Kuyucaklı Yusuf Kitap Özeti

Sabahattin Ali bu romanı 1937 yılında ortaya çıkarmıştır. Bu kitap Türk edebiyatında büyük ses getirmiş, geniş okurlar tarafından oldukça beğenilmiştir. 1937 senesinde yayınlanan bu kitap hala daha çok sevilmektedir ve birçok kişinin ilgisini çekmektedir, geniş kesim tarafından okunmaktadır. Kuyucaklı Yusuf romanı Türk edebiyatında Rousseau adlı felsefecinin doğaya dönüş ve isyan görüşünden kaynaklanan bir başkaldırı, itiraz ve tepkinin ana temasını işleyen ilk yapıttır. Bu eser Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar isimli yapıtının da başlangıcı olmuştur denilebilir. Sabahattin Ali’nin batılılaşma ekseni dışına taşması onun Yaşar Kemal ve Kemal Tahir’e öncü olmasına da sebep olmuştur. Bu romanda da kasaba hayatı göze çarpmaktadır ve batılılaşmanın ötesine geçilmiş köy hayatına yönelinmiştir. Bu kitap ve Sabahattin Ali Anadolu’daki düzen ve işleyişe, sınıf ayrımına, köylünün yaşadığı sıkıntılara getirilen eleştirinin önderi olarak kabul edilebilir. O dönemde Batılılaşma eğiliminin getirdiği sıkıntılar oldukça fazlaydı yazar da bunu eleştirel bir gözle kaleme almış ve değerlendirmelerine eklemiştir.

KİTABIN KONUSU

Kitap konusu bakımından o dönemde pek görüşmeyen kasaba hayatını içermiştir. Türkiye sınırları içerisinde o zamana değin pek rastlanmamış, insanların yaşadığı problemleri ve çektiği zorlukları, sıkıntıları sade ve açık bir dille anlatmaktadır. O zamana dek daha önce bahsedilmemiş problemler bu romanda kendini bulmuştur ve dile getirilerek okuyucuya aktarılmıştır. Üzerine gidilmiş, sömürülmeye çalışılmış, emeklerine değer görülmemiş, küçümsenmiş ve yok sayılmış köylünün sıkıntıları ve toplumun eksik ve giderilmesi gereken, boş bırakılan ve olumlu doldurulmayan yönleri o zamanları yaşayan ve gözlemleyen, onlardan biri halinde yaşayan insan tarafından aktarılmıştır.

KARAKTERLER

Muazzez: Kuyucaklı Yusuf adlı kişinin eşidir, ayrıca kaymakam beyin de kızıdır. Saf ve temiz, dışa dönük olmayan, kendiyle kalan ve samimi bir insandır.

Yusuf: Yoksul ve köylü bir toplumdan gelen çocuktur. Çok ufak yaşta iken ailesi ölmüştür ve onları kaybetmek zorunda kalmıştır. İnsanlara karşı güven problemi olan ve herkese çabuk kanmayan, yumuşak değil sert görünümlü, babayiğit ve cesaretli, cesur kişilikli bir kahramandır. Ayrıca diğer kahraman olan Muazzez’e ilgi duyduğu ve ona aşık olduğu aşikardır.

Kaymakam: Muazzez adlı kızın babası olur. Sevgi dolu, dürüst, cana yakın, sevecenliğiyle dikkat çeken, ailesine bağlı olan, iyi kalpli ve herkesi kucaklayan, şefkat gösteren bir kişidir.

Şahende Hanım: Kötülükleriyle bilinen bir kahramandır. Kötülüğün adeta sembolüdür. Kaymakamın eşi olmaktadır. Kalbinde kötülük taşıyan, herkese nefretle bakan, ahlak yoksunu, öfke ve kin ile dolup taşan bir hanımdır.

Şakir: Kötü kişiliği ve kin dolu kalbiyle tanınır. Ona külhanbeyi de derler herkes tarafından görüntüsü odur. Her istediğini yaptırmaya çalışan bir zorbadır. Hep onun dediği olsun ister ve emir vermeyi, zorbalık yapmayı sever. Ahlaksızlığıyla ve kabadayılığıyla tanınır ve bilinir.

KİTABIN ÖZETİ

Yusuf, Kuyucak’ta doğup büyümüştür. Günlerden bir gün, yaşadıkları köyü haydutlar sarmış ve onun tüm ailesini katledip ölmelerine sebep olmuştur. Ailesi öldüğünde Yusuf daha çok küçüktür ve bu durum onu çok sarsmıştır. Ailesi ölen, kimsesi kalmayan Yusuf öylece kalakalmıştır çünkü daha çocuk yaştadır ve bu durum onun için ağır bir travmadır. Onun bu haline çok üzülen ve adeta yüreği parçalanan, güzel yüreği ve merhametiyle tanınan, insanlara yardım eli uzatan ve onları kucaklayan kaymakam Yusuf’un bu haline çok ama çok üzülmüştür ve onu evlat edinmiştir. Yusuf’a herkes kuyucaklı Yusuf demektedir çünkü o Kuyucak’ta doğmuştur. Kaymakam, Yusuf’a babası gibi davranmakta ve onun yanında olmaktadır, babalık vazifesini yerine getirmekten çekinmemektedir çünkü onu evlat edinmiştir. Kaymakamım bir de Muazzez adında Yusuf’tan biraz daha ufak bir kız evladı vardır. Muazzez ve Yusuf adeta kardeş gibi yaşamışlar ve yetişmişlerdir. Hatta ikisi aynı okulda eğitim görmeye bile başlar. Yusuf’un zekiliği ve keskin zihni oldukça fazladır. Daha çok ufak yaştayken yaşadığı zorluklar, aile bireylerinin ölümü onu derinden sarsmış olacak ki insanlara karşı güvensiz ve katı davranmakta, insanlara karşı mesafe kurmakta, acıma duygusunu kaybetmiş gibi davranma ve oldukça sert karşılık vermektedir. Bu sebeple okul hayatı olumsuz ilerler ve ne yazık ki okul okumaz. Bunların yanında, kaymakam beyin karısı Şahende Hanım Yusuf’u sevmemekte, ona kötü üvey anne gibi davranmakta, ondan nefret etmekte ve onu istememekte, fırsat kollayıp ona işkence etmekte, onu ezmeye çalışmaktadır.

Şahende son derece acımasız ve kötü kalplidir, Yusuf’a çok ağır şeyler yaşatır. Onu hiç sevmez ve onu hiçbir zaman kabul etmemekte ısrarcıdır. Yusuf yaşadığı bu olumsuzluklar, kendisine kötü davranılmadı, kendisine eziyet edilmesi, çok hırpalanması ve zarar görmesinden ötürü adeta Yusuf bir büyük insan, yetişkin bir birey gibi davranır. Bu ruh durumu onun büyümesine, yaşından bağımsız bir karaktere ve davranışlara bürünmesine yol açar. O artık olgun bir adam gibi hayatına devam eder. Yusuf zaman geçtikçe büyür ve Kaymakamın kızı Muazzeze’e yavaştan sevgi beslemeye başlar. Ona gitgide aşık olur. Muazzez onun için çok önemli ve özel bir insan haline gelir. Ona karşı çok özenli ve dikkatlidir. Onunla çok ilgilenir. Onu tüm olumsuzluklardan korumaya çalışır. Onun hiçbir kötülüğe uğramaması için çabalar. Onun hep kötülüklerden uzak kalması için ona göz kulak olur. Şahende Hanıma karşı tavrı belli olan Yusuf, ona karşı hep temkinli yaklaşır çünkü onun Muazzez’e zarar verebileceğini, onun Muazzez’e kötülüğü olabileceğini düşünür. Günlerden bir gün Muazzez ve Yusuf beraber bayram alanına varırlar. Külhanbeyi adlı kabadayı, dengesiz, kaba, terbiye almamış, ahlaksız ve herkesçe hovarda olarak bilinen Şakir, Muazzez’e bir laf atmış, ona sulanmış ve büyük terbiyesizlik yapmıştır.

Buna dayanamayan ve çok ağırına giden Yusuf Şakir’i epey benzetir ve tam orada onu döver. Yusuf’a karşı büyük nefret ve öfke duyan, ona kin beslemeye çalışan külhanbeyi Şakir, Yusuf’un bu yaptığını hiç ama hiç unutmaz. Hali vakti oldukça yerinde, maddi durumu sağlam olan Muazzez’i kazanmak için çok çabalamaya başlar. O zamana kadar herkese karşı her istediğini yaptırmaya alışan Şakir bu konuda da ısrarcı olmakta kararlıdır çünkü isteklerinin yerine gelmesine alışkın olan bir tiptir. Bir sistem kurar ve derin düşüncelere dalar. Planı oldukça haince ve pişkincedir. Bir şekilde Muazzez’in babasını borca soktuğu yetmezmiş gibi borcuna karşılık Muazzezin kendisine verilmesini talep eder. Kaymakamın Muazzezi ona vermekten başka çaresi yoktur ki bu teklife evet demek zorunda kalmıştır. Bu haber Yusuf’un kulağına gelmiştir. Bakkalın yolunu tutan Yusuf, bu borcu bakkaldan talep eder ve kaymakamın külhanbeyine yaptığı bu borcu Şakir’e öder. Muazzez bu kez de borç veren bakkal ile evlilik kurmak zorundadır.  Şakir hala Muazzezi istemektedir bu sebeple düğünün olduğu gün kaza olduğuna inandırarak bakkalcıyı öldürür. Ceza almaz çünkü onun gücünü herkes bilir. Muazzez’in aile bireylerine baskı yapan ve onları zorlayan külhanbeyi Şakir, şantaj ve ısrar aracılığı ile Muazzezi kendisine vermelerini tekrar söyler.

Yusuf hala Muazzez’e çok aşıktır ve ona karşı beslediği sevgi hala hala devam etmektedir. Yoksul oluşu onu çok üzmekte ve bu durum yüzünden Muazzez’e açılamaz. Şahende Hanım’ın onu sevmemesi de Muazzez’e karşı sevgisini dile getirememesinin diğer sebebidir. Aşkını söyleyemese de Muazzezi her zaman korumaya devam eder ve onu yaşayabileceği tüm kötülüklerden sakınmaya çalışır. Fakat günlerden bir gün Muazzez de Yusuf’a olan aşkını ona itiraf eder. Yusuf bu duruma o kadar şaşırmıştır ki hiç beklemediği şey gerçekleşmiştir. Bu durum Yusuf’un hep hayalidir ve hiç ummadığı bir anda hayaline kavuşur Muazzez onu çok sevdiğini ona söylemiştir. Şahende Hanım onların birbirlerine olan aşkını öğrenmiştir ve duruma el atmıştı. Muazzez’in Yusuf ile evlenmesini hiç istemez ve onların ilişkisine karşı çıkar. Yusuf hem fakirdir hem de kendisi Yusuf’u sevmemektedir. Muazzez’i zengin olan külhanbeyi Şakir ile evlenmesi için zorlar, ikisin buluşturmaya çalışır ve bunun için baskı yapar. Bu duruma daha fazla dayanamayan Yusuf ile Muazzez bir gün kaçmaya karar verir ve bir köye kaçarlar. Orada da nikah kıyar ve evlenirler.

Bu durumu öğrenen Şahende Hanım, buna katlanamaz. Öfkeden adeta deliye dönmüştür. Onlardan intikam almak için yanıp tutuşmaktadır, içindeki kin daha da artmıştır. İntikam isteği her yerini kaplamış, kalbi taşlaşmıştır. Kaymakam bey ise bu durumdan oldukça hoşnuttur. İkisi de elinde büyümüştür. Ailesini kaybettikten sonra evlat edindiği Yusuf’un kızıyla evlenmesine çok sevinir. Hatta onlara yardım etmeye başlar. Yusuf onun damadıdır artık. Onun Muazzez’e çok iyi davranacağından ve onun üzerine düşeceğinden şüphesi yoktur. Kaymakam herkese yardımı dokunduğu gibi onları da es geçmemiştir. Damadı Yusuf’a iş verir onların hayatının düzene girmesini ve ev kurmalarına olanak sağlar. Fakat ne yazık ki kaymakam bir gün hayatını kaybeder. Kalp krizi yaşamış ve bu onun ölümüne sebep olmuştur. Bu durum en çok da Yusuf ve Muazzezi üzmüştür. Her şey düzelmiş derken kaymakamın ölümü onların evliliği üzerine karabasan gibi çökmüştür.  İkisi de çok mutlu bir hayat sürdürmeye başlamışken, beraberlikleri, mutlulukları onlarla iken bu olay onları epey zorlamıştır çünkü Şahende Hanım ve Şakir için kötülük yapma fırsatı doğmuştur. İçlerinde büyüttükleri kin ve nefreti dışa vurmaya, intikam almaya başlarlar. Kalplerinde taşıdıkları intikam isteği Yusuf ve Muazzezin evliliklerinin üstünde adeta bir gölge gibi yer almıştır. Yusuf’un gezici köy tahsildarı olmaya çabalarlar ve bunu başarırlar. Yusuf artık gezici köy tahsildarlığına verilmiştir. Kaymakam öldükten sonra yerine geçen yeni kaymakam da Şakir ve Şahende Hanımın kuklası olmaya devam eder. Eşi öldükten sonra evini alkol ve yoğun eğlence ortamına çeviren Şahende Hanımın kızına duyduğu öfke geçmez ve ondan intikam almak için onu fuhuş yapmasına zorlar. Bu olay her yerde bahsedilmeye başlar ve kısa sürede Yusuf’un da haberi olur. Yusuf çılgına döner ve köye geri gelir. Yusuf köye geldiğinde gördüklerine inanamaz, yaşananlara kendisi şahit olmuştur. Bu fuhuş olayını gözleriyle görmüş ve inanamamıştır. Eşi kötü yola düşmüştür ve bu eşinin annesi yüzündendir. Daha fazla dayanamaz öfkeyle dolup taşar. Şahende Hanımı, Şakir’i kaymakamın canına kıyar. Eşi Muazzez de çok ağır yaralanmıştır. Muazzez’i oradan alıp şehrin ötesine gider fakat o esnada karısı da vefat etmiştir, onu kaybetmiştir. Muazzezi bir çukura bırakmış ve oraya gömmüştür bundan sonra da gözlerden uzağa gider.

KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ

25 Şubat 1907’de dünyaya gelen Sabahattin Ali Eğridere’de dünyaya gözlerini açmıştır. Kırklareli’de 2 Nisan 1948 yılında dünyaya gözlerini yummuştur. Türk edebiyatında yazarlık ve şairlik yapmıştır. Edebi karakteri ve kişiliği toplumcu karakter bir düzlemdedir ve bu konuda görüp geçirdiklerini, yaşadığı olay ve tecrübeleri okurlarına aktarmıştır. Kendisinden sonraki şair ve yazarları da etkilemiş ve onlara örnek olan bir sembol haline gelmiştir. Öykü alanında birçok yapıt imzalamışsa da romanları ile daha belirgin hale gelmiştir ve onlarla tanınmıştır. Romanlarındaki betimlemeleri uzun be genelde sevgi ve aşk konularını içeren, bazen de politik temalara değinen ve toplumun eksik ve unutulmuş yönlerini eleştirisini de katarak ifade ettiği yapıtlarıyla dikkat çekmektedir. İçimizdeki şeytan, kürk mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf adlı şahane eserleri herkesin beğenisini kazanmış ve geniş kitlelerce okunmuştur. Bu eserlerin etkileri bu çağda bile heves ve merakla incelenmiş, büyük yankıya sebep olmuştur. Sabahattin Ali Eğridere’de doğmasına karşın ilk hikaye ve şiir türlerini yazmaya Balıkesir’de başlamıştır ve daha sonra İstanbul’da bulunan Ali Canip Yöntemin kendisini yönlendirmesi ile Akbaba ve Çağlayan isimli dergilerde ilk kez şiirlerini sergilemiştir. Ali Canip Yöntem onun edebiyat öğretmenidir. Anadolu sınırları içerisinde öğretmenlik görevinde bulunan Sabahattin Ali daha sonra devletimiz desteği ile Almanya’ya gitmiştir. Sebebi dil eğitimini tamamlamasıdır. Türkiye’ye döndükten sonra Almanca öğretmeni sıfatıyla işe başlasa bile komünizmle alakalı propaganda ilan ettiği ve sonrasında yaşadığı devletimizin ileri gelen yönetici insanlarının eleştiri ve odak noktası haline geldiği için tutuklandı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili bir şiir yazıp tekrar devlet hanesinde işe başlamaya hak kazandı. Bu olaylar onu Esirler adlı oyun türünü yazmasına sebep olmuştur çünkü kendisi için söylenen sosyalist sıfatını yok etmek istemiştir. Milliyetçi ve Türkçü karakteriyle bilinen Nihal Atsız, Sabahattin ali ile birçok problem yaşamıştır. Türk milliyetçileri ve Türkçü/Turancı kesimle yaşadığı sıkıntılar onun sosyalist tavrının bir sonucu haline gelmiştir. Irkçılık ve Turancılık adlı dava Sabahattin Ali’yi de içine almıştır ve o zamanda Aziz Nesin ve kendisi birlikte Markopaşa adlı dergiyi çıkarmış, siyasetçi kesimi eleştiri yağmuruna tutması yüzünden de birçok dava ile karşı karşıya gelmiştir. Kendisi ile ilgili açılan davalar onun lehinde olmadığı için ülkeden gitmek istedi ve Bulgaristan ile olan sınırımızı geçeceği esnada kendisine kaçması planında önderlik eden ve yol gösteren Ali Ertekin, onun canına kıymıştır bunun sebebini de milliyetçilikle bağlantılı göstermiştir.

“Kuyucaklı Yusuf Kitap Özeti” için bir yanıt

  1. Türkçe anlatım bozuklukları ile dolu bu metin…lütfen DİKKAT…bunu çocuklar, gençler okur…onlara yanlış Türkçe İLE DOLU BİR METİN SUNAMAZSINIZ….

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir