Küçük Ağa kitabı Cumhuriyet dönemi savaş sıkıntılarını konu alınmıştır. Yazarı Tarık Buğradır. Anlatılmak istenen açık bir dille yazılmıştır. Süslü anlatım yer almaz, ağır edebi bir dili vardır. Osmanlı Devletinin son dönemlerde dış devletlerin dayatmaları ile yıpranmasını kaleme almıştır. Devletin gücü eskisi gibi kalmaz ve zamanla yıkılmaya başlar. Bu dönemde yeni bir rejim kurmak ve Cumhuriyetin ilanı da söz konusudur. Ülkenin her bir yanı işgal altına gireceği için Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devleti de yer alır. Bu savaşın etkisi kötü olur. İnsanlar sevdiklerini, babalarını, eşlerini bu savaşta kaybeder. Bir kaçı da yaralı bir şehirde döner.
Küçük Ağa Kitap Özeti
Birinci Dünya Savaşı bütün ağır yükü ile son bulmuştur. Savaş sonrası kayıplar verilmiştir. Savaş bitmiş olsa da etkileri Osmanlı Devletinin üzerinde sürmeye devam edecektir. Milyonlarca insan ölmüş, ülkenin genç ve erkek nüfusu bir anda azalmıştır. Savaştan sağ çıkanlar evlerine gazi olarak döner. Her biri perişan, ağır hasarlıdır. Gazilerden biri de Salih’tir. Savaşta bir kolunu kaybetmiştir. Hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını tahmin eder. Ailesinin yanına Akşehir’e gider. Köyünde hem Türkler hem de Rumlar anlayışlı bir şekilde yaşarken, savaş sonrası bu durumda değişmiştir. Artık aralarında gözle görülür bir düşmanlık girmiştir. Salih’in köyde ki en yakın arkadaşı olan Niko bir Rum’dur. Ülkenin işgal altında olması ve gün geçtikçe bu işgallerin artması halkın canını epey sıkar. Bu olayların büyümesi ile Türk ve Rumlar arasında ki sorunlarda büyümeye başlar. Salih, Rumların bir anda düşmanlık beslemesi ve yıllardır bu topraklarda refah içinde yaşadığı günleri unutmasına çok sinirlidir. Fakat Salih, çok sevdiği arkadaşından kopmak istemez. En güzel günleri onunla geçmiştir. Rumların düşmanca tutumundan sonra Salih’in Niko ile olan arkadaşlığı köy ahalisinin dikkatini çeker. Bu durumda Salih’i uyarsalar da sonuç değişmez. Köy Salih’i dışlar.
Sevdikleri tarafından dışlanan ve gaziliğin etkilerinin hala devam etmesi ile Salih’in yönetim ve devletine karşı inancı giderek azalır. Yanında sadece Rum arkadaşları kalmıştır. Köy halkı ise, cephede savaşıp onlar uğruna kolunu kaybetmemiş gibi Salih’ten nefret ederler. Yapılan saygısızlık, Salih’in sevdiklerinden ve dini ilişkilerinden uzaklaşmasına sebep olur. Bu dönemde işgallere karşı halk mitingler ve isyanlar düzenler. Milli mücadelenin başlama fikri Anadolu’da yayılmıştır. Bu mücadeleyi devam ettirecek bir lider arayışı ortaya çıkmıştır. İsyanların artması ile İstanbul’dan, köylerine saltanat yanlıları tarafından hoca gönderilir. Hocanın amacı işgallerin etkisi ile isyana başvuran köy halkını Osmanlı Devletine karşı uyumlu olmalarını sağlamaktır. Fetvalar ve konuşmaları ile padişaha ve devlet yönetimine olumlu yorumlar yaparak halkın sinirinin geçmesini amaçlar. Hoca konuşmasını bilen, etkili bir adamdır. Kısa sürede köylünün dikkatini çeker. Olanları yumuşatarak köylünün isyanlara karşı uzak durmasına yardımcı olur.
Yaşanan zorlukların üstesinden gelmek için halk bir direniş grubu kurar. İçinde bulunan durumda birlik ve beraberlik ile düşmanı yurttan atmayı amaçlan bu örgüte Kuvaiye Milliye adı verilir. Bu isim milli güç anlamına gelir. Hocanın halka anlattıkları padişaha olan bağlılık ve saltanata övgüler içerirken, kuvaiye milliye milli irade ile olan ilkelerine uyum sağlamaz. Örgütün amacı ülke işgaline sessiz kalan saltanattan kurtulmak ve yurdu işgal altından çıkarmaktır. Düşüncelerin zıt olması ile örgüt ile hoca arasında zıtlaşma başlar. Salih, Rum arkadaşlarının ülkelerine karşılık diğer ülkelerinin yanında yer almalarına çok sinirlenir. Bu ihanet sebebi ile örgüte katılarak milli mücadelede yer alır.
Zamanla güçlenen örgütün, hocanın sözlerine karşı gelmesi daha kolay olur. Padişah tarafından gönderilen hoca, Akşehir’den kaçar. Hocanın kaçmasında Salih görevlendirilir, amacı hocayı bulup getirmektir. Bir süre sonra yakalanan hocanın fikirleri değişmiştir. Ülkenin haline bakıldığında padişahı savunmaktan vazgeçer. Mücadele sırasında saltanat yanlıları milli mücadeleye karşı isyanlar başlar. Bunlardan biri de Çerkez Ethem İsyanıdır. Bu isyanları bastırmak ile görevlenen hoca Akşehir’den gider. Oysa burada Hocanın fikirlerinin değiştiğine inanılmaz. O yüzden adını değiştirerek yeni bir kimlik edinir. Artık küçük ağadır. İsyanları başarılı bir şekilde durdurur. Birlik ve beraberlikle alınan bu mücadele iyi sonuçlar vermeye başlamıştır. Çerkez Ethem ülkeden kaçarak, Yunanlılara sığınır. Mücadelede zaferin kazanılması ile görevi biten küçük ağa artık ailesine dönmek ister. Akşehir’e geldiği zaman karısının durumunun kötü olduğunu görür. Kısa zaman sonrada vefat eder. Yalnızca bir oğlu ile kalan küçük ağa, milli mücadeleye devam etmek zorundadır. İçindeki acı ile vatanını kurtarmaya devam etmek üzere Ankara’ya gider.
Küçük Ağa Karakterleri
Küçük Ağa: padişah tarafından saltanatı halka anlatmak ve övmek amacı ile görevlendirilmiş, daha sonra bu görevini bırakır. Milli mücadele de yer alır.
Salih: Birinci Dünya Savaşı sırasında cephede kolunu kaybederek memleketine dönen askerlerden biridir. Daha sonra hayatının değişmesi ve yeni kararlar alması gerekir. Ülke işgalinden sonra Kurtuluş Savaşın da mücadeleye devam edecektir.
Çerkez Ethem: Saltanat ve şeriat yanlısı kişi. Milli mücadeleyi ve kurtuluş savaşını engelleyen isyanlar yapar.