Osmanlı İmparatorluğu 1. Dünya Harbini kaybedince, eski heybetini de yitirmeye başlamıştır. Savaş ve işgaller sebebiyle artık zayıf kalmıştır. Tarık Buğra tarafından yazılan Küçük Ağa incelemesi, Anadolu’da bir kasaba olan Akşehir’den hareketle kurtuluşu ele alır.
1963 yılında yazılan kitap, Kurtuluş Savaşının gerçekleştiği yıllarda Kuva-yı Milliye adı verilen ancak ne oldukları fazla bilinmeyen kişilerin başlattığı haber katılıp, katılmama arasında kalan kişileri ele alır. Yüzyıllar boyunca sadece padişah tarafından açılan sancak altında harbe girileceği düşünen halkın, işgalin bilgileri gelirken yaşadıkları ikilemleri, kaderlerine sahip çıkmayı düşünmek durumunda kalmalarını gösterir.
Küçük Ağa Karakterleri
Her romanın belirli bir türü vardır. Küçük ağa roman türü ise Kurtuluş Savaşı yıllarını ele almaktadır. İçerisinde çok sayıda karakter geçmekle beraber, bazıları ana karakter durumundadır. Bunlar şöyledir;
Küçük Ağa: Mehmet Reşit Efendi, Akşehir halkı tarafından İstanbullu Hoca şeklinde anılmaktadır. Yaşının genç olmasına rağmen hocalığa bağlamış, ardından da payitaht tarafından Ahşehir’e yollanmıştır. Bu esnada gür ve siyah sakal bırakmıştır. Ne var ki çeteciliğe başladığı zaman, sakallarını kırpmış, silah kullanmayı ve ata binmeyi öğrenmiştir. Ardından da Küçük Ağa unvanını almıştır.
- Salih: Eski bir asker olan Salih savaşta yüzünün sağından yara almış, sağ kolunu da kaybetmiştir. Savaştan geri döndüğünde, bıraktığı Akşehir’i eskisi gibi bulmaz. Aldığı kararlardan dönmeyen bir karakter olup, Kuva-yı Milliye’ye katılır. Ancak savaştan sonra kaybolur.
- Emine: İnce belli ve beyaz tenli bir kız olan Emine, simsiyah gözlere sahiptir. Oldukça güzel olup, sahip olduğu huylar da kendisi gibidir.
- Çerkez Kardeşler: Tevfik bey ile Çerkez Ethem, Milli Mücadele’nin ilk senelerinde vatan, millet için mücadele etmiş, güzel işler gerçekleştirmiştir. Ne var ki düzenli ordu kararı ardından, zarar vermeye başlamıştır. Düzenli orduya karşı yenilmeleri ardından, düşmana sığınmıştır.
- Ali Emmi: Yaşlı bir kişi olan Ali Emmi, alnında kırışıklıklar olan, saçı ve sakalı ağarmış bir insandır. Akşehir’in köylüsünü temsil eden bir karakterdir.
- Ağır Ceza Reisi: İyi bir eğitim görmüş olan Ağır Ceza Reisi, dürüş ve sağlam bir karakterdir. Alçakgönüllü olup, heybetli bir duruşa sahiptir.
Küçük Ağa Romanı olay örgüsü bu kişiler etrafında döner. Ancak farklı kişiler de vardır. Bunlar,
- Gönülsüzlerin Haydar Bey,
- Topbaşların Halis,
- Yüzbaşı Hamdi,
- Yüzbaşı Nazmi,
- Küçük Hacı,
- Mehmet,
- Hasan Efendi,
- Salih’in Annesi,
- Çakırsaraylı,
- Yorgo,
- Minas,
- Niko,
Gibidir. Roman içinde lakaplar da vardır. Bunlar sosyal tabaka ve dış görünüş ile ilgilidir. Kitapta yer olan olaylar Akşehir ve Ankara’da geçer.
Küçük Ağa Konusu
Birinci Dünya Savaşına giren Osmanlı İmparatorluğu, savaşın bitmesiyle beraber gücünü kaybetmiş, isyan ve işgaller başlamıştır. Kitap, Akşehir’den hareket ederek Kurtuluş Savaşını ele alır. Küçük Ağa konusu da böylece başlar. İnsanların savaşa katılıp, katılmama yönündeki kararsızlıkları gösterir.
Küçük Ağa Özeti
Birinci Dünya Savaşı sona erse de, Osmanlı bunun etkilerini hâlâ görmektedir. Savaşların bitmesiyle, insanlar da doğal olarak evlerine dönmektedir. Ancak kayıpların ne kadar büyük olduğu da böylece anlaşılır. Küçük ağa romanı olay örgüsü de böylece başlar.
Akşehirli bir er olan Salih, aldığı yaralar ile vatanına geri döner. Ancak durumun nasıl olduğunu buradan daha iyi görür ve her şeyin farklılaştığını anlar. Her ne kadar bir dönemler Rumlar ile dost olsalar da, artık halkı ile Rumların arasında ilişkiler eskisi gibi değildir. Niko, Salih’in yakın bir arkadaşı olup o da Rum’dur.
İşgaller arttıkça, halkların düşmanlıkları da yükselmektedir. Her ne kadar Salih Rumların hareketlerini ihanet olarak görse de, Niko ile arasını kopartamamıştır. Ne var ki bir gün durum öğrenilir. Böylece halk, Salih’i dışarı atar. Böylece artık Niko ve yanındakiler ile gezmeye başlar. Kendini namazdan çekmiştir.
Halk da bu sırada işgallere yönelik tepki vermeye dair karar almıştır. Ancak Salih bu esnada istenmemektedir. Tam bu sırada, payitaht bir hoca gönderir. Amacı, Osmanlıya karşı bağlılığı sağlamak, buna teşvik etmektir. Hoca da oldukça iyidir. Yaptığı vaazlarda padişaha dair düşüncüleri de iletir.
Bu olaylar devam ederken, ülkede Kuva-yı Milliye adlı bir örgüt kurulmaktadır. İşgalleri önleme amacı taşımakta olup, işi oldukça zordur. İstanbullu hoca olarak da alınan hocanın vaazları, Kuva-yı Milliye ilkeleri ile uyuşmaz. Zira kendisi, padişaha bağımlılıktan söz etmektedir. Bu nedenle zıtlaşmalar vardır.
Hoca olaylar sürerken, düşüncelerinin doğruluğunu da ele almaktadır. Salih bu esnada Kuva-yı Milliye’ye katılmaya dair karar alır. Bunun temel sebebi, Niko’nun Osmanlı İmpartorluğu’na karşı olan savaşa katılmasıdır. Küçük Ağa özeti buradan sonra farklı şekilde devam eder. Zira Kuva-yı Milliye hoca üzerine ölüm kararı verir. Böylece hoca da Akşehir dışarısına çıkar. Ardından çete liderlerine sığınarak, bazı adamları da yanına alıp kasabaya geçer.
Bundan sonra da hangi tarafa geçmesi gerektiğine karar vermeye çalışır. Bu esnada Salih’e de hocayı bulmasına dair emir verilmiştir. Salih onu bulmuş, ancak Kuva-yı Milliye içerisine katılmak için ikna etmeyi başarmıştır. Böylece birlikte Çerkez kardeşlere katılır.
Ancak bir süre sonra düzenli ordu kurulur ve Çerkez kardeşler ile terslik oluşur. Hoca bu sırada yolun hatalı olduğuna inanarak, onları döndürmek için çalışmaya başlar…