Yazarın bu romanı yarı otobiyografik bir roman olma özelliğine sahiptir. Yazar romanında sosyal konulara vurgu yaparak okurlarına romanını kabul ettirmiştir. Bu kitapta farklı toplumların değerlerini bize sunuyor. Anlatılmak istenen asıl tema, başarının hiçbir sosyal fark gözetmeksizin herkes tarafından elde edebileceğidir.
Kitabın Özeti
Kitapta Martin Eden adındaki karakter, kendi ayakları üzerinde durmayı seven fakat gündelik yaşamın getirdiği kurallara tabi kalmayan genç bir delikanlıdır. Bu delikanlı günlerini gemilerde çalışarak ve alın terlerini dökerek geçirir. Günlerden bir gün bir kavganın içinde yer alır ve o kavgada Arthur adındaki zengin birisine yardım ederek onu kurtarır. Arthur onu teşekkür amaçlı evine davet ettiğinde delikanlı Martin Eden Arthur’un kız kardeşiyle tanışma fırsatı bulur. Kızı gördüğü anda nutku tutulur ve ona aşık olur. Buna ilk görüşte aşk denir. İşte o günden sonra Martin Eden’in asıl hayatı başlar. Kızın sayesinde kendini eğitmek ve geliştirmek için sürekli uğraşır. Çünkü onunla hayatını birleştirebilmek kültürlü olmaktan geçiyordur. Kendisine yazar olma hususunda bir hedef koyar. Amacı bilgili ve başarılı bir yazar olup aşık olduğu kadınla evlenmektir. Kız aslında onunla hayatını birleştirmek istiyordu fakat aradaki kültürel farklılığı da hep bahane ediyordu. Martin Eden o günden sonra eski serseri hayatını bırakmış kendini bilgi dolu bir hayatın içine salmıştır. Bir süre sora bu iki aşık hayatlarını birleştirmek üzere söz verirler ve nişanlanırlar. Lakin bu ilişki süreci delikanlının umduğu gibi gitmiyordur. Ayrıca o zengin hayatta sürekli kendini kabul ettirme çabalarından bir hayli yorulmuştur. Nişanlısı onun bu emeklerini göz ardı ederek düzenli bir işte çalışmasını ister. Martin tüm bu olanlara karşı hala dimdik ayakta durmayı başarır. Çünkü kendinden emindir ve nişanlısına da aşıktır.
Kitabın Karakter İncelemesi
MARTİN: Hayatta hep bir şeyleri başarmak isteyen fakat önüne hep engellerin çıktığı bir kişidir. Ancak sonunda istediklerini elde eder.
RUTH: Kültürlü ve azimli bir kadındır.
BRISSENDEN: Martin’i anlayan tek karakterdir. Onun ölümü delikanlıyı çok üzer.
Jock London Hayatı
Jack London, 1876 senesinde San Fransisco’da dünyaya geldi. 22 Kasım 1916 tarihinde böbrek yetmezliği hastalığına yenik düşerek hayata gözlerini yumdu. Fakir bir ailenin içinde büyüdü. 14 yaşına kadar okuyup daha sonrasında okul hayatına son vererek erken yaşta çalışmaya başladı. Farkı işlerde çalışarak geçimini sağladı ve ailesine destek oldu. Amerika ve başka ülkelerde seyahatlere çıktı. Sosyalist bir düşüncesi savunduğundan ceza aldı ve içerde yattı. İlk eseri ‘Kurt Dölü’ 1900 senesinde basılarak okurlarıyla buluştu. Yapıtlarında hayat mücadelesini egzotik bir anlatımla ele alıyor. Birçok yapıtında katı bir kapitalizm eleştirisi okurlarının dikkatinden kaçmıyor. Eserleri farklı dillere çok sayıda çevrilen en önemli bir yazardır. 1897 yılında altın aramaya gidenlere katılarak, bu macerasından esinlenip daha sonraları konuyla ilgili birçok eser vermiştir. “Vahşetin Çağrısı” adlı eseri de bunlardan sadece bir tanesidir.
Jock London Eserleri
– Açlar Ordusu
– Âdemden Önce
– Alaska Kid
– Alın Teri
– Altta Kalanlar
– Atalarının Tanrısı
– Ateş Yakmak
– Ay Vadisi (The Walley of the Moon) (1913)
– Beyaz Diş
– Beyaz Sessizlik
– Buck’ın Maceraları
– Büyük Serüven
– Can Yoldaşı
– Cinayet Şirketi
– Dehşet Ülkesi
– Demir Ökçe
– Demiryolu Serserileri
– Deniz Kurdu
– Direniş
– Doğu Yakası (Uçurum İnsanları)
– Dönek
– Düş Ülkelerine Yolculuk
– Güneş Çocuğu
– Halk Avcısı
– İstiridye Korsanları
– Japon Kıyılarında Dehşet
– John Barleycorn (Alkollü Anılar – İntihar olarak da bilinir.)
– Kaptan David Grief
– Kıyametten Sonra
– Kız Kar ve Kan
– Kızıl Veba (The Scarlet Plague), (1912)
– Kurt Dölü (ilk eseri)
– Martin Eden
– Meksikalı Devrimci
– Midas’ın Müritleri
– Ormandan Gelen Ses
– Seçme Öyküler
– Sevgili Jerry
– Sevginin Katıksızı
– Şampiyon
– Tanrılar ve Köpekler
– Uçurum İnsanları
– Uzak Diyarlarda
– Vahşetin Çağrısı (The Call of the Wild), (1903)
– Yanan Gün
– Yanan Günışığı
– Yıldızlar Korsanı
– Yol