Nâzım Hikmet, 1902 yılında Selanik’te doğdu. Dünya şairi olarak bilinen Hikmet, 3 Haziran 1963’te Moskova’da kalp yetmezliğinden dolayı vefat edilmiştir. Nâzım Hikmet’in hayatı hep tutuklanmalarla ve sürgünlerle geçmiştir. Bunun nedeni siyasi düşüncelerinden dolayıdır. Nâzım Hikmet bütün şiirleri elliye aşkın dile çevrilmiş ve eserleri hep ödüller almıştır.
Nâzım Hikmet hayatı ve eserleri hep çileli geçmiştir ve şiirlerinin yasaklandığı zamanlar ve yazdıkları yüzünden sürekli yargılandığı olmuştur fakat geçmişten bugüne dek anılmıştır ve hala anılmaya devam etmektedir. 20. Yüzyılın en gözde şair unvanını tüm dünyaca kendine veriliştir.Nazım Hikmetin hala birçok şiiri dinlenmekte hatta türkülere ve şarkılara çevrilmiştir.
Nâzım Hikmet edebi kişiliği, ‘’Romantik devrimci’’ ve ‘’Romantik komünist’’ gibi isimlerle anılmıştır fakat yasaklı olduğu zamanlarda adını sürekli değiştirmiştir. Bu isimlerden bazıları, Mümtaz Osman, Ercüment Er, Ahmet Oğuz gibi isimlerdir. Nazım Hikmet, şiirlerinde genel olarak mistik eğilimler sergiliyordu.
- Cumhuriyet öncesi dönemde ilk şiirlerini yayımlamıştır ve ölçülü uyaklı şiirler yazdıktan sonra serbest ölçüye geçiş yapmıştır.
- Şiirlerinde hitabete dayalı propaganda dili kullanmıştır bu şiirler ‘’Yirmi Dört Saat Marks ve Yirmi Dört Saat Lenin’dir.
- Komünizm propagandasını yapmıştır ve etkili üslubu ile herkesi etkilemiştir.
- Özellikle fütürizm akımından etkilenmiştir ve Rus şair Mayakovski’nin etkisinden çıkamamıştır.
- Uzun tarz şiirlerinin bazılarında senaryo havası vardır.
- Yazdığı eserlerde toplumsal konuları ele almıştır ve toplumcu gerçekçi şiir tarzının öncülerindendir.
- Şiirler dışında pek çok türde eserler vermiştir ve en öne çıkan eserleri ‘’835 Satır ve Memleketimden İnsan Manzaraları’’ adındaki şiir kitaplarıdır.
- İlk şiiri ismi Feryad- ı Vatan ve 1913 yılında yazılmıştır.
- İlk şiiri olan Feryad-ı Vatan Bakü’de basıldı.
- 1913 Yılında ortaokula başlamıştır sonrasında ise denizcilere yazdığı kahramanlık şiiri sayesinde Bahriye mektebine geçmiştir. Ahlaklı fakat sinirli tavırları olan bir öğrenci olarak 1918 Yılında mezun olmuştur.
- Okulunu bitirdikten sonra stajyer subayı olmuştur ve 1921 yılında tavırları yüzünden ordu ile ilişkisi bitmiştir.
- 1921 Yılında arkadaşı ile Millî Mücadele’ye katılmak istemiştir sonrasında ise cepheye gönderilmeyince Bolu’da öğretmenlik yapmıştır.
- Sonrasında Moskova’ya gitmiştir ve orada Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde siyasal bilimler okumuştur ve iktisat bölümünü de okumuştur.
- Moskova’da ilk olarak komünizm ile tanışmıştır ve 1924 yılında yayınlanan ilk şiir kitabı 28 Kanunisani Moskova’da sahnelenmiştir.
- 1924 Senesinde Türkiye’ye dönmüştür ve o dönemin popüler Aydınlık Dergisinde çalışmıştır.
- 1928 Yılında af kanunu çıkınca Türkiye’ye dönüş yaptı fakat tekrar hapse girmesi istendi. Serbest kaldıktan sonrasında Resimli Ay adlı dergisinde işe başladı.
- Birçok gazetede şiirleri ve yazıları yayınlanır, kitapları basılır ve hatta şiirleri ders kitaplarına bile girer. Liselerde biyografisi anlatılır, tiyatroları hala oynanır fakat sık sık hapise girmesi ve yargılanması onun için büyük bir problem olmuştur.
- 17 Yılı hapiste geçer ve çıkan af ile serbest kalarak ülkeyi terk etmek durumunda kalır. Sürekli göç ederek yaşadığı mücadeleyi eserlerinde anlatır.
Nâzım Hikmet aşk hayatı, adını sürekli duyduğumuz ve Piraye’ye Mektuplar adıyla da bildiğimiz büyük aşkı Piraye’dir. 1930’lu yıllarda tanıştığı ve evlenmek istediği Piraye ile 1 yıl sonra evlenme kararı almıştır. Fakat Nâzım Hikmet’in sürekli tutuklanmaları sebebi ile 1935 yılında evlenebilmişlerdir. Piraye’den önce 2 evlilik yapmış olan Hikmet’in şansı yaver gitmemiş ve başarısız evlilik yapmıştır. Birçok cezaevinde yatan Hikmet, kendisini ziyaret eden Münevvere âşık olmuş ve Piraye ile boşanan Hikmet Münevver ile evlenmiştir.
Peki Nâzım Hikmet neden sürgün edildi? Sürekli sürgün hayatı yaşayan ve sürekli olarak gizli hayat yaşamaya çalışması Nâzım Hikmet’in halkı sürekli gaza getirmesi gibi sebeplerden sürekli yargılandı. Nazım Hikmet Türkiye vatandaşlığından bir süre sonra çıkarıldı fakat 5 Ocak 2009 yılında vatandaşlığa geri alındı. Unesco tarafından 2002 yılı nazım yılı olarak ilan edildi ve eserleri geçmişten günümüze kadar anılmaya devam etti.
Nâzım Hikmet Eserleri
Nâzım Hikmet hayatı ve eserleri konusunda birçok eser çıkmıştır ölmeden önce yayınlanan ve öldükten sonra yayınlanan eserleri vardır. Birçok alanda yazılar yazmıştır bunlar şiirler, oyunlar, romanlar, öyküler, yönetmenliğini yaptığı filmler, senaryolar, fıkralar, inceleme yazıları, mektupları, çevirileri, seçkiler ve derlemeler alanında çalışmaları mevcuttur.
- Şiirler, Varan 3, 1+1= Bir, Sesini Kaybeden Şehir, Portreler, Taranta Babu’ya Mektuplar, Simavne Kadısının Oğlu, Şeyh Bedrettin Destanı, Dört Hapishaneden Rubailer, Kuvâyi Milliye, Yatar Bursa Kalesinde, Memleketimden İnsan Manzaraları, Yeni Şiirler, Son Şiirleri, İlk Şiirler, La Fontaine’den Masallar, 835 Satır, Jakond ile Si-Ya-U, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Gece Gelen Telgraf, Kurtuluş Savaşı Destanı. Yaklaşık 200 tane şiiri vardır. Hikmet’in en çok öne çıkan şiirleri şu şekildedir,
- Oyun eserleri,Kafatası, Yusuf ile Menofis, Demokles’in Kılıcı, Kadınların İsyanı, Kafatası, Ferhad ile Şirin.
- Roman eserleri, Yeşil Elmalar, Kan Konuşmaz, Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim,
- Mektupları, Cezaevinden Mehmet Fuat’a Mektuplar, Kemal Tahir’e Mahpushaneden Mektuplar, Piraye’ye Mektuplar eseridir. Genel olarak en çok bilinen eserleri şunlardır,
- Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim.
- Sevdalı Bulut.
- Piraye’ye Mektuplar.
- Yeşil Elmalar.
- Kuvayi Milliye.
- Memleketimden İnsan Manzaraları.