Üç Silahşörler ( Alexandre Dumas, père ) Özeti, Konusu ve İncelemesi

Üç Silahşörler çoğu kişi tarafından okunan okuyanların çok sevdiği bir eserdir. Hal böyle olunca Üç Silahsörler kitabı kaç sayfa sorusu oldukça sık karşımıza çıkıyor. Bu kitap 96 sayfa olarak okuyucusunun beğenisine sunulmuştur. Bunun dışında Üç Silahşörler çıktığı zamandan beri popüler olmuş ve popülaritesini korumuş nadide eserlerden birisi olmayı başarmıştır.

Üç Silahşörler eserinin yazarı Alexandre Dumas hakkında yaptığımız araştırmalara göre usta yazar, takvimler 24 Temmuz 1802’yi gösterdiğinde hayata gözlerini açmıştır. Fransa’nın gurur kaynağı yazar, kendisi ile aynı ismi taşıyan oğlu ile karıştırılmaması için Alexandre Dumas père isimi ile de bilinir. Dumas, macera tarzında yazdığı tarihi de kattığı kitapları ile ünlüdür diyebiliriz.

Usta yazarın eserleri 100 farklı dile çevrilmiştir ve bu sebepten dolayı en çok okunan Fransız yazarlar arasında olmayı başarmıştır. Monte Kristo Kontu, Üç Silahşorlar, Yirmi Yıl Sonra ve Demir Maskeli Adam yazarın en sevilen en çok okunan eserleri arasındadır ve bu eserlerinden bazıları diziye bile çevrilmiştir.  Üç Silahşörler (film 1993 ) roman dışında film olarak da yayımlanarak hem sinemaseverlerin hem kitapseverlerin gözbebeği haline gelmiştir.

Üç Silahşörler Özeti

  1. yüzyıl dönemlerinde Melung köyünde yaşan bir aile varmış ve bu ailenin babası genç olduğu dönemde sarayda silahşor olmak istemiştir. Silahşör olmayı başaramayan babanın artık amacı kendisinin başaramadığı silahşörlüğü oğlunun yapması olmuş. Bu amacını gerçekleştirmek isteyen baba bunun için oğlunun eline bir mektup vererek onu M. de Tréville’nin yanına yollamış. İsmini D’Artanyan koymayı uygun gördükleri bu çocuk yolda pek bir yadırganmış ve kavgalara karışmış.

D’Artanyan kasabaya ulaştığında buradaki halk onu yine yadırgamış ve onunla alay etmişler. Genç çocuk burada da dayanamayarak kavga etmiş ve kavga esnasında bayılmış. Onu bayıltan kasaba halkı babasının yazdığı mektubu da alarak kaçmışlar. D’Artanyan önce bu olay için hancıyı suçlayıp ona saldırsa da onun olmadığını anlayınca hemen onu bırakarak sarayın yolunu tutmuş. Babasının mektup yazdığı adamı bularak durumu anlatmış ama o sırada mektubu çalan adamı görmüş ve onu yakalamak için koşmaya başlamış.

Adamı yakalamak için koşan D’Artanyan bu sırada kralın silahşörlerinden birine, Athos’a, çarpmış ve özür dilemiş ama silahşör özrünü kabul etmeyerek onu saat on birde düelloya davet etmiş. Bir şey diyemeden kabul etmek zorunda kalan D’Artanyan mektubu yakalamak için koşmaya devam ederken bu sefer de kralın bir başka silahşörü olarak bilinen Partos’a çarpmış. Partos’tan da defalarca özür dilemiş ama Partos bunu kabul etmeyerek onu saat on üçte düelloya çağırmış.

D’Artanyan o kadar çok zaman kaybetmiş ki bu esnada kovaladığı adamı da elinden kaçırmış ve düello için sözleştiği Athes’un yanına gitmek için yola koyulmuş. Fakat onun yanına giderken de kralın bir diğer silahşörü olarak bilinen Aramis ile sorun yaşamış, onunla da saat on dörtte düellosu olmuş. Bunun ardından düello için Athos’un yanına giden genç çocuk Athos’un yanında şahit olarak diğer silahşörleri görünce çok şaşırmış ve konuşmaya başlamışlar. Bu dört delikanlı da birbirlerinin ne kadar iyi olduğunu anlamışlar ve iyi anlaşmışlar ancak verdikleri sözden de geri dönemezlermiş.

D’Artanyan bu cesur, korkusuz ve kararlı yiğitleri tam olarak tanıdıktan sonra öleceği fikrine kapılmıştır. Tam düello başlayacakken bir saldırı olmuş ve gizlice dövüşmek o dönemde yasak olduğundan silahşörler ile direkt dövüşmeleri gerekirmiş. D’Artanyan silahşörlere katılmış ve onların safında askerlere karşı savaşmıştır. Silahşörler galip gelmiş ve bu durum M. de Tréville büyük takdir, övgü görmüş. Bu olaydan sonra silahşörler D’Artanyan’ı da yanlarına almışlar ve aralarındaki sorunları çözmüşler. Bu dörtlü arkadaş grubu bundan böyle hep beraber kötülere, haksızlığa karşı savaşmışlar ve dik durmuşlar. Üç Silahşörler özeti en sade ve yalın bu şekilde anlatılabilir.

Üç Silahşörler Konusu

Bu kitap olaylar gençliğinde silahşör olan bir babanın bunu başaramayınca hayallerini oğlunda gerçekleştirmek istemesi üzerine başlıyor. Bunun ardından genç çocuk bir yolculuğa başlıyor ve kitap bu serüveni konu ediniyor. Kitapta gencin cesurluğu, mertliği, gücü okuyucuyu büyülüyor ve kitabı bir çırpıda bitirme isteği uyandırıyor. Kitapta genç çocuk kralın askerleri ile bir takım sorunlar yaşıyor ve ne kadar istemese de onlarla düelloya çıkmak zorunda kalıyor.

Tam düello olacağı esnada silahşörlere askerler tarafından bir saldırı oluyor ve genç çocuk bunun üzerine silahşörlerin yanında savaşıyor. Galip gelmelerinin ardından daha fazla tanışma fırsatı yakalayan silahşörler ve çocuk, çok yakın arkadaş oluyorlar. Silahşörler çocuğu yanlarında dördüncü silahşör olarak görmek istediklerini belirtiyor. Çocuk babasının istediği gibi bir silahşör oluyor ve arkadaşları ile birlikte haksızlığa karşı her daim savaşıyor. Üç Silahşörler konusu en kısa bu şekilde anlatılabilir.

Üç Silahşörler İncelemesi

Kitap hakkındaki fikirlerimizi aktaracak olursak; kitap çocuk kitabı olarak raflarda yer alıyor ancak büyük küçük her yaştan herkesin okuması gereken bir kitap. Verdiği sosyal mesajlar, içerikleri, haksızlığa karşı dik duruş kitapta o kadar güzel işlenmiş ki insanın okudukça okuyası geliyor. Bu kitabı okuyan bir çocuk ise dostluk, sır tutma, inanç, dürüstlük gibi birçok değerleri anlamlandıracak ve hayata dair birçok bilgi öğrenecektir. Tam bir klasik olarak nitelendirebileceğimiz Üç Silahşörler incelemesi en kısa ve öz bu şekilde aktarılabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir