Dostoyevski’nin yazmış olduğu bir dünya klasiği olan Suç ve Ceza, pek çok dile çevrilerek yıllardır dünyanın her yerinde büyük bir ilgi ile okunuyor. Yazarın olgunluk döneminde yazmış olduğu ilk romanı olan bu değerli eserde yazar, toplumsal kötülüklerin nedenlerini meydana çıkarırken, bu kötülüleri yapan kişilerin de ceza çekmeleri gerektiğini kaleme almıştır bu eserde. Suç ve Ceza eserinde Rusya’nın toplumsal yaşamını detaylı bir biçimde ele alan Dostoyevski, ölümünün üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen bile büyük ilgi ile okunmaya devam ediyor. Dünyana mal olmuş bu eseri gelin daha yakından inceleyelim.
Kitabın Konusu
Eski Rusya yıllarını detaylı bir biçimde ele alan Suç ve Ceza romanında, yaşanan yılın acı gerçeklerini işler. Maddi yetersizlikler ve yapılan haksızlıklar ile başkahramanın bir cinayet işlemesi üzerine olaylar bir bir yaşanmaya başlanır. İşlediği bu ceza ile kötü bir katının ölmesini ve pek çok insanın bu kötü kadından kurtulması ile beraber topluma faydalı bir iş yaptığını düşünen başkahraman aslında kötü bir şey yaptığını düşünmüyordu. Roman aslında kötülük yapan kişilerin cezasız kalmaması üzerine dönmektedir.
Kitabın Özeti
Son derece yoksul bir aileden gelen Rodya Raskolnikov, hukuk okurken bir anda okulu yarıda bıraktı ve bu akıllı gencin aklını sürekli siyasi ve felsefi düşünceler sarıyordu. Herkes tarafından nefret edilen ve pek çok insanın canını yakmış olan tefeci bir kadını öldürmeyi aklına sokan bu başkahraman, bu kadını öldürmekle hem maddi sıkıntılarını ortadan kaldıracak, hem de dünyayı bir pislikten kurtaracaktı. Rodya Raskolnikov, toplum yararına olabilecek bir cinayeti kabul edebilirdi ve bir gün bu tefeci kadının evine girerek onu cani bir şekilde balta ile öldürür. Tam bu esnada Alonya ile beraber yaşayan ve aslında hiç kimseye bir zararı dokunmayan üvey kız kardeşini de hesapta yokken öldürmek zorunda kalan Raskolnikov, tefecinin müşterilerinden aldığı birkaç değerli eşyayı aldığı gibi kimseye görünmeden oradan uzaklaşır. Kendisinin kimseye görünmeden işini halledip oradan uzaklaştığını düşünen Raskolnikov, yine de son derece kaygılı ve tedirgindi. Sergilemiş olduğu bu tedirginliği ile ailesini ve dostlarını da şüpheye düşürür. Romanın başkahramanı Raskolnikov’un hayatında yalnızca üç kadın bulunur bunlardan birincisi canından çok sevdiği annesidir. Kocasından kalma emekli maaş ile geçinen bu dul kadın düşkün ve bir o kadar da müşfiktir. Diğeri ise kız kardeşi olan Dünya’dır, sonuncusu ise işsiz bir kâtibin kızı olan Sonia isimli bir kızdır. En yakın arkadaşı olan Sonia ile sık sık olmasa da ara ara buluşur ve sıkı bir arkadaşlık edinirdi. Sonia’nın ailesi epey karışıktır, babası alkolik olduğu için sürekli evdekileri döven çulsuz bir insandır. Ahlaklı bir o kadar da iyi kalpli olan Sonia, dinine çok bağlı olması ile de bilinirken beklenmedik hayat şartları onu fahişe olmaya zorlamıştır. Cinayeti işlemiş olan Raskolnikov, öldürmüş olduğu kadının evinden çıkarken aldığı değerli eşyaları ortadan kaldırana kadar oldukça delirmiş haldeydi. Ödemiş olduğu bir borç problemi ile karakola çağrılan Raskolnikov, polislerin yanında korkuyla karışık bir heyecan yüzünden bayılır kalır. Tüm bunların üzerine hastalanan Raskolnikov, günlerce hasta bir şekilde yatarken aklına bir anda cinayeti işlediği yere giderek kendini rahatlatmak istemesi fikri gelir. Ardından cinayetin işlendiği eve giden Raskolnikov orada bulunan komiser ile tanışır ve sergilemiş olduğu tutum ve davranışlar neticesi ile dikkat geçer ve olayın zanlısı haline gelir. Son derece akıllı bir adam olan Komiser Porfiry Petroviç, oraya gelen ve tedirgin davranışları ile kendini ele veren Raskolnikov’un katil olduğunu düşünmeye başlar. Yakın arkadaş olarak gördüğü Sonia’ya aslında içten içe duygular besleyen Raskolnikov sonunda kendini tutamaz ve işlediği cinayet ile beraber, ona olan aşkını itiraf eder. Fahişelik yapmasına rağmen dini inançları yüksek olan bu yürekli kız, Raskolnikov’a acımaya başlar ve suçunu itiraf ederek bu durumun bedelini ödemesi gerektiğini dile getirir. Çektiği vicdan azaplarına daha fazla dayanamayan Raskolnikov, suçunu polise itiraf eder. Bu cinayet üzerine sürgün yiyen Raskolnikov, aşık olduğu Sonia tarafından beklenecektir. Sürgün yemesine rağmen pek çok insanın canını yaktığı düşüncesi ile o tefeciyi öldürdüğünden pişman değildir. Sonia sayesinde dinine bağlanmaya başlayan Raskolnikov, sevdiğine kavuşacağı günü sabır ile beklemektedir.
Kitabın Karakterleri
Rodya Raskolnikov: Suç ve Ceza eserinin başkahramanı olan bu kişi, hukuk eğitimini yarıda keserek çeşitli çatışmalara karışır ve heyecanlı anlar yaşar.
Razumikin: Bu karakter, başkahraman Rodya Raskolnikov’un en yakın arkadaşıdır.
Pulcheia Alexandrovna Raskolnikov: Başkahraman Rodya Raskolnikov’un annesi olan bu kadın, ölen kocasının emekli maaşı ile geçinmeye çalışan bir duldur.
Dünya: Luzhin ile nişanlı olan bu kız, Rodion’un da kız kardeşi ve son derece neşeli bir yapıya sahiptir.
Zozimov: Raskolnikov’un hekimi olan bu karakter, aynı zamanda en samimi arkadaşıdır da.
Avdotya Romanovna: Rodya Raskolnikov’un kız kardeşi olan bu karakter, romanın bitmesine yakın annesi ile beraber ziyaretine gelir ve son derece üzgün bir biçimde beklerler.
Marmeladov: Rodya Raskolnikov’un meyhanede karşılaştığı ve tanıştığı kişi olan bu karakter, üç çocuk babası bir içkici karakterdir.
Pctroviç Luzhin: Kendi çabaları ile bir yerlere gelebilmiş, son derece gururlu bir kişiliktir. Yüksek maaşlı bir memur olan Luzhin, Dounia ile nişanlıdır da aynı zamanda.
Sonya: Yoksul bir aileye mensup olan Sonya, son derece karakter sahibi, ahlaklı edepli ve bir o kadar da dinine bağlı bir kızdır. Ne yazık ki hayat şartları onu bir fahişe olmaya iter.
Ardadiy Ivanoçiv Avidrigailov: Rodion’un kız kardeşi olan Dünya’nın patronudur.
Maria Petrovno Svidrigailov: Arkadiy’in vefat eden eşinin ta kendisidir.
Dimitri: İş bulamayan, içkici, mazoşist yapısı ile bir memur karakterdir.
Alyona Ivanovna: Tefeci olan yaşlı bir karakterdir.
Kitabın Yazarı Hakkında Bilgi
Dünya klasikleri arasına girebilecek önemli eserler vermiş olan Dostoyevski, edebiyat tarihinin kuşkusuz en başarılı yazarlarından birisidir. 1821 tarihinde dünyaya gelmiş olan Moskova’lı yazar, son derece fakir bir ailenin çocuğudur. Ömür boyu yoksulluk çeken Dostoyevski, alkolik bir doktor baba ile hasta bir annenin, 6 çocuğundan ikincisiydi. Çocukluk yılları epey buhranlı geçen Dostoyevski, geçirdiği bazı ağır hastalıklar neticesinde önce annesini, ardından babasının ölümü ile yıkıldı. Babası ile kavga ettiği zamanlarda onun ölmesini dileyen yazar, babasının ölmesi üzerine kendini suçlu görür ve ağır bir depresyon yaşar bu esnada yazarda da çeşitli sağlık problemi ortaya çıkar. Dostoyevski yaşadığı bunca acılara rağmen, kaleminin gücü ve edebi kimliği ile tüm dünyaya ismini duyurmuş önemli yazarların başında gelmektedir. Bu önemli yazarın eserleri başlıca şu şekildedir:
- Suç ve Ceza
- Yer Altından Notlar
- İnsancıklar
- Karamazov Kardeşler
- Kumarbaz
- Budala
- Ezilenler
- Öteki
- Beyaz Geceler
- Ölülerin Evinden Anılar
- Uysal Kız
- Bir Yazarın Günlüğü
- Tatsız Bir Olay
- Amcanın Düşü
- Ev Sahibesi
- Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları
- Netaçka Nezvanova
- Cinler
- Delikanlı