Peyami Safa’nın hayatı incelendiğinde yazar, 2 Nisan 1899 tarihinde Gedikpaşa’da hayata gözlerini açmıştır. Tarihler 15 Haziran 1961’i gösterdiğinde ise hayata veda etmiştir. Kendisi Türkiye’nin önde gelen, sevilen, sayılan, en tanınan şair ve gazetecilerinden birisi olmayı başarmıştır. . Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya’nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki eserleriyle okuyucular tarafından çok beğenilmiş ve takdir görmüştür. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında yazınlarıyla önde gelen isimlerden olmayı başarmıştır. Yaşamı ve düşünce hayatındaki değişimleri eserlerine de tüm şeffaflığıyla yansıtmıştır.
Bir dönemde Server Bedi lakabını kullanmış ve bu takma adı ile birçok roman yayımlamıştır. Fransız yazar Maurice Leblanc’ın Arsen Lüpen adlı tiplemesine benzetilen ve ondan esinlenerek yazdığı düşünülen Cingöz Recai karakterini oluşturmuştur. Peyami Safa, bu dönemlerde gazeteci kimliğini de korudu ve İlhami Safa (abisi) ile çeşitli dergiler yayımlamıştır.
Usta şairimizin ismini Tevfik Fikret gibi bir üstat koymuştur. Safa çok küçük yaşlardayken babası hayata veda etmiştir. Annesi ve abisi ile zor şartlar altında hayatına devam etmiş ve geçimlerini sağlamışlardır. Bu zorlukların arasında bir de yazara kemik veremi hastalığı teşhisi konulmuştur. O zamanlardaki psikolojik durumunu Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nda göstermiştir ve eserini buna göre kaleme almıştır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanı otobiyografik bir romandır ve okuyucular tarafından çok beğenilmiştir. Yazın dünyasına verdiği ilk edebi ürünlerini Vefa Lisesinde talebelik yaptığı dönemde vermiştir. Kendisi belli bir süre öğretmenlik yapmıştır. “Asrın Hikâyeleri” adı ile piyasaya sürdüğü hikâyeleri oldukça merak uyandırdı, bazı fikirlere öncü oldu ve okuyucunun beğenisini topladı.
Safa, dönemin önemli edebi isimleri ile kalem tartışmalarına girdi. Hayatı boyunca düşünceleri ve etkilendiği akımlar sürekli değişime uğramıştır. Pozitivist, materyalist, mistik, milliyetçi, muhafazakâr, antikomünist ve korporatist gibi akımlar Peyami Safa’nın etkilendiği akımlar olmuştur. Şair Fransızca biliyordu ve Batıyı yakından takip ediyordu. Batıdaki kültür yapısı ve yeniliklere oldukça hâkim bir isimdi. İlk zamanlarda Maupassant ve Rousseau gibi büyük isimlerin kitaplarını çevirmişti. Bunun ardından bütün eserlerinde mekân olarak İstanbul’u tercih etmiştir.
Doğu ile Batı’nın sentez ve tahlilini bütün eserlerinde başarılı bir biçimde işledi. Cumhuriyet ve Milliyet gibi önemli gazetelerde eleştirel yazılarını kaleme aldı. Nâzım Hikmet ve Necip Fazıl Kısakürek gibi önemli isimlerle olan iyi ilişkileri bir süre sonra yerini kalem tartışmalarına bıraktı. Peyami Safa’nın siyasi görüşü incelendiğinde, ilk Cumhuriyet Halk Partisiyle daha sonrasında ise Demokrat Partiyle yakınlaşmıştır.
Fatih-Harbiye
Peyami Safa’nın kaleminden çıkan ve takvimler 1931 senesini gösterdiğinde yayımlanan romandır. Modern bir hayatla ve eski değerlere bağlı bir hayat arasında kalmış Neriman’ın hayat öyküsünü anlatan bir eserdir. Yazarın bu eseri 1990 ve 2013 senelerinde, romanla aynı isimle televizyonda izleyiciyle buluşmuştur.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Bu romandaki başkahraman 15 yaşında gençliğinin baharında olan bir çocuktur ve talihsizce kemik veremi hastalığına yakalanmıştır. Tedavi sürecinde iki kere ameliyat geçirse de bir türlü iyileşememiştir. Bunun üzerine bazı üzüntülü zamanlar geçirmiştir ve hastalığı kötüleşmiştir. Uzun bir dönem hastane kalmıştır ve ameliyatlar geçirmiştir. İyileşme ümidi artmıştır ve 9. Hariciye Koğuşuna yatmıştır. Gördüğü tedavi ile bacağı kesilmekten kurtulmuştur. Bacağı iyileşir ve hastaneden ayrılır.
Roman
- Sözde Kızlar (1922)
- Şimşek (1923)
- Mahşer (1924)
- Bir Akşamdı (1924)
- Süngülerin Gölgesinde (1924)
- Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü (1925)
- Canan (1925)
- Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930)
- Fatih-Harbiye (1931)
- Bir Tereddüdün Romanı (1933)
- Matmazel Noraliya’nın Koltuğu (1949)
- Yalnızız (1951)
- Biz İnsanlar (1959)
Fikri Eserleri
- (1914) Zavallı Celal Nuri Bey
- Büyük Avrupa Anketi (1938)
- Türk İnkılabına Bakışlar (1938)
- Felsefî Buhran (1939)
- Millet ve İnsan (1943)
- Mahutlar (1959)
- Nasyonalizm (1961)
- Sosyalizm (1961)
- Mistisizm (1961)
- Doğu-Batı Sentezi (1962)
- Nasyonalizm – Sosyalizm – Mistisizm (1968)
- Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca (1970)
- Sanat – Edebiyat – Tenkid (1971)
- Sosyalizm – Marksizim – Komünizim (1971)
- Din – İnkılâp – İrtica (1971)
- Kadın – Aşk – Aile (1973)
- Yazarlar – Sanatçılar – Meşhurlar (1976)
- Asır, Avrupa ve Biz (1976)
Hikâye
- Piyano Muallimesi (1910)
- Bir Mekteplinin Hatırası, Karanlıklar Kralı (1914)
- Gençliğimiz (1922)
- Siyah Beyaz Hikâyeler (1923)
- Ateş Böcekleri (1925)
- İstanbul Hikâyeleri (tarihsiz)
Piyes
- Gün Doğuyor (1937)
Kimdir, Nedir? Serisi
- Mussolini Kimdir?
- Faşizm Nedir?
- Karl Marks Kimdir?
- Marksizm Nedir?
- Rousseau Kimdir?
- Liberalizm Nedir?
- Atatürk Kimdir?
- Kemalizm Nedir?
- Ziya Gökalp Kimdir?
- Türkçülük Nedir?
- Machiavelli Kimdir?
- Makyavelizm Nedir?
- Oliver Salazar Kimdir?
- Korporatizm Nedir?
- Roosvelt Kimdir?
- Nev Deal Nedir?
Peyami Safa’nın babası, Muallim Naci tarafından “anadan doğma şair” olarak tabir edilen ve Trabzon kökenli bir ailenin biricik oğlu olan İsmail Safa’dır. Annesinin ismi ise Server Bedia Hanım’dır. İsmail Safa, II. Abdülhamid’e muhalif olan kişilerden birisidir ve Sivas’ta sürgünde olduğu dönemde vefat etmiştir. Ailesine maddi anlamda hiçbir şey bırakamadan hayata gözlerini yummuştur
Küçük yaşlardan beri tutkuyla bağlı olduğu edebi dünyaya hayata gözlerini yumana kadar devam etmiş ve pes etmemiştir. Safa, daha çok milliyetçi ve muhafazakâr olarak nitelendirilebilecek hayat görüşüne sahip olmuş ve buna uygun eserler kaleme almıştır. Fatih-Harbiye ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşu isimli yapıtları Türkiye’de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaöğretim öğrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser listesinde yer aldı. Bazı eserleri ise dizi ve sinemalarda belli dönemlerde seyirci ile buluştu.