Necati Cumalı, 1921 yılında Florina’da doğmuştur ve 10 Ocak İstanbul’da vefat etmiştir. Necati Cumalı hayatı ve eserleri, genel olarak 1940 kuşağının şiirlerinden farklı olarak daha yalın bir dilde lirik şiirler yazmıştır. Çağın toplumsal sorunlarını ele alarak aydınlık anlatım sergilemiştir ve şiirlerinde sevgi, özlem gibi anlatımlar sergilemiştir.
Necati Cumalı liseyi İzmir’de Atatürk Lisesinde okudu ve 1945 ve 1948 yılları arasında Ankara’da milli eğitim bakanlığına bağlı güzel sanatlarda müdürlük yaptı.1950-1957 yılları arasında İzmir’de avukatlık yapmıştır ve 1957-1959 yılları arasında Paris Basın Ataşeliği’nde memurluk yapmıştır. 1959-1963 arasında İstanbul Radyosu’nda redaktörlük gibi işler yaptı ve yine 1963-1965 arasında eşinin Dışişleri’ndeki görevi nedeniyle İsrail’de ve Paris’te yaşamını sürdürdü sonrasında yurda döndükten sonra İstanbul’a taşındı. Necati Cumalı en önemli eserleri,
Yalnız kadın eseri ile 1957 yılında Sait Faik Hikâye armağanı almıştır, sonrasında 1969 yılında Yağmurlu Deniz eseri ile Türk Dil Kurumu şiir ödülü almıştır. 1977 Yılında Makedonya 1900 eseri ile yine Sait Faik Hikâye armağanı almıştır. Sonra 1981 yılında Dün Neredeydiniz eseri ile Kültür Bakanlığı Tiyatro ödülü almıştır, 1984 yılında Tufandan Önce eseri ile Yeditepe Şiir Armağanı ödülünü almıştır. Necati Cumalı özellikle dünya edebiyatından Stendhal, Balzac ve Dostoyevski’ye karşı büyük bir ilgi duydu.
Necati Cumalı hayatı ve eserleri ile örnek olmuş ve birçok ödül almıştır. Necati Cumali edebi kişiliği,
- Şiirden çok öykü, roman ve aynı zamanda tiyatro alanına da yönelmiştir. Şiirsel dili açısında ayrıntıları ustaca kullanmasıyla kendini tanıttı ve okuttu.
- Roman ve öykü tarzlarında çoğunlukla Ege Bölgesi’ndeki kasaba ve kırsal kesim insanlarının sıkıntılarını konu aldı.
- “Ay Büyürken Uyuyamam” adlı kitabında özellikle Anadolu insanının cinsel bir tablosunu çizmiştir.
- Necati Cumalı Eserleri, roman ve öykülerinden bazıları sinemaya uyarlanmıştır.
Necati Cumalı Eserleri
Necati Cumalı, hayatının büyük bir bölümünde çalışarak edebiyatın hemen her alanında eser vermiştir ve oldukça üretken bir yazardır ayrıca da şairdir. Birçok alanda şiirleri vardır. Garip kuşağı denilen 1940 sonrası dönemin şairlerinden olan Cumalı ölçü olarak serbest şiir tercih etmiştir.
- Şiirlerinde genel olarak bireyin sorunlarına, yaşadığı ortamın onun dünyasının biçimlenmesindeki etkilerine değinmiştir ve ilk şiirlerinde, yaşadığı taşra ortamından, taşra duyarlığından bilgiler sunmuştur.
- Her olguyu şiire konu yaparak güncel durumdan ve olaylardan kopmamıştır.
- Necati Cumalı, özellikle söylevci bir yaklaşım ile güncel sorunlara eğildiğinde yergiden yararlanmıştır.
- Necati Cumalı, ister istemez gerek biçim gerek içerik açısından etkiler almıştır ve ikinci Yeni şiirinin kapalılığından da aşırı imgecili yaklaşımından da uzak durmuştur.
“Harbe Gidenin Şarkıları “kitabıyla toplum sorunlarına duyarlık gösteren şiirleri ile dikkat çekmiştir ve buna rağmen sevinç, özlem, kuruntu, aşk, gibi bireysel konuları işleyen şiirler yazmaya da devam etmiştir. Necati Cumalı şiir kitapları genel olarak şunlardır.
- Kızılçullu Yolu.
- Harbe Gidenin Şarkıları.
- Mayıs Ayı Notları.
- Güzel Aydınlık.
- Denizin İlk Yükselişi.
- İmbatla Gelen.
- Güneş Çizgisi.
- Yağmurlu Deniz.
- Başaklar Gebe.
- Ceylân Ağıdı.
- Aç Güneş.
- Bozkırda Bir.
- Yarasın Beyler.
- Tufandan Önce.
- Aşklar Yalnızlıklar.
- Kısmeti Kapalı Gençlik.
Necati Cumalı Öyküleri genel olarak köy konulu roman ve öykülerinde sorunları abartmadan ideolojik yaklaşımlara alet etmeden, şişirmeden ele aldı ve sorunları rejim sorunu haline getirmeye kalkışmadan yansız, bir tutumla ve doğal bir yaklaşımla ortaya koymuştur.
- Tipler abartı olmayan ve gerçek hayatta yaşamış hissi veren doğal özelliklere sahip sıradan insanlardır. Tiplemelerinde destansı epik tipler ve karakterler asla bulunmamaktadır ve tiplemeleri duyguları, davranışları, eylem ve tavırları ile uçuk kişiler olmamaktadır.
- Kişiler gerçek hayatta gördüğümüz tiplerdir ve Necati Cumalı, az rastlanılan, olay ve kişileri konu etmeden, uç noktalarda aranan ve kesinlikle gerçekçilik anlayışından uzak bir şekilde kalmıştır.
- Köylünün kusurlarını, zaaflarını ya da erdemlerini gerçek bir yaklaşımla ortaya koymuş, doğal yaşam içerisindeki töreleri değer yargıları, duyguları ve inançlarıyla yansıtmıştır.
- Romanlarında Batı Anadolu köylüsü ve kasabalısının hayat mücadelelerini kendi yaşantısından ve gözlemlerinden de faydalanarak köylülerinin doğa, yoksulluk, devlet ve yöneticileri ile olan ilişkilerini ele aldı.
- Mesajlarını Uzlaşmacı bir bakış açısıyla köylüyü başkaldırıya sevk etmek amacıyla değil, devletin köylü üzerinde bir daha düşünmesini sağlamaya gayret eden bir anlayışla aktardı.
- Gerçekçiliğin gerçek koşulları olan sadelik, doğallık ve doğruluktan ayrılmadan roman ve öyküler yazmıştır ve kişilerini dar, basit dünyaları içinde anlatmıştır.
Tiplemelerin eylemlerini realiteye uygun olarak yansıtmayı başarmıştır. Şiirlerinden bazıları şunlardır,
- Yalnız Kadın.
- Değişik Gözle.
- Susuz Yaz.
- Ay Büyürken Uyuyamam.
- Makedonya 1900.
- Kente İnen Kaplanlar.
- Dilâ Hanım.
- Yakubun Koyunları.
- Aylı Bıçak.
Bazı oyunları şunlardır ve bazıları filme dönüştürülmüştür bunlardan bazıları,
- Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri, Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar, Nalınlar, Masallar, Kaynana Ciğeri, Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol, Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb’un Yumurtası, Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte.