ile beraber yanında çalışmakta olan üç kâtibin yetersiz kaldığını düşünür ve yeni bir kâtip daha aramaya koyulur. Diğer günün sabahında kapıda hayalete benzer biri bir anda belirir ve ilanlarda yazan kâtiplik işi için başvurmaya geldiğini söyler. Son derece sakin bir görüntüye sahip olan bu kişi, işe alınmayı başarır. İsmi Bartleby olan bu sakin adam, nefes bile almadan hemen işe başlar. Başarılı bir biçimde işini sürdüren bu kâtip, büroya diğerlerinden önce gelir ve herkesten en son çıkar.
Büronun sahibi bir gün odasında çalışan Bartleby’i yanına çağırarak, bazı uzun metinleri dikte etmesi gerektiğini söyler, bu işleri yapmamayı tercih ettiğini söyleyen Bartleby, anlatıcı ve büro sahibini hayret içinde dehşete düşürür. Meraklı bir tavır ile bunun sebebi soran büro sahibi; tekrar aynı yanıtı alır. Bu duruma diğer kâtipler de son derece sinirlenir, çünkü Bartlaby’nin yazılarını da onlar kontrol edecektir. Büro sahibi bu duruma sinirlenmek istemez, çünkü itiraz eden kâtip son derece kibar ve sakin bir yüz ifadesi kullanır.
Zaman bir süre ilerler ve katip Bartleby, sadece yazmış olduğu metinleri dikte etmeye itiraz etmekle kalmaz, ona verilen tüm görevler için aynı tutum ve davranışları sergilemekten çekinmez. Büro sahibi bu duruma son derece sinirlense de, bu garip kâtibin yaptığı diğer işler onun sakinleşmesini sağlıyor.
Anlatıcı bir Pazar günü, ilgilendiği bir iş neticesi ile gelmiş olduğu şehirde, büroya da uğrama kararı alır. Büronun anahtarını kapıyı açmak için kullandığı esnada, kapının açılmadığını ve içeriden Bartleby’in müsait olmadığını ve daha sonra gelmesi gerektiğini söylediğini işitir. Son derece şaşkınlık içersinde kalan büro sahibi, gider ve daha sonra büroya tekrar geri döner. Büroyu arkasında eşyalarını bırakarak terk eden Bartleby, mühürdarı son derece kızdırır ve onun kira bile ödemeden bu büroyu evi gibi kullanıp gitmesini sindiremez. Diğer gün iş yerine geldiğinde Bartlaby’i tekrar burada görür ve son derece şaşırır. Bartleby’e kalması için başka bir yer bulması gerektiğini söyleyen büro sahibi, yanıt olarak orada kalmayı tercih edeceğini işitir. Zaman geçtikçe eski yaptığı işleri de yapmaktan vazgeçen Bartleby, büro sahibi çıldırtır ve büro sahibi bu kâtibi ne yaparsa yapsın iş yerinden gönderemez. Büro sahibi en sonunda iş yerini taşımaya karar verir ve büroda bulunan az eşyası ile beraber diğer gün hemen başka bir yere taşır. Aradan geçen bir sürede Bartleby’den ses çıkmaz ve eski bürosunun sahibi bir gün yeni büroya çıkar gelir. Bu eski bürodan ayrılmamak için direnen Bartleby’i sonunda içerden çıkarsalar da binanın dışında beklemeyi sürdürmüştür. Mühürdar bu değişik kâtibin bir süre iş yerinde çalıştığını ve ardından kovulduğunu anlatır. Mal sahibi bürodan ayrıldıktan iki gün sonra geri döner ve binalarının yanından ayrılmayan Bartleby’i emniyet güçlerine şikâyet edeceklerini söyler, son olarak onu en iyi tanıyanın mühürdar olduğunu söyleyerek son bir defa konuşarak onu ikna edebileceğini söyler. Bunun üzerine son bir kez konuşmak için Bartleby’in yanına giden büro sahibi, ne yaparsa yapsın onu ikna edemez. Tüm bu olaylar sonrasında kâtip Bartleby hapse girer. Hapiste olan Bartleby’i ziyarete gider büro sahibi, onun kendisini suçlar bir biçimde sözler sarf ederek kendisi ile konuşmamayı tercih ettiğini söylemesi üzerine hayret içinde kalır. Gardiyan Bartleby’in hiç yemek yemediğini söyler ve ziyarete bir kez daha gelen mühürdar, Bartleby’in avluda ölmüş cansız bedenini görür.
Kitabın Yazarı Hakkında Bilgi
Kâtip Bartleby romanı ile sesini duyurmayı başaran Herman Melville 1817 senesinde New York’da gözlerini açmıştır. Babasını çocuk yaşta kaybeden yazar, erken yaşta geçimini sağlamak için işe girmek zorunda kalmıştır. Çeşitli ilerde çalıştıktan sonra Liverpool’a seyahat eden gemide kendine bir iş bulur. Burada Güney denizlerine açılan gemi üzerinde, balina avcılığına başlar. Çalışma koşullarının zorlaşması ile beraber yazar bazı arkadaşları ile beraber çalıştıkları bu gemiyi terk eder ve ardından Typee’ye yerleşirler. Bir gemi ile beraber tekrar eski işine dönen yazar, gemide meydana gelen isyana katılma suçu ile beraber hapis cezası alır. Cezasını ödeyen yazar eski yaşantısına geri döner ve 30’lu yaşlara eriştiği vakitte Boston’a gider. Boston’a geri dönen dünyaca ünlü yazar, kalemini eline alarak edebi ruhunu ortaya çıkarır ve çeşitli eserler yazar. 1846 senesinde ilk romanı yayınlanan yazar, bu eserinde yerliler arasında geçen zamanlarını kaleme almıştır. Moby Dick eseri ile beraber popülerliği yakalayan yazar, 1851 senesinde bu eserini tüm dünyaya duyurur. Bir süre sonra gümrük müfettişi görevi ile çalışma hayatına geri dönen yazar, yazdığı romanların öldükten sonra değer kazanması ile üzücü bir durum yaratır. Bu başarılı yazarın yazmış olduğu eserler şu şekilde sıralanabilir:
- Kâtip Bartleby
- Moby Dick
- Toplu Hikâyeler
- Typee
- Isle of the Cross
- Omoo
- Mardi
- The Confidence
- Redburn
- Israel Potter
- Pierre Diğer Adıyla the Ambiguities
- Whit – Jacket