Sabahattin Ali’nin en bilinen eserlerinden bir tanesidir. Kitabın türü öyküdür. İçerisinde okunacak çeşitli hikâyeleri de barındırır. Bunlardan en dikkat çeken ve önemli olan Sırça Köşk öyküsü olduğu için kitap adını da buradan almıştır. İçinde bulunan öykülerden en uzun olanı da Sırça Köşk’tür. Yazar bu eserde anlatılan şey sorgulamadan güvenmek ve yaşamanın bedelini kısa bir hikâye ile anlatmıştır. Bu kitapta var olan öykülerin hepsi, okuyanlara ayrı ayrı dersler çıkarmada öncülük ediyor.
Kitabın Konusu
Üç arkadaşın, çalışmadan bir hayat sürdürmeleri üzerine düşünüp, sonunda bir fikir bulmaları üzerine yazılmış bir öyküdür. Bu arkadaşlar Sırça Köşk fikri sayesinde bir hayat sürdürmeye karar verirler. Fakat sonunda büyük bir yıkım olur. Bundan çıkarılacak dersler vardır. Bu kitaptaki Sırça Köşk öyküsünde de tam olarak bu anlatılmaktadır.
Kitabın Özeti
Kendilerini oldukça uyanık sanan üç kafadar arkadaş bir şehre giderler. Gittikleri bu şehirde insanlar hayatlarını çalışarak ve emek harcayarak devam ettirir. Fakat bu üç arkadaş çalışmadan yaşamanın ve insanların bu yüzden onları yadırgamadan yaşamanın derdine düşerler. Sonradan akıllarına çok güzel bir fikir gelir. Şehir içinde dolaşırken sürekli şaşkınlık yaşarlar. Şehirde yaşayan insanlar meraktan şu soruyu sorar; “Neye şaşırıyorsunuz bu kadar?”, onlar da bu şehrin bir Sırça Köşkü’nün olmamasına diye cevap verirler.
Şehirde yaşayan insanlar bu fikirden sonra düşünüp taşınırlar ve bir Sırça Köşk yapmalarını isterler. Aslında bu üç arkadaşın düşündüğü plan tam olarak işlemektedir. Köşk’ün yapımı için yanında çalışacak olan kişileri de ayarlamışlardır. Köşkü yapıp bitirmişlerdir. Hatta köşkün üzerine kat bile çıkmışlarıdır. Köşke gelen her insana yalan yanlış da olsa verecek cevapları vardır. İnsanlar da fazla sorgulamadan buna hemen inanırlar. Çalışmak istemeyen ve köşke yerleşen insanlar da burada yaşamaya başlarlar. Köşkte yaşayan bu insanlar ekmek elde su gölden mantığıyla her şeyi halk sayesinde temin ediyorlardı. Kısacası halkın emeğiyle kazanmış olduğu şeyleri sömürme isteği vardır. Bir gün halkın elinde kalan koyunları da kebap yapma için talep ederler. Bu koyunlardan üç tanesinin kellesini halka geri verirler. Kellelerden birinde beyin bulunmaz. Birinde göz yoktur. Birinde de dil yoktur. Resmen halka dalga geçerler. İnsanların emeklerini sömüren bu kişiler yüzünden de bıkan bir adam kelleyi alır ve Sırça Köşk’e fırlatır. Fırlattığı kelle sayesinden köşkte bir delik açılır. Elinde kalan diğer kelleri de atarlar. Sonra Sırça Köşk yerle bir olur. Kendisini zeki sanan o üç kafadar sayesinde hikâye de burada biter. Kısacası halkın buradan çıkarması gereken ders, böyle bir köşke aslında ihtiyaçları olmadığıdır. Herkes çalışıp didinirken kimseye yan gelip yatarak yaşamamalı. Armut piş ağzıma düş diyerek bir yaşam asla geçmez. Böyle bir hayatı yaşamak isteyen insanlar hayatın sonunda olumsuz şeylerle karşılaşabilir.
Kitabın Yazarı Hakkında
Sabahattin Ali Kimdir?
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907 yılında Eğridere’de doğmuştur. Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan gibi eserleri ile oldukça ünlü bir yazardır. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nı oldukça önemli bir şekilde etkilemiştir. Çoğunlukla öykü türünde eserler vermiştir. Romanlarıyla da ön plana çıkmıştır. Romanlarında uzun uzun ele aldığı aşk ve sevgi temalarını güzel bir dille işlemiştir. Edebi akım olarak toplumcu gerçekçilik, realizm gibi akımları örnek almıştır. Türk Edebiyatında ise oldukça popüler bir yere sahip olmuştur.
Eğitimini bitirdikten sonra Türkiye’de Almanca öğretmenliğine başlamıştır. Fakat bir süre sonra komünizm propagandaları yapıyor diye tutuklandı. Tutuklanma sebebinden ötürü de memurluktan ihraç edildi.
Hayatının son dönemlerinde Türk Milliyetçili yönünde yaşadığı tartışmalar yüzünden sorunlar yaşadı. Hakkında bulunan davalardan Türkiye’den ayrılmak istedi. Fakat Bulgaristan sınırında beraber kaçmak istediği Ali Ertekin tarafından öldürüldü. 2 Nisan 1948 yılında vefat etmiştir.